İş HUKUKU, SORU ve CEVAPLAR
26 Aralık 2015ECRİMİSİL NEDİR ?
2 Ocak 2016
İzin alınmaksızın gönderilmekte olan reklam yahut pazarlama içerikli sms, e-mail vb vasıtalarla gerçekleştirilen ticari iletişimin düzenlenmesine ilişkin hükümleri içeren 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun 1 Mayıs 2015 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Her ne kadar söz konusu kanun firmalara kişiler ile ticari iletişime geçmek için kişinin yazılı onayını almak şartını getirmişse de söz konusu uygulamanın günümüz itibariyle tam olarak çözümlenmediği açıktır. Zira firmalar hala izinsiz olarak yahut kişinin itirazı olmasına karşın iletişime geçmeye devam etmektedir. Peki bu durumda ne yapabiliriz?
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın http://tiss.gtb.gov.tr/gtb/giris.xhtml alan adlı web sitesi aracılığıyla vatandaşlara sağladığı şikayet yöntemi en kolay yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu siteye TC kimlik numarası, doğum yılı ve cep telefonuna gönderilecek olan SMS doğrulama şifresi girilerek kolayca erişmek mümkündür. Giriş yaptıktan sonra öncelikle şikeyet edilecek işlem (SMS, Sesli Arama, E-Posta) seçilir ve zorunlu olan alanlar (telefon numarası, şikayete konu ticari elektronik iletinin tarihi ve saati, şikayetin konusu, gelen ticari elektronik iletinin ekran görüntüsü ve iletinin tam içeriği) doldurularak izinsiz sms, e-mail göndermekte olan firmalar kolaylıkla şikayet edilebilir.
Bu yöntem dışında ayrıca güvenli elektronik imza ya da mobil imza yoluyla e-Devlet üzerinden Gümrük ve Ticaret İl Başkanlığı’na iletilebileceği gibi direkt olarak iletişime geçilenin ikametgahının bulunduğu yerdeki Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne dilekçe verilerek de gerçekleştirilebilir.
Yasanın çıkarılmasının iki amacı bulunmaktadır. Birincisi; İnternet’in önemli aktörlerinden olan içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumluluklarını belirlemektir. Diğer amaç ise; İnternet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
30 Kasım 2007 tarihli “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile 26716 sayılı 1 Kasım 2007 tarihli “İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında yönetmelik” Başbakanlıkça hazırlanmış ve 26687 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Telekomünikasyon Kurumu tarafından hazırlanan “Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ise 24 Ekim 2007 tarihinde 26680 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” 23 Mayıs 2007 tarihinde 26530 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
a)5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; 1) İntihara yönlendirme (madde 84), 2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), 3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), 4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),5) Müstehcenlik (madde 226), 6) Fuhuş (madde 227), 7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228), suçları.
b) 25.7.1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan,
c) 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlardır.
d) 5651 sayılı Kanunun 8-A maddesine göre yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması,
e) 5651 sayılı Kanunun 9’uncu maddesine göre kişilik hakkının ihlali,
f) 5651 sayılı Kanunun 9/A maddesine göre özel hayatın gizliliğini ihlal,
g) 6362 sayılı Kanunun 109’uncu maddesinde yer alan suçlar,
h) 4733 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendinde yer alan ürünlerin İnternet ortamında satışının yapılması ve
i) 1262 sayılı Kanunun 18’inci maddesinde yer alan ürünlerin İnternet ortamında satışının yapılması
hallerinde ilgili mercilerce erişim engelleme kararı verilebilir.
Cumhuriyet savcılıkları, ceza mahkemeleri ve Başkanlığımız erişimin engellenmesi kararı verebilir. Ancak Başkanlığımızın bu kararı verilebilmesi için İnternet sitesinin içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında olması gerekir. Yurt içi yayınlarda sadece çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçunda İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 15’inci maddesi gereği hâkim onayına sunmak şartıyla Başkanlık erişimin engellenmesi kararı verebilir.
5651 sayılı Kanunda 6639 Kanunla yapılan değişikliklerle birlikte 8/A maddesinin birinci fıkrası gereği yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması hallerinde gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Başbakanlık veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Başkanlık tarafından erişimin engellenmesi yapılıp bu işlem mahkeme onayına sunulmaktadır.
5651 sayılı Kanunda yapılan 6518 ve 6527 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle birlikte 9/A maddesinin sekizinci fıkrası gereği özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılıp bu işlem mahkeme onayına sunulmaktadır.
SORU 6: Erişimi engellenen sitelerin yeniden açılması mümkün müdür?
5651 sayılı yasanın 8 inci maddesinin 9 uncu fıkrasında yeniden açılma usulüne yer verilmiştir. Bu çerçevede; erişimin engellenmesinin kaldırılmasına ilişkin yargı kararlarının Başkanlığımıza intikalini müteakip, gereğinin ifası için karar Başkanlığımızca erişim sağlayıcılara bildirilmektedir. Başkanlığımızca re’sen alınan erişimin engellenmesi kararlarında da; suç unsurunun ortadan kaldırıldığına dair müracaatın değerlendirilmesi yahut idari işlemimizin yargı organlarınca iptaline bağlı olarak iptal kararının uygulanması suretiyle, erişim sağlayıcılar üzerinden gerçekleşecek bildirim kapsamında engellemeye son verilmektedir.(Kaldırma ve hükümsüz kalmayla ilgili usul ve esaslara ilişkin ayrıntılara www.tib.gov.tr adresinde “Mevzuat” başlığı altında genişçe yer verilmiştir.)
Bu konu 5651 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinde düzenlenmiştir Buna göre İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.
5651 sayılı Kanunun 9’uncu maddesinin onuncu fıkrasına göre; “Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”
Bu konu 5651 sayılı Kanunun 9/A maddesinde düzenlenmiştir Buna göre İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Başkanlığa doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması hâlinde talep işleme konulmaz. Başkanlık, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere derhâl Birliğe bildirir, erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini derhâl, en geç dört saat içinde yerine getirir. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.
Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin kararına sunar.
Hâkim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan Başkanlığa gönderir; aksi hâlde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.
Bilgi İhbar merkezimiz 23.11.2007 tarihinde faaliyete başlanmıştır. Başkanlığımız, öncelikli olarak yoğun ihbar edilen web sitelerine ilişkin ihbarları inceleyerek gerekli işlemleri yapmaktadır. Bilgi ihbar Merkezimize http://www.ihbarweb.org.tr web sitesi üzerinden katalog kapsamında olan suçları içerdiği hususunda şüphe bulunan web sitelerini ihbar etmek mümkündür.
İnternetin dağıtık ve düzenlenemeyen yapısını bilen herkesin takdir edeceği üzere, İnternette bir yayına kesin olarak %100 erişimin engellenmesinin bilinen tek yolu içeriğin yayından çıkarılmasıdır. Bunun haricinde yapılan her türlü işlem, erişimi zorlaştırıcı tedbirlerden ibarettir. Asıl olan eğitim, bilgilendirme ve bilinçlendirme ile maksada daha rahat ulaşılabileceğidir. Özellikle İnternet basınında ifade edilen çeşitli erişim yöntemleri bazı imkânlar sağlasa da her birinin birçok eksikliği vardır ve bu yöntemler bütün İnternet kullanıcılarının tüm erişim taleplerini karşılayacak kapasitede değildir. Ayrıca dünyanın uygulamak için yöntem aradığı “notice and takedown” (bildir ve içerik kaldırılsın) hususu, 5651 sayılı kanun ve yönetmeliklerde dünyaya örnek olabilecek şekilde ayrıntılı olarak belirlenmiştir.
Başkanlığımız 4.5.2007 tarih ve 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile verilmiş görevi ifa etmektedir. Bu çerçevede anılan Kanunun 8’inci maddesinde sayılan suçların oluşması durumunda ilgili yer veya erişim sağlayıcının yurtdışında olması durumunda başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılabilmekte; müstehcenlik, çocukların cinsel istismarı ve fuhuş suçlarının oluşması ve yer veya erişim sağlayıcının yurt içinde bulunması durumunda yine başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılıp İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 15’inci maddesi gereği mahkeme onayına sunulmaktadır.
5651 sayılı Kanunda 6639 Kanunla yapılan değişikliklerle birlikte 8/A maddesinin birinci fıkrası gereği yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması hallerinde gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Başbakanlık veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Başkanlık tarafından erişimin engellenmesi yapılıp bu işlem mahkeme onayına sunulmaktadır.
5651 sayılı Kanunda yapılan 6518 ve 6527 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle birlikte 9/A maddesinin sekizinci fıkrası gereği özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Başkanlıkça re’sen erişimin engellenmesi yapılıp mahkeme onayına sunulmaktadır. Ayrıca, Başkanlığımız 5651 sayılı Kanunun 8’inci maddesine münhasır olmak üzere mahkemeler tarafından verilen erişim engelleme kararlarının yerine getirilmesini temin etmektedir.
5651 sayılı Kanunun 2’inci maddesi gereği, alan adından erişimin engellenmesi, IP adresinden erişimin engellenmesi, içeriğe (URL) erişimin engellenmesi yöntemleri ile erişimin engellenmesi işlemi tesis edilmektedir.
Alan adından erişim engelleme, alan adı sunucularında (dns) ilgili alan adına erişim kapatılarak engellenmektedir. IP adresinden erişim engelleme ise yönlendiricilerde erişim listesi (Access list) yazılarak ilgili IP adresine erişim engellenmiş olacaktır. Bir IP adresinde birden fazla alan adına ait içerikler bulunabilir. IP adresinden erişim engelleme yapıldığında, o IP adresinde yer sağlanan bütün alan adlarına birden erişim engellenmiş olacaktır. Bu yüzden, IP adresinden erişim engelleme o adreste sadece bir alan adı bulunmadığı durumlarda veya bunun belirlenemediği durumlarda kullanılması sıkıntı oluşturabilir. Başkanlığın verdiği re’sen erişim engellemelerde bu husus göz önünde bulundurulmaktadır.
Ana hedef, hızla yaygınlaşmakta olan İnternetin DOĞRU, ETKİN ve GÜVENLİ kullanılmasını sağlamaktır. Bu amaçla genelde toplumu, özelde ise çocukları, aileleri ve eğiticileri bilinçlendirmek, İnternet’in en etkin ve faydalı kullanım metotları yanında, barındırdığı tehlikelere karşı toplumda bilişim şuurunu oluşturmaktır. Ayrıca, ülkemizde ve dünya’da genel İnternet kullanım eğilimleri ve benzeri faydalı istatistikî bilgilendirmeler yapılmakla birlikte, özellikle İnternette içerik sunan özel veya tüzel kurum, kuruluş ve kişilerin daha etkin bir hizmet sunabilmeleri amacıyla referans alabilecekleri bilgiye ulaşmaları da hedeflenmektedir.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında çıkarılan İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca “işyerlerinde elektronik ve mekanik oyun alet ve makineleri bulunamaz.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, İnternet salonu ruhsatı olan işletmeler işyerlerinde elektronik ve mekanik oyun alet ve makineleri bulunamaz.
“Bilgilendirme yükümlülüğü”nün ihlali nedeniyle mağduriyetinize sebep olduğunu düşündüğünüz İnternet adresinde yer almış; yazı, görüntü, ses, vb. materyalleri içeren söz konusu bilgi ve belgeleri şikâyetinize eklemek suretiyle Başkanlığımıza intikal ettirdiğiniz takdirde gerekli işlemler tesis edilecektir.
Bu tür erişimi engelleme işlemleri başta Türk Telekom A.Ş. olmak üzere http://www.tib.gov.tr adresinde yer alan erişim sağlayıcılar vasıtasıyla yerine getirilmekte olup söz konusu kurum ve kuruluşlardan bilgi alınabilecektir.
TİB onaylı filtre programı kullanılması ilgili mevzuatta yer alan filtre programını kullanma yükümlülüğünün yerine getirilmesi yönüyle yeterli olacağı, ayrıca suçu önlemeye ilişkin tedbirlerin alınması kapsamında da önemli olduğu muhakkaktır. Bu durum idari mercilerce ve ileriki aşamada yargı organlarınca da lehe takdir edilebileceği değerlendirilmektedir.
Bireysel ve yerel uygulamalardan kaynaklanan sorunların önlenmesi kapsamında filtre programına esas teşkil eden ve aynı zamanda suçu önleme yükümlülüğüne esas teşkil eden veri tabanının merkezi olarak oluşturulması ve denetlenmesi süreci başlamış olup İçişleri Bakanlığının da içinde yer aldığı altı Bakanlığa Başkanlıkça 15.09.2008 tarihinde yazılan yazıda; konusu suç teşkil ettiği değerlendirilen İnternet sitelerine ilişkin tespitlerin Başkanlığımıza bildirilmesi durumunda bunların filtrede değerlendirileceği bildirilmiştir.
Ayrıca; filtre programında olması gerektiğini değerlendirip de, filtre programında olmayan İnternet sitelerinin Başkanlığımıza bildirilmesi durumunda gerekli değerlendirme yapılarak, işlem tesis edilecektir.
5651 sayılı Kanun özel bir yasa olup internet ortamındaki yayınları düzenlemekte ve internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcılar üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri içermektedir. Suç teşkil eden içerik nedeniyle erişimi engellenen sitelerin isimlerinin yayımlanması, mücadeleye ilişkin yöntemin ve bu sitelerin isimlerinin deşifresine yol açacaktır. Ayrıca internetin doğası gereği bir İnternet sitesine erişimin % 100 engellemediği de dikkate alındığında, söz konusu sitelerin adlarının yayınlanması adeta suç işlenmesini teşvik etmek anlamına gelecektir. Ancak tedbir uygulanan İnternet sitelerinin istatistiki bilgileri suç bazında oransal olarak www.guvenliweb.org.tr adlı İnternet sitesinde yayınlanmaktadır.
SORU 21: Bir İnternet sitesi aracılığıyla dolandırılma durumunda ne yapılmalıdır?
Konuyla ilgili olarak derhal Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir.
SORU 22: İnternet sitelerine yönelik erişim engelleme işlemleri keyfi olarak mı yapılmaktadır?
Demokratik hukuk devletinde hiçbir eylem ve işlem keyfi değildir. Her şey daha önceden kuralları belirlenmiş mevzuat çerçevesinde uygulanır. Ayrıca hukuk devletinde ifade hürriyeti; hiç kimseye hakaret etme özgürlüğü vermediği gibi, yasaları çiğneme ve suç işleme olanağı da vermemektedir. Bunun için, ilgili mevzuat ve kuralların dışına çıkılması durumunda da yine ilgili mevzuat çerçevesinde gereği yapılmaktadır.
“5651 sayılı Kanunda değişiklik yapılması veya katalog suçların arttırılması/azaltılması” konusu parlamentonun takdirindedir.
Bilgi İhbar Merkezi vasıtasıyla Başkanlığımıza intikal eden ihbarlar; 5651 sayılı yasanın uygulama usul ve esaslarını belirleyen düzenlemeler (www.tib.gov.tr/kanun_yönetmelik.htm) muvacehesinde gerçekleşen teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonucunda Türkiye’den ulaşım yoğunluğu ve özelikle çocukların doğrudan ulaşıp ulaşmaması gibi kriterler de dikkate alınarak değerlendirilmekte ve bu incelemeler çerçevesinde ihbarlara ilişkin süreçler sonuçlandırılmaktadır.
5651 Sayılı Kanun’un 5. Maddesine göre; yer sağlayıcıların yükümlülükleri şöyle sıralanmaktadır:
Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi hâlinde yayından çıkarmakla yükümlüdür.
Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlüdür.
Yer sağlayıcı, Başkanlığın talep ettiği bilgileri talep edilen şekilde Başkanlığa teslim etmekle ve Başkanlıkça bildirilen tedbirleri almakla yükümlüdür.
Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu Kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında Başkanlık tarafından on bin Türk Lirasından yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
Trafik bilgisi; taraflara ilişkin IP adresi, verilen hizmetin başlama ve bitiş zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve varsa abone kimlik bilgilerini ifade etmektedir.
SORU 27: Bir sitenin yer ve erişim sağlayıcısına ilişkin bilgilerine ulaşabilir mi?
Belirtilen hususlara ilişkin olarak Başkanlığımızın http://internet.tib.gov.tr adresinde bulunan ara yüz aracılığıyla ulaşma olanağınız bulunmaktadır.
SORU 28: IP Log imzalayıcı yerel ağdaki tüm bilgisayarlara kurulacak mıdır?
p Log İmzalayıcı programının tek bir bilgisayara kurulması yeterlidir. Eğer dahili IP dağıtım logları otomatik olarak oluşturulacaksa bu bilgisayarın yerel ağdaki ana bilgisayar olması gerekir.
Log dosyaları 2 farklı yöntemle oluşturulabilir:
1) Elle
2)Otomatik olarak log dosyası oluşturan bir program vasıtasıyla.
SORU 30: IP Log İmzalayıcı programı dâhili IP dağıtım logu hazırlar mı?
IP Log İmzalayıcı programı dâhili IP dağıtım logu hazırlamaz, yukarıda bahsedilen yöntemlerle hazırlanmış log dosyalarının doğruluk ve bütünlüğünü teyit etmeye yarar.
İmzalama işlemi, programa gösterilen iç IP dağıtım loglarının internetten alınan güncel zaman bilgisiyle işlemden geçirilmesiyle gerçekleştirilir.
Log dosyaları, varsayılan olarak programın “data” klasörüne (örn: “C:\IP Log Imzalayici\data”) eklendiğinde imzalanacaktır.
Log dosyalarının imzalanma zamanı için 3 farklı seçenek mevcuttur:
1) Dosya eklendiğinde: Data klasörüne dosya eklendiğinde, imzalama işlemi otomatik olarak gerçekleştirilir. Varsayılan olarak bu yöntem geçerlidir.
2) Belirtilen saatte: Sadece belirlenen saatte, data klasöründe bulunan dosyalar imzalanır.
3) 1 saat aralıklarla: Bu seçenek işaretlendikten sonra birer saat aralıklarla imzalama işlemi gerçekleştirilir.
Sistemde otomatik olarak log hazırlayan bir program kullanılıyorsa, “belirli saatte” imzalama seçeneği kullanılmalıdır. Otomatik hazırlanan log dosyasını IP Log İmzalayıcı Programda imzalamak için, ayarlar menüsünden Log klasörü olarak ilgili log dosyasını seçmek gerekir.
SORU 35: Ayarlarda yapılan değişikliklerin programa yansımama sebebi nedir?
Ayarlarda değişiklik yapıldıktan sonra, Ayarları Kaydet butonuyla değişiklikler kaydedilmelidir.
“Gün içinde İmzalanmış Dosyalar”bölümünden o gün içinde gerçekleştirilen imzalama işlemleri görülebilir.
SORU 37: “İnternet zamanı alınamadı. Dosyalar imzalanmayacak” hatası ne anlama gelmektedir?
IP log imzalayıcı programı bir dizi SNTP sunucudan zaman damgası almak için İnternet erişimine ihtiyaç duymaktadır. Belirtilen hata, zaman damgası alınamadığında üretilmektedir. Zaman bilