HTS kayıtları, kişinin telefonundaki konuşmalar, mesajlaşmalar gibi verilerin bütünüdür. CMK m.135’de “İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” başlığı altında belirtilen koruma tedbiri, belirli bir telefon numarasına ait iletişim bilgilerinin tespiti, dinlenmesi ve kayıt altına alınmasını kapsar.HTS kayıtları ile sinyal bilgileri değerlendirilerek, kişiler arasındaki karşılıklı aramaların değerlendirilmesi, tüm farklı iletişimlerin bir bütün olarak incelenmesi, tutulan raporların yorumlanması ve istatistiğe dökülmesi, başarısız aramaların (ulaşılamayan) tespit edilmesi ve GSM hattının sahibi ile kullanıcısının farklı olması ihtimali göz önünde bulundurularak, dosya kapsamındaki çelişkilerin giderilmesi mümkündür. HTS kayıtları (Arayan-Aranan-Mesaj Atan GSM numaraları=Fatura Bilgisi) Belirti delili niteliğindedir.HTS kayıtları özellikleri gereği, sadece kişiler arasındaki iletişimi tespit eder. İletişimin içeriği hakkında bilgi vermez.Kısacası HTS Kayıtları, kişilerin telefonları aracılığıyla yaptıkları görüşmelerin arayan, aranan, arama zamanı, arama süresi, arama yeri ve sinyal alınan baz istasyonları gibi bilgilerini kapsamaktadır. HTS Verileri iletişim içeriği (Konuşulanlar-Görüşme İçeriği) hakkında bilgi vermez. HTS verileri; tespiti istenen gsm hattının talep edilen tarihler aralığında aranan, arayan, sms gönderen/alan hat-hat sahiplerine ve bu iletişim trafiğine ilişkin süre bilgilerini ihtiva eder.Dolayısıyla ceza muhakeme usulünde BELİRTİ DELİLİ olarak kabul edilirler. Örneğin iştirak halinde işlenen suçlarda olaydan hemen öncesi şüpheliler arasındaki yoğun görüşme trafiği, birlikte suç işleme kararı ve fikir birliğinin varlığı bakımından bir belirti olarak kabul edilebilinir. HTS verileri sosyal medya iletişim araçları olan Whatsapp, Messenger vs. gibi uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen görüşme trafikleri hakkında bilgi vermez. Bu ve benzeri uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen görüşme trafiklerine ilişkin kayıt verileri gelen HTS kayıtlarında yer almaz.HTS raporları; baz istasyonlarının sinyal özelliklerinden, iletişimin karşılıklı olarak (arayan/aranan) değerlendirilmesi, tüm farklı iletişimlerin bir bütün olarak incelenmesi, raporların yorumlanması, rapordaki tüm numaraların istatistiklerinin çıkarılması, ulaşılıp ulaşılamayan görüşmelerin belirlenmesi, hattın sahibi ile kullanıcısının farklı olabilme ihtimalinin dosya kapsamından çıkarılarak değerlendirilmesi, baz istasyonlarının haritalaştırarak konum, hız, zaman gibi teknik bilgileri barındırmaktadır.HTS kayıtları her sanığın durumuna özel olarak değerlendirilmelidir.HTS kayıtlarına ve baz bilgilerine ilişkin uzman bilirkişisinden rapor temin edilmesi durumunda verilere TEKNİK DELİL niteliğini alır. Sanık veya sanıkların kullandıkları GSM hatlarına ilişkin HTS ve Baz bilgilerinin BTK dan talep edilerek getirtilmesi mümkün iken, aynı şekilde mağdurun kullanmış olduğu GSM hatlarına ilişkin olarak da bu verilerin aynı dosya kapsamında talep edilerek getirtilmesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Mağdur/Müştekinin aynı dava dosyasında cep telefonunu, usulüne uygun Yasa’da belirtilen şartlar uyarınca EL KOYMA kararı bulunmadığı sürece, fiziken incelenmesi veya delil elde etme amacına yönelik olarak Siber Suçlar birimine tevdi edilmesi mümkün değildir. Ancak Cumhuriyet Savcısı ve mahkemelerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde, suçun aydınlatılması bakımından, mağdurun cep telefonuna Yasa’da belirtilen şartlar nezdinde EL KOYMA kararı vererek ilgili kolluk birimine inceleme yaptırması işleminde hukuka aykırı bir durum olmadığı kanaatindeyiz. ”İçeriğine müdahale edilmeden, iletişim araçlarının diğerleri ile kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespitine yönelik işlem olması ve daha çok dış bağlantı verilerini ifade etmesi nedeniyle ‘iletişimin tespiti’, Cumhuriyet savcısının soruşturma yetkisini düzenleyen CMK’nın 160 ve 161. maddeleri kapsamında istenebilecek delillerdendir.” Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 06.11.2019 tarihli, 2019/1582 E. ve 2019/6838 K.
HTS; Günün belli bir zaman diliminde baz istasyonundan görüşme yapan tüm abonelere ait açık adres ve kimlik bilgilerini kapsayacak şekilde arayan ve aranan dökümlerine ilişkin bilgilerin dökümü iletişimin tespiti işlemidir.İletişim tespiti ancak, şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilir.Yargıtayın istikrar bulmuş içtihatları uyarınca, müşteki-mağdurun iletişiminin tespiti işleminin, 5271 sayılı CMK.nun 135. maddesi kapsamında değil, Cumhuriyet Savcısı ve mahkemelerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri (10.11.2005 gün ve 25984 sayılı RG’de yayımlanan Yönetmelik m. 3/f) ifade eden “iletişimin tespiti” işlemi yukarıda belirtilen CMK.nun 135. maddesinin 6. fıkrası kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, hangi suça ilişkin olursa olsun, şüpheli ve sanığın iletişiminin tespiti, CMK.nun 135/1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla mümkün olacaktır.
HTS kayıtlarının destekleyici delil/Belirti Delili niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Yüksek mahkeme içtihatlarında, söz konusu delillere dayanılarak mahkûmiyet kararı verilemeyeceği, sadece başkaca delilleri desteklemek amacıyla kullanılabilecekleri belirtilmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/171 E. 2020/169 K.
HTS kayıtları tek başına kuşku sınırlarını aşan, mahkumiyete yeterli ve kesin delil niteliğinde değildir. Aleyhinde usulüne uygun temin edilmiş olsa dahi HTS kayıtlarından başka delil bulunmayan kişi ceza hukukunun temel prensiplerinden olan “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin koruması altındadır ve cezalandırılamaz. Ceza muhakemesi hukukuna göre, yargıç karar aşamasına hükmünü kesin bir yargıya dayandırmalıdır. Mahkeme hükmü olasılıklar üzerine bina edilemez. İspatın tam olmadığı hallerde “şüpheden sanık yararlanır ilkesi geçerlidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre, “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. (YCGK-K.2011/171)
“Tecrübe Kuralları (Erfahrungssaetzen) veya Olasılık Kuralları (Wahrscheinlichkeiten) Çok sayıda benzer anlam ve formda gözlenen münferit vakıalardan, bazı bilimlerden veya teknikten alınmış genel değerlendirmeler, kurallardır. Bu kurallara göre belli olayların tekrarı sık olmalı ve tekerrürü gelecekte de beklenebilmelidir. Bu kurallar soyut ve geneldir. Ancak hiç bir zaman kesinliği değil, sadece olasılığı ifade ederler. Her tecrübe kuralının temelinin kollektif (istatistiki bir yoğunluk ile) oluştuğu söylenebilir.Bu kuralların hiçbir zaman doğa kanunları gibi zorlayıcı güçleri yoktur. Bunlar sadece hayatın normal akışı hakkında bilgi verirle, sadece istatistiki bir nitelikleri vardır. Fakat bunlardan öyleleri vardır ki bunlar tipik ve devamlı şekilde tekrar eden durumlarda büyük ölçüde olasılığı gösterirler. Bunlara genel tecrübe kuralları denir. Ayrıca doktrinde bir görüşe göre, alelede olasılıkların karşısında nitelikli olasılıkları ortaya çıkarmak üzere yaşamın olağan akışı kavramı çıkmıştır.” Bkz.; TAŞPINAR, Sema: Fiili Karinelerin İspat Yükünün Dağılımındaki Rolü, (Hayatın Olağan Akışı Kavramı)
“… Bu kayıtlar, kişiler arasında sadece bir görüşme ve mesajlaşma olduğunu göstermesi, içerik bilgilerini yansıtmaması nedeniyle, içeriği belirlenemediği sürece silahlı terör örgütü üyeliği suçu yönünden özellikle yatay görüşme olarak kabul edilebilecek, haklarında aynı suçtan işlem yapılan diğer kişiler ile yapılan görüşmeler başlı başına anlam ifade edecek, sanığın aleyhine kullanılabilecek bir delil niteliğinde kabul edilmemesi gerekmekle birlikte, birçok durumda dosya kapsamında yer alan iddialarla ilgili destekleyici delil niteliğine sahip olabilir. Örneğin örgüt üyeliği iddiası bulunan sanığın, örgütün ildeki üst yöneticileri ile yaptığı sık görüşme destekleyici delil olabilir. Yine örneğin suç tarihinde üniversitede bir öğretim üyesi olan sanığın, aynı üniversitenin örgüt içerisinde sorumlusu olduğu iddia edilen ve buna yönelik başkaca deliller olan kişi ile yaptığı görüşmelere ilişkin HTS kayıtları delil niteliğini kazanabilir. Bu nedenle, HTS kayıtları her sanığın durumuna özel olarak değerlendirilmelidir…”Gaziantep BAM, 3. CD E. 2018/2982 K.2019/4 T. 8.1.2019
Baz sinyallerinin araştırılması, telefon görüşmelerinin tespitinden farklı olarak daha somut ve tutarlı sonuçlar verir. Çünkü sinyal araştırmasıyla, sanığın telefonunun hangi şehirde ve bölgede olduğu, tarih aralığı ile tespit edilebilmektedir. Bu sebeple, söz konusu sinyaller, içeriği tespit edilemeyen telefon görüşmeleri gibi kabul edilmeyip, daha somut KUVVETLİ DELİL olarak yargılamaya esas alınabilmektedir.Dinleme, kayda alma veya sinyal değerlendirme tedbirleri HTS kayıt verilerinin aksine ancak CMK da sayılan katalog suçlar bakımından uygulanabilir.Ancak Şüpheli/Sanık veya müştekinin kendi cep telefon hattına yönelik rıza gösterip onaylaması halinde tüm suçlar bakımından HTS BAZ veri kayıtlarının adli mercilerce talep edilmesi mümkündür. Bunun dışında rıza ve onay olmadığı sürece baz bilgilerinin temini ancak Yasa’da belirtilen suçlar bakımından olanaklıdır. Yine Yasa’da belirtilen katalog suçların işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunmadan iletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirine başvurulamaz. Ayrıca Başka Yollardan Delil Elde Etme İmkanının Bulunmaması Şartının varlığı gereklidir. Başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması, soruşturma veya kovuşturma sırasında diğer tedbirlere başvurulmuş olsa bile sonuç alınamayacağı hususunda bir beklentinin varlığı veya başka yöntemlerden biri veya birkaçının uygulanmasına rağmen delil elde edilememesi ve delillere ancak iletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbiriyle ulaşılabilecek olmasını ifade eder (Yön.4).Şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla yaptığı iletişimin denetlenmesi tedbiri, soruşturma aşamasında hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında davaya bakan mahkemenin kararı ile uygulanır. Savcılık, hakimlik veya mahkeme kararında; yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresi belirtilir. (CMK m.135/6). İletişimin dinlenmesi, kaydedilmesi veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararı en çok iki ay için verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir (CMK m.135/4). Yani, bireysel suçlarda toplam 3 ay, örgütlü suçlarda ise toplam 6 ay boyunca iletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerine başvurulabilir. Tedbire Cumhuriyet savcısının karar verdiği hallerde, kararın 24 saat içinde hakim onayına sunulması gerekir. Onaya sunulan savcılık kararı hakkında en geç 24 saat içinde hakim tarafından karar verilir. Savcılık kararının onay süresinin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde elde edilen kayıtlar derhâl imha edilir.İletişimin denetlenmesi (dinleme, kayda alma ve değerlendirme) sırasında elde edilen deliller CMK’nın 135/8 maddesinde yer alan ve yukarıda belirttiğimiz suçlar haricindeki bir suçun soruşturma ve kovuşturulmasında kullanılamaz.Mağdur veya müşteki hakkındaki iletişimin tespiti, genel soruşturma ve kovuşturma yetkilerine dayanılarak yapılabilir. Müşteki veya mağdur açısından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesi hükümleri uygulanamaz. Kanunda CMK m.135 hükümlerinin sadece şüpheli veya sanık hakkında uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir. Soruşturma aşamasında savcılık CMK m.160 vd. maddelerinde genel soruşturma yetkilerine dayanarak müşteki veya mağdurun iletişiminin tespiti kararı verebilir. Kovuşturma aşamasında ilgili mahkeme delil toplama konusundaki genel yetkileri çerçevesinde mağdur veya müştekiye ait iletişimin tespiti kararı alabilecektir.Katalog suçlar 5271 sayılı CMK 100/3 hükmünde yer alır. Baz verilerine ilişkin kayıtlar neticesinde uzman bilirkişisinden rapor temin edilmesi durumunda verilere Teknik Delil mahiyetini alır.
Bilinenin aksine BAZ VERİLERİ; FİİLEN KULLANILAN CEP TELEFONUNUN DOĞRUDAN NOKTA ATIŞI YERİNİ TESPİT ETMEZ; AKSİNE CEP TELEFONU GSM HATTININ KAPSAMA ALANI İÇERİSİNDE BULUNDUĞU YERDEKİ BAZ İSTASYONUNUN ADRESİNİ VEREBİLİR. Aynı baz istasyonu kapsama alanında bulunan ve aynı baz istasyonundan sinyal alan kişilerin kati surette yüz yüze geldikleri, buluştukları kabul edilemez ve baz verileri tek başına şüpheli veya sanığın aleyhine somut delil olarak kullanılamaz.Şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması gerekir. Ancak gsm hattını ve cep telefonunu fiilen olay tarihinde kullandığı kesin olarak tespit edilen şüphelinin/sanığın olay yeri dışında farklı bir baz istasyonu kapsama alanından sinyal aldığının belirlenmesi durumunda, baz kayıt verileri, kuvvetli somut delil olarak değerlendirilmeli, hükme esas alınmalıdır. Zira her bölgede yer alan baz istasyonunun kapsama alanındaki toplam gsm hattı sayısı; alandaki toplam baz istasyonları sayısına ve alan yüz ölçümüne göre farklılık göstermektedir. Bununla birlikte doğal afet (deprem, sel, yangın vs.) gibi durumlar yaşanmadığı sürece en yakın baz istasyonu kapsama alanında bulunan gsm hattının yakınında yer alan diğer baz istasyonu kapsama alanına geçerek sinyal alabilmesi olanaklı değildir.Deprem gibi doğal afetlerde haberleşmenin kesilmesini önleyecek uydu transmisyonlu mobil baz istasyonlarının kurulum sayısı da her geçen artmaktadır. Şehir merkezlerinde neredeyse her mahallede birden fazla baz istasyonu hatta bazen apartmanlar içerisinde bile baz istasyonları yer almasına karşın kırsal bölgelere gidildikçe bu sayı azalmaktadır. Uygulamada yargılama makamlarının olay yerine yakın yerlerden sinyal alan sanığın, belirtilen zaman aralığında olay yerine kolayca gidip dönebileceği olasılığını gerekçe göstererek mahkumiyet hükmü tesis ettikleri görülmektedir. Baz ve Hts verileri hakimlik mesleği dışından teknik uzmanlık gerektiren bir konudur. Bu açından mahkemelerin olasılık ve ihtimaller üzerine uzman kişisinden rapor temin etmeksizin tahmine dayalı ve zorlayıcı yorumlarla baz verilerinden tahmine dayalı çıkarımlarda bulunup, bu varsayımları dayanak göstermek suretiyle mahkumiyet kararları tesis etmeleri hukuka aykırıdır. Tespiti istenen cep telefonu hattının şüpheli veya sanık tarafından fiilen kullanılıp kullanılmadığı hususunda ve diğer muallakta kalınan konularda uzman kişisinden rapor temin edilerek şüphelerin giderilmesi gerekmektedir. Tespiti talep edilen gsm hattının şüpheli veya sanık tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitinde, yargılama merciinin HTS kayıtlarında, en fazla görüşme gerçekleştirilen iki kişiyi tanık sıfatıyla dinleyerek kanaate ulaşması da bir başka kabul görmüş yöntemdir.
Uydu telefonu, Dünya’nın yörüngesinde bulunan iletişim amaçlı uyduları kullanarak bağlantı ve iletişim sağlayan bir çeşit mobil telefondur. Cep telefonları ile benzer şekilde hizmet verirler; konuşma, sms ve düşük bant internet hizmeti sağlarlar. Cep telefonlarından farklı olarak herhangi bir baz istasyonuna ihtiyaç duymadan doğrudan uydu ile bağlantı kurarlar. Sabit uydular deniz seviyesinden ortalama 32.000 km uzaklıkta yörüngede hareket etmeden dururlar. Hareketli olan uydular ise ortalama 750 ile 1500 km arasında bir uzaklıkta dünyanın etrafında dönerler ve bunu ortalama 1 ile 1 buçuk saat arasında bir sürede tamamlarlar. Normal telefonlar gibi baz istasyonları üzerinden değil, doğrudan uydu aracılığı ile bağlantı kuran bu telefonlar kapalı alanda çok verimli çalışmaz. Fakat açık alanlarda uydu ile mutlaka bağlantı kurar. Uydu telefonlarının kapalı alanlardaki çekim gücü çok düşüktür. Bir bina içerisinde uydu telefonuyla sağlıklı bir görüşme yapmak için pencere önüne yönelmek veya çatıya çıkmak gerekebilir. Bazı telefonlar tüm dünyayı, bazıları ise yalnızca belli bir kesimi kapsamaktadır. Uydu telefonu üzerinden çağrı yapıldığında veriler, en yakın uydu üzerinden aktarılır. Uydu telefonları genellikle dışarıdayken daha iyi çalışırlar. Veriler uyduya ulaştıktan sonra aradığınız kişinin telefonuna ulaştırılır. Uydu telefonu olmayan bir telefonu arıyorsanız çağrı, onu karşıdaki cihaza bağlayan, dünya üzerindeki mobil istasyon üzerinden yönlendirilir. Dolayısıyla karşılıklı iki ayrı uydu telefonla gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin BTK-BAZ bilgisi elde edilemez.
Mobil haberleşme sistemleri, birçok baz istasyonundan meydana gelen hücresel bir yapı şeklinde oluşturulmaktadır. Baz istasyonları, “Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelik” (Yönetmelik) hükümlerine uyulması kaydıyla kapsama ve kapasite artışı sağlanması gereken yerlerde kurulabilmektedir.5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca baz istasyonlarının kuruluşunda uyulması gereken kriterlerle ilgili düzenleme yapma yetkisi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’ndadır.Baz istasyonları; alıcı, verici ve güç ünitelerinden oluşan kabin ile sinyalleri yaymak için kule, direk, çatı, bina yüzeyleri vb. yerlere kurulan anten ünitelerinden meydana gelen ve mobil cihazlar ile haberleşmeyi sağlayan sistemlerdir.
Baz istasyonları, mobil cihazlarla iletişim sağlamak amacıyla kurulmakta olup, baz istasyonlarının kapsama alanında olmayan yerlerde mobil iletişim kurmak mümkün değildir.Bir baz istasyonu üzerinden sınırlı sayıda abone iletişim kurabilmektedir. İşletmecilerin abone sayılarının artmasına bağlı olarak; arama başarısızlıklarının en düşük seviyede tutulabilmesi ya da kurulan iletişimin kesintisiz olarak devamının sağlanabilmesi için kapsama sağlanan yerlerde de ilave baz istasyonlarının kurulması gerekmektedir. Aksi halde, kapsama alanında olsalar bile kapasitenin dışında kalan aboneler iletişim sağlayamayacaklardır. Şehir merkezlerine kurulan baz istasyonlarının çoğu kapasite artışını sağlamak amacıyla kurulmaktadır.Mobil cihazlar ile yapılan iletişim, baz istasyonları ile mobil cihazlar arasında karşılıklı olarak gönderilen elektromanyetik dalgalar vasıtasıyla sağlanmaktadır. Mobil cihazlarla yapılan iletişimde, abone baz istasyonuna ne kadar yakın olursa mobil cihaz çıkış gücünü azaltacak ve abonenin daha az elektromanyetik alana maruz kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca, baz istasyonları düşük güçte çalıştıklarından ve kapsanacak bölgedeki abone sayısı da dikkate alınarak belirli bir hücre planlaması çerçevesinde kurulması gerektiğinden, baz istasyonlarının şehir dışında kurulması teknik olarak mümkün değildir. Bu nedenlerle baz istasyonları şehir merkezlerine de kurulmaktadır.
HTS kayıtları ile birlikte gönderilen, İNTERNET BAĞLANTI (GPRS/WAP) İLETİŞİM SORGU SONUÇLARI” tipindeki dökümler GPRS/WAP (veri kullanımı) kısmında “Hedef IP” ve “Erişilen Sayfa” bilgilerinin boş olduğu satırlar operatör firma tarafından seçilen bir periyodla merkezi bir kayıt ortamına aktarılmış ücretlendirme verilerinin dökümüdür.GPRS (General Packet Radio Service/Paket Anahtarlamalı Radyo Hizmetleri), verilerin mevcut GSM şebekeleri üzerinden saniyede 28.8 Kb’den 115 Kb’ye kadar varabilen hızlarda iletilebilmesine imkan veren, cep telefonu, dizüstü bilgisyar, PDA ve diğer mobil cihaz kullanıcılarına kesintisiz İnternet bağlantısı sunan bir mobil iletişim servisidir.Hergün kullandığımız internet’de paket-anahtarlama tekniğinin kullanıldığı dev bir network’tür. GPRS, bu haliyle “sürekli bağlantı halinde” olma imkanı da sağmaktadır.GSM operatörleri aynı zamanda mobil veri ile internet hizmeti de sağlamaktadır. Cep telefonlarına takılı GSM hatlarından mobil veri aracılığıyla internet hizmeti alabilmek için de yine en yakın yerde bulunan Baz İstasyonu kapsama alanı içerisinde olunması gerekir. Cep telefonları kullanıcıları genel olarak mobil veri akışını açık tuttuklarından GPRS verileri dakika bazında baz bilgisi verebilmektedir. Ancak wifi üzerinden cep telefonuna internet bağlantısı kurulması halinde GPRS baz verileri çoğu zaman sağlıklı sonuçlar vermemektedir.
Yer tespiti açısından baz istasyonu sinyalleri kuvvetli delil niteliğindedir. Yargıtay, yer tespiti açısından sinyallerin kesin sonuç verdiğini belirtmektedir. Teknik sorunların varlığı halinde ayrıca bir rapor alınmalıdır. Fakat ortada teknik bir sorun yok ise, sinyaller üzerinden GSM numarasının nerede olduğu kesin şekilde belirlenecek ve dosyaya delil olarak sunulabilecektir. Dikkat edilmesi gereken husus, burada kesin olarak belirlenen şeyin, GSM numarası olduğudur. Sanığın o GSM numarasını kullanıp kullanmadığının araştırılması ayrı bir konudur.Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/223 E. 2020/12 K. , Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2019/13801 E. 2020/348 K.
Sanıkların olay esnasında veya olaydan önce bir araya gelip gelmedikleri konusunda, baz istasyonu sinyalleri değerlendirilebilir. Söz konusu kişilerin telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal vermesi, kişilerin bir araya geldiği şeklinde yorumlansa bile Yargıtay tarafından, bu şekilde kabul edilmemektedir.
GSM hattının nerede olduğunun tespiti açısından, söz konusu kayıtlar Yargıtay tarafından hükme esas alınmaktadır ve uygulamada bu kayıtlar sıklıkla değerlendirilerek kullanılmaktadır.Yargıtay 13. Ceza Dairesi, 2019/7470 E. 2020/324 K.
Baz istasyonu sinyal verileri sanığın tespite konu cep telefonunu fiilen kullandığının HTS kayıtları ve başkaca delillerle kanıtlanması durumunda, İÇERİĞİ TESPİT EDİLEMEYEN HTS kayıt verilerinin aksine belirti delili değil, kuvvetli somut delil niteliğinde olacak ve şartlarının vuku bulması halinde hükme esas alınabilecektir.
MÜŞTEKİYE AİT CEP TELEFONU HTS BİLGİLERİ İSTENEBİLİR veya MÜŞTEKİ TELEFONU ÜZERİNDE İNCELEME YAPILABİLİNİR Mİ?
Müştekiye (Şikayetçi) Ait Telefonun İletişiminin Tespiti
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. ve Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 12. maddelerine göre hakim kararı gerektiren iletişimin tespiti tedbirinin, şüpheli veya sanık tarafından kullanılan telefonlar hakkında uygulanabileceği, anılan düzenlemelerde müştekinin telefonuna yönelik bir tedbirden bahsedilmediği, bu durumda adı geçen müştekinin telefonu açısından iletişimin tespiti uygulamasının Cumhuriyet Savcısı ve mahkemelerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Cumhuriyet Savcısı ve mahkemelerin ilgili kurumdan, müştekinin telefonu ile yapılan görüşmelerin kimle, ne zaman, hangi süreyle yapıldığına ilişkin kayıtları içeren iletişimin tespitini isteyebileceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5353 sayılı Yasa’nın 17. maddesiyle değişik 135. maddesi uyarınca, “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal verileri değerlendirilebilir.”
5271 sayılı CMK.nun 135. maddesinin 6. fıkrasında bu madde kapsamında “dinlenme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine “ ilişkin hükümlerin ancak fıkrada sayılan katalog suçlarla ilgili olarak uygulanabileceği öngörülmüştür.
İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri (10.11.2005 gün ve 25984 sayılı RG’de yayımlanan Yönetmelik m. 3/f) ifade eden “iletişimin tespiti” işlemi yukarıda belirtilen CMK.nun 135. maddesinin 6. fıkrası kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, hangi suça ilişkin olursa olsun, şüpheli ve sanığın iletişiminin tespiti, CMK.nun 135/1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla mümkün olacaktır.
Ancak; Yargıtayımızın istikrar bulmuş içtihatları uyarınca, müşteki-mağdurun iletişiminin tespiti işleminin, 5271 sayılı CMK.nun 135. maddesi kapsamında değil, Cumhuriyet Savcısı ve mahkemelerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar : 2011/6986).
YARGITAY Ceza Genel Kurulu
ESAS: 2013/406
KARAR: 2015/185
HTS kayıtlarına göre, sanık O..’un cep telefonu, olay gecesi hem Viranşehir ilçe merkezindeki hem de Karakeçi Köyündeki baz istasyonlarından sinyal almış ise de, sanığın misafirlikte olduğunu belirttiği K…Köyü’nün, A… Köyü gibi her iki baz istasyonuna uzaklığının aynı olması sebebiyle HTS kayıtları dikkate alınarak sanığın olay gecesi A…. Köyü’nde mi yoksa K….Köyü’nde mi bulunduğunun ya da bulunmadığının tespitinin yapılamaması, sanığın olay gecesi yoğun telefon görüşmesi yapmasının ve bu görüşmelerin 03.47-04.51 saatleri arasında kesilmesinin aleyhine yorumlanarak varsayıma dayalı sonucuna gidilmesinin mümkün bulunmaması hususları birlikte gözetildiğinde, sanık O..’un yüklenen suçu işlediği hususu şüphe boyutunda kalmakta olup şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, sanığın beraatına hükmolunmalıdır…
T.C.
YARGITAY
16. CEZA DAİRESİ
E. 2018/2234
K. 2018/1889
T. 5.6.2018
* SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU ( Bylock Sorgulamalarında ID Bilgisinin Bulunmadığı – İl Emniyet Müdürlüğünün Bylock Programına Giriş Bilgilerini Gösterir İnceleme Tutanağı ve Ekinde Bulunan 1 Adet CD İçeriğinin 5271 S.K. Md. 217 Uyarınca Duruşmada Sanık ve Müdafiine Okunarak Diyeceklerinin Sorulması Gerektiği – Sanığın Bylock Kullanıcısı Olduğuna Dair Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Tarafından Düzenlenen Eksik ve Yetersiz Olan Yeni Bylock CBS Sorgu Sonucuna Dayanılarak Eksik Araştırma İle Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )
* BYLOCK İNCELEME TUTANAĞI ( İl Emniyet Müdürlüğünün Bylock Programına Giriş Bilgilerini Gösterir İnceleme Tutanağı ve Ekinde Bulunan 1 Adet CD İçeriğinin 5271 S.K. Md. 217 Uyarınca Duruşmada Sanık ve Müdafiine Okunarak Diyeceklerinin Sorulması Gerektiği – Bylock “Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nın Dosyaya Getirtilerek Söz Konusu GSM Hattının ve Cep Telefonunun Baz İstasyonlarını Gösterir HTS’lerinin Karşılaştırılacağı )
* TANIK BEYANLARI ( Başka Dosya Şüphelilerinin Okunan Önceki İfade Tutanaklarına Göre Din Görevlisi Olan Sanığın Dini Sohbetlere Katıldığını Beyan Ettikleri/Toplantıların Dini İçerik Dışında Örgütsel Nitelikte Bulunduğuna Dair Bilgiye Yer Verilmediği – Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu )
* BYLOCK UYGULAMASI ( Programını İndirmenin Mesajlaşmak Haberleşmek İçin Yeterli Olmadığı/Öncelikle Kayıt Esnasında Kullanıcının Bir Kullanıcı Adıyla Parola Üretmesi Mesajlaşma İçin İse Kayıt Olan Kullanıcılara Sistem Tarafından Otomatik Olarak Atanan ve Kullanıcıya Özel Olan ID Numarasının Bilinmesi ve Karşı Tarafça Onaylanması Gerektiği – Karşılıklı Ekleme Olmaksızın İletişime Geçilmesinin İmkanı Bulunmadığı )
* IP ADRESİNİN TESPİT EDİLMESİ ( Bylock İletişim Sisteminde Bağlantı Tarihi Bağlantıyı Yapan IP Adresi Hangi Tarihler Arasında Kaç Kez Bağlantı Yapıldığı Haberleşmelerin Kimlerle Gerçekleştirildiği ve İçeriğinin Ne Olduğunun Tespit Edilebildiği – Bağlantı Tarihinin Bağlantıyı Yapan IP Adresinin Tespit Edilmesi ve Hangi Tarihler Arasında Kaç Kez Bağlanıldığının Belirlenmesinin Kişinin Özel Bir İletişim Sisteminin Bir Parçası Olduğunun Tespiti İçin Yeterli Olduğu – Haberleşmelerin Kimlerle Yapıldığı ve İçeriğinin Ne Olduğunun Saptanmasının Kişinin Örgüt İçindeki Konumunu Tespit Etmeye Yaradığı )
5271/m.217
ÖZET : Dava, silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkindir.
Başka dosya şüphelileri mahkemece doğrudan dinlenilmediği gibi aşamalardaki beyanları da getirtilmemiş olup, okunan önceki ifade tutanaklarına göre din görevlisi olan sanığın dini sohbetlere katıldığını beyan ettikleri görülmekte ise de dini içerik dışında örgütsel toplantı niteliğinde bulunduğuna dair bilgiye yer verilmemiştir.
Bylock sorgulamalarında ID bilgisi bulunmayan sanığın Bylock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, UYAP’tan yapılan incelemede temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan Bartın İl Emniyet Müdürlüğünün bylock programına giriş bilgilerini gösterir inceleme tutanağı ve ekinde bulunan 1 adet CD içeriğinin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak diyeceklerinin sorulması, Bylock “Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nın dosyaya getirtilerek söz konusu GSM hattının ve cep telefonunun baz istasyonlarını gösterir HTS’lerinin karşılaştırılması ile tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen eksik ve yetersiz olan yeni bylock CBS sorgu sonucuna dayanılarak eksik araştırma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiş, Özel Daire bozma kararında değişiklik yapılmasını gerektiren herhangi bir nedenin bulunmadığı, konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulunca sonuca bağlanmasının uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
T.C.YARGITAYCEZA GENEL KURULUE. 2011/6-140K. 2011/222T. 15.11.2011
• TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA İLETİŞİMİN DENETLENMESİ ( Suç Soruşturması Kapsamında Tüm Suçlar Yönünden Bu Tedbire Başvurulabileceği/Ancak Şüpheli ve Sanık Hakkında Uygulanabileceği – Baz İstasyonundan Hizmet Alan Üçüncü Kişiler Hakkında Başvurulamayacağı )
• BAZ İSTASYONUNDAN GÖRÜŞME YAPAN TÜM ABONELERE AİT BİLGİLER ( Hırsızlık Suçu Kapsamında İletişimin Tespiti Tedbiri Uygulanacağı – Tüm Abonelere Ait Açık Adres Kimlik Bilgilerini Kapsayacak Şekilde Arayan ve Arananların Dökümleri Bilgileri İletişimin Tespiti Niteliğinde Olduğu )
• İLETİŞİMİN TESPİTİ TEDBİRİ ( Şüpheli ve Sanık Hakkında Uygulanabileceği – Baz İstasyonundan Görüşme Yapan Tüm Abonelerinin Dökümleri Alınması Talebinin İletişimin Tespiti İşlemi Olduğu Fakat Üçüncü Kişiler Hakkında Bu Tedbire Başvurulamayacağı )
• ŞÜPHELİ VEYA SANIK SIFATINA SAHİP OLMAYAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLER HAKKINDA İLETİŞİMİN TESPİTİ TEDBİRİNE BAŞVURULAMAYACAĞI ( Suç Soruşturması Kapsamında Her Suç İçin İletişimin Denetlenmesi Tedbirinin Ancak Şüpheli veya Sanık Hakkında Uygulanabileceği )
2709/m.13, 22
4422/m.2
5271/m.2, 135
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.8
ÖZET : Günün belli bir zaman diliminde baz istasyonundan görüşme yapan tüm abonelere ait açık adres ve kimlik bilgilerini kapsayacak şekilde arayan ve aranan dökümlerine ilişkin bilgilerin dökümü iletişimin tespiti işlemidir. Tüm suçlar yönünden bu tedbire başvurma olanağı bulunduğundan, işlendiği iddia olunan hırsızlık suçu yönünden iletişimin tespiti kararı verilmesi olanaklı ise de; hakkında tedbir kararı verilen kişiler yönünden tedbir kararının isabetli olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. İletişim tespiti ancak, şüpheli ve sanık hakkında uygulanabilir. Haklarında iletişimin tespiti tedbiri talep edilen kişiler, baz istasyonundan hizmet alan üçüncü kişiler olup, şüpheli veya sanık sıfatına sahip olmadıklarından haklarında iletişimin tespiti tedbirine başvurulması olanağı yoktur.
İletişimin Tespiti: İletişimin tespiti belli bir telefon numarasından kimlerin ne zaman arandığı, konuşmanın ne kadar süreyle yapıldığı (HTS kaydı), elektronik posta yoluyla kimlerle iletişim kurulduğu hususlarının tespit edilmesidir. İletişimin tespiti, iletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemlerden oluşmaktadır. İletişimin tespiti geçmişe yöneliktir. Kişinin geçmişte özgür iradesiyle yapıp bitirdiği iletişimine dair harici bilgilerinin tespitidir.(Y16CD-K.2019/6842).
İletişimin tespiti kararı herhangi bir suç ile ilgili alınabilir, suç sınırlaması yoktur. İletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirlerine, ancak belirlenen katalog suçlarla ilgili başvurulmasına rağmen iletişim tespiti tedbirine (HTS Kayıt Verileri) TCK’da yer alan herhangi bir suç ile ilgili başvurulabilir.
İletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi (BAZ Kayıt Verileri) yalnızca belli suçlar açısından başvurulabilen bir koruma tedbiridir. Dinleme, kayda alma veya sinyal değerlendirme tedbirleri ancak CMK da sayılan katalog suçlar bakımından uygulanabilir.Belirtilen suçların işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunmadan iletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirine başvurulamaz. Ayrıca başka Başka Yollardan Delil Elde Etme İmkanının Bulunmaması Şartının da tedbirlere başvurulması açısından varlığı gereklidir.Katalog suçlar 5271 sayılı CMK 100/3 hükmünde yer alır.
Öncesinde usulüne uygun yetkili mercilerden alınmış iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararı bulunmadığı ve kayıt gerçekleşmediği sürece, geçmişe yönelik olarak iletişim içeriklerine ulaşabilmek YASAL OLARAK mümkün değildir. Katalog suçlar dışında yer alan Tehdit, Hakaret vs . suçlarında yasal olarak iletişimin kayda alınması mümkün olmadığı gibi geçmişe yönelik konuşma içeriklerinin tespit edilerek getirtilmesi de aynı şekilde olanaklı değildir. Sosyal medya iletişim araçları üzerinden (Messenger, Whatsapp vs.) gerçekleştirilen konuşma içeriklerinin ve mesajlaşmaların, usulüne uygun yetkili mercilerden kayda alma kararı yer alsa bile, kolluk birimlerince tespiti yine olanaklı değildir. Ancak Devlet İstihbarat birimlerinin denetleyemeyeceği veya içeriğine ulaşamayacağı herhangi bir sosyal medya iletişim uygulamasının mevcut olmadığı düşüncesindeyiz. Yargı mercilerince sanığın veya şüphelinin cep telefonuna el konulması ve siber suçlar birimince yapılan inceleme neticesinde, sosyal medya iletişim uygulamaları üzerinden gerçekleştirildiği tespit edilen sesli ve yazılı mesajlaşma dökümlerinin somut delil olarak kullanılabilmesi mümkündür. Yine bu uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen konuşma, yazılı ve sesli mesajlaşma içeriklerinin, koşullarının oluşması durumunda ilgilisi tarafından kayda alınarak yetkili mercilere rızaen ibraz edilmesi halinde de yasal delil olarak kullanılabilmeleri mümkündür.
Esas | : 2020/34407 |
Karar | : 2021/18978 |
Tarih | : 14.06.2021 |
HTS kayıtlarına göre sanık adına kayıtlı olduğu anlaşılan … no.lu telefon hattının kim tarafından kullanıldığının kesin olarak tespiti için bu hat ile görüşme yapan kişilerin tanık sıfatıyla bilgisine başvurularak sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, TİB kayıtlarında yer alan baz istasyonu bilgileri
Esas | : 2021/7564 |
Karar | : 2021/18867 |
Tarih | : 10.06.2021 |
Suça sürüklenen çocuğun suçlamaları kabul etmeyip olay yerine mağdurla konuşmak üzere gittiklerini belirtmesi karşısında; olay hakkında görgüye dayalı bilgi sahibi olan ve haklarında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Nurullah Karabulut, Sinan Balta, Ramazan Tekinalp ve Ahmet Yıldırım’ın duruşmaya çağrılıp dinlenmesi ve 11/04/2015 tarihli mesaj tespit tutanağında belirlenen tehdit içerikli mesajların gönderildiği numaraların Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan sorularak kime ait oldukları ve arama, aranma, mesaj alma, mesaj atma ve baz istasyon bilgilerini gösterir şekildeki HTS kayıtları dosyaya getirtilip bu hatların kim tarafından kullanıldıkları hususu belirlenmeye çalışılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle mahkumiyet hükmü kurulması,
Esas | : 2020/8440 |
Karar | : 2021/9858 |
Tarih | : 26.05.2021 |
Sanıklar … ve …nin aşamalarda alınan ifadelerinde hırsızlık suçunu sanık … ve …adlı şahısla işlediklerin ileri sürdükleri, buna karşılık sanık …’ın aşamalarda alınan ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyerek olay günü anneannesinin evinde olduğunu savunduğu olayda; sanığın anneannesi ile …adlı şahısların kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilerek beyanlarının alınması, suç tarihi dikkate alınarak sanıklar…, … ve …nin kullandıklarını beyan ettikleri ve ayrıca tespit edilecek cep telefonlarının HTS kayıtlarının getirtilerek, olay günü ve saatinde sanıklar arasında herhangi bir arama kaydının olup olmadığının ayrıca cep telefonlarının hangi baz istasyonlarından sinyal verdiklerinin araştırılması bu durumların netleştirilmesinden sonra delillerin birlikte bütün halinde karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi;
Esas | : 2020/3848 |
Karar | : 2021/5960 |
Tarih | : 24.05.2021 |
Olay tarihinde, sanıkların ve hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşen diğer sanık …’ın üzerlerinden ele geçirilen telefon hatları ile adlarına kayıtlı olan telefon hatlarının, suç tarihi ile 10 gün öncesini kapsayacak şekilde arayan, aranan ve baz istasyonu bilgilerine yönelik görüşme kayıtlarının getirtilerek aralarında suç tarihi ve öncesinde telefon görüşmesi olup olmadığının belirlenmesi, gerektiğinde bilirkişi raporu alınması, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıklar hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Esas | : 2019/10211 |
Karar | : 2021/3126 |
Tarih | : 29.03.2021 |
08.2013 günü, saat 17.24 sıralarında, … ilçesi, … … yolu üzeri … köy yolu mevkiinde, … istikametinden … istikametine seyir halinde olan plakası tespit edilemeyen beyaz renkli, … marka aracın, aynı istikamete önünde seyreden aracın sağ tarafından geçtiği sırada aynı istikamete seyir halinde olan katılan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde, bir kişinin hayati tehlike geçirecek ve vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, çarpan aracın … köyü istikametine gittiğinin kameralardan görülmesi ve çevre yolu üzerinden … ilçesine giriş yapabileceği düşüncesiyle … İlçe Emniyet Müdürlüğü ile yapılan görüşmede, sanığın kullanımındaki aracın 26.08.2013 tarihinde saat 18.22 sıralarında çevreyolundan … istikametinden … ilçesine giriş yaptığının belirlendiği, araç üzerinde yapılan görgü tespit tutanağına göre aracın ön camında ön yolcu koltuğunun karşısında iki adet çatlağın olduğu, sol arka park ve sinyal lambalarının kırık olduğu, aracın sol tarafında bulunan depo kapağının yerinde olmadığının anlaşıldığı, sanığın hazırlıktaki ifadesinde kaza tarihinde Irak ülkesinde olduğunu belirttiği, ancak … İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen yazı cevabında şüphelinin 26.08.2013 günü 03:12.19’da … sınır kapısından ülkeye giriş yaptığı ve 26.08.2013 günü saat 19:43.56’da … sınır kapısından çıkış yaptığının belirtildiği, sanığın savunmasında araçtaki hasarın doğru olduğunu, ancak hiçbir şekilde kazaya karışmadığını, aynı gün akşam … sınır kapısından Irak ülkesine geçtiğinin doğru olduğunu belirttiği, sanığın 28.08.2013 tarihli ifadesinde bildirdiği olay tarihinde babasının üzerine kayıtlı olan 0541 724 08 84 numaralı hattın baz bilgileri
Esas | : 2020/7098 |
Karar | : 2021/4589 |
Tarih | : 08.03.2021 |
Oluşa ve dosya kapsamına göre; müştekinin evinden suça konu bir adet tek taş gümüş ve altının çalınması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın aşamalardaki ifadelerinde üzerine atılı suçu kabul etmeyerek, olay günü Yatağan ilçesinde olmadığını, İzmir ilinde bir inşaatta çalıştığını ifade etmesi karşısında; sanığın adına suç tarihinde kullanmış olduğu telefon hatları tespit edilerek, olay tarihinden 30 gün öncesi ve 30 gün sonrasını kapsar şekilde HTS kayıtlarının (arama, aranma, mesaj, baz istasyonu vs) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilerek savunmasının doğruluğunun araştırılması ve eşgal bilgilerini vererek olay yerinde gözcülük yapan kişiyi görse tanıyabileceğini ifade eden tanık …’in mahkemece dinlenildiği duruşmada sanığın hazır bulunmaması ve yüzleştirme yaptırılmaması karşısında, sanık ile tanık …’ın yüz yüze teşhisi, yüzleştirme olanağı yok ise teşhise elverişli yeterli miktarda fotoğraf temin edilerek, tanığa gösterilmek suretiyle teşhis işlemi yaptırılarak ve tanığın beyanlarında geçtiği gibi … ile başlayan plakalı Hyundai marka panelvan tarzı araçla ilgili olası tespit için sanık adına kayıtlı olan araçların araştırılması ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Esas | : 2020/3896 |
Karar | : 2021/2213 |
Tarih | : 23.02.2021 |
Esas | : 2021/7775 |
Karar | : 2021/9597 |
Tarih | : 25.05.2021 |
Tüm aşamalarda yüklenen suçu işlemediğini beyan eden sanığın kolluk görevlilerince yakalandığında üzerinde ele geçen sim karta ait hat ile suç tarihi ve öncesinde suç yerine yakın baz istasyonunun çekim sahasında görüşme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, HTS raporlarının getirtilmesi ile suçu ikrar eden suça sürüklenen çocuk Bayram Ali Taşkın ile suç tarihinde mesaj ya da görüşme kaydı bulunup bulunmadığının araştırılması varsa mesaj içeriklerinin dosyaya getirtilmesi sağlandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik soruşturma ile yazılı şeklide mahkumiyet kararı verilmesi,
Esas | : 2020/13508 |
Karar | : 2021/14708 |
Tarih | : 24.05.2021 |
HTS ve baz istasyon bilgilerinin incelenmesinde katılan ve sanık …’nın aynı saat dilimlerinde aynı baz istasyonundan bilgilerinin alınmadığı, farklı yerlerde bulunduklarının tespit edildiği anlaşılmakla, sanıklar Mustafa ve Cem’in olay tarihinde kullandıkları anlaşılan ve yukarıda bahsedilen telefon numaralarına ait kayıtlar da getirtildikten sonra, suç tarihi itibarıyle baz istasyonu
Esas | : 2021/1030 |
Karar | : 2021/8962 |
Tarih | : 18.05.2021 |
Tüm aşamalarda suçlamaları inkar eden sanıklar hakkında benzer suçlara ilişkin suç örgütü kurma, yönetme ve suç örgütüne üye olma suçlarından Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/5191 sayılı bir kısım soruşturma evrakları da dosyada mevcut olan soruşturmanın akıbeti araştırılarak özellikle suçu sanıklar ile birlikte işlediğini ve olay tarihlerinde sanıkların kendisi ile telefon görüşmesi yaptığını ifade eden diğer sanık Mehmet İnci’nin ikrar içerikli savunması doğrultusunda belirtilen soruşturmada elde edilen tüm tape kayıtlarının getirtilmesi ve gerekmesi halinde suça konu eylemler yönünden tape ve hts kayıtları üzerinde her bir suça konu eylem için ayrı bir şekilde çözüm ve inceleme tutanaklarının düzenlenmesi ve ayrıca 07.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda suç tarihlerinde olay yerlerine yakın baz istasyonu çekim sahasında görüşme kaydı tespit edilen buna karşılık sanıklar adına kayıtlı bulunmayan ve sanık … tarafından kullanıldığı belirtilen 0538 695 41 29 numaraları hattın suç tarihleri itibariyle gerçek kullanıcısının arama kayıtlarındaki kişilerin tanık sıfatı ile dinlenilmesi varsa fatura ödemelerinin getirtilmesi gibi yöntemince belirlenmesinden sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tartışılması gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,
Esas | : 2021/863 |
Karar | : 2021/1059 |
Tarih | : 11.02.2021 |
Katılanın aşamalarda değişmeyen sanıkları suçlayan beyanları ile 30.09.2014 tarihli teşhis tutanağı karşısında sanıkların suçlamayı inkar ettikleri olayda, sanıkların ve katılanın suç tarihinde kullanmış oldukları cep telefon numaraları tespit edildikten sonra suç tarihi itibariyle baz istasyonu
Esas | : 2019/1264 |
Karar | : 2021/905 |
Tarih | : 26.01.2021 |
Sanıkların suç tarihinde kullandıkları telefon numaralarına ait HTS raporları getirtilip, olay tarihinde birbirleriyle irtibatlarının bulunup bulunmadığı ve cep telefonlarının olay saatinde olay mahalline yakın baz istasyonunda sinyal verip vermediğinin tespit edilmesinden sonra, kanıtların bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetinilip, yazılı şekilde karar verilmesi,
Esas | : 2020/1011 |
Karar | : 2021/459 |
Tarih | : 26.01.2021 |
Mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma, tanık beyanları adli tıp raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince sanığın kullandığı GSM hattı ile mağdurenin kullandığı hatta ait HTS kayıtları incelenmek suretiyle 15/06/2017-15/12/2017 tarihleri arasında gece iş çıkışı olan saat 22:00’dan sonra cezaevi yolu yakınlarında bulunan baz istasyonu veya istasyonlarından ortak sinyal alıp almadıkları hususunda bilirkişi marifetiyle rapor alınması ve mağdurenin …isimli erkek arkadaşı ile 15.06.2017-10.08.017 tarihleri arasında arasında bir çok konuşma gerçekleştirip, son olarak 18.11.2017 tarihinde 448 saniye görüştükleri nazara alındığında, adı geçenin olaylara ilişkin bilgisi olup olmadığı hususunda ifadesi alındıktan sonra toplanacak delillere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi karşısında, alınan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine düzeltilerek esastan reddedilmesi
Esas | : 2017/18133 |
Karar | : 2020/19841 |
Tarih | : 15.12.2020 |
aa-Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmeyerek suça konu mesajların internetten gönderildiğini savunması, sanık müdafii tarafından sunulan mesajların gönderildiği hatta ilişkin ayrıntılı fatura dökümünde, mesajların webmesaj olarak kayıtlı olduğunun anlaşılması ve tanık …’in de hüküm tarihinden sonra verdiği 24/01/2018 havale tarihli dilekçesinde, babası olan diğer sanık …’in telefonundan süper şifre alıp katılana iletmesi için tanık …’a verdiğine yönelik beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; suça konu mesajların katılana ne şekilde gönderildiği, söz konusu hattan suç tarihlerinde süper şifre alınıp alınmadığı, bu süper şifreyle hangi işlemlerin yapıldığı, hattın hangi İmei nolu cihazlara takılı olarak kullanıldığı, cihazların hangi baz istasyonundan sinyal aldığı ve bu cihazların kimin adına kayıtlı olduğu hususlarının Telekominikasyon İletişim Başkanlığından sorulup ve gerekirse tanık … ‘nın da bu hususta tekrar beyanı alınarak sonucuna tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Esas | : 2020/2828 |
Karar | : 2020/2952 |
Tarih | : 18.11.2020 |
Gerçeğin somut delillere dayalı olarak şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulabilmesi için, sanıkların ve öldürülenin suç tarihindeki cep telefonu numaralarının tespiti ile, olay tarihi ve yakın saatlerdeki bulundukları yerleri gösterir baz istasyonu
Esas | : 2015/5865 |
Karar | : 2020/5734 |
Tarih | : 19.10.2020 |
20.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, sanık …’ın üzerinde ele geçirilen 0538 049 39 82 numaralı hat ile olay tarihinde aynı yerlerden baz istasyonu
Esas | : 2020/10218 |
Karar | : 2021/2665 |
Tarih | : 18.02.2021
Oluş ve dosya içeriğine göre, olay tarihinde gece vakti sanık … ile meçhul bir şahsın katılanı evde yağmaladıkları ve hürriyetini tahdit ettikleri, sanık …’ın bu eylemlerde yanındaki şahsın … olduğuna dair herhangi bir teşhisin bulunmadığı, katılanın meçhul şahıs yönünden verdiği bilgiler ile sanık …’nın uyumluluk arz etmediği, ayrıca sanık …’nın telefonunun sanık … ile aynı bazdan sinyal vermesinin yakın oturmaları yüzünden olası olduğu, kezâ HTS’ye yansıyan iletişimlerin de tek başına suç delili olmasının mümkün bulunmadığı, sanık … hakkındaki beraat kararının gerekçesinin yasal ve yeterli olduğu, yine … lehine bir alacak söz konusu olmadığından adı geçen sanık hakkında nitelikli yağma suçu bakımından TCK’nin 150/1. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı, bu itibarla sanıklar kurulan hükümlerde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. |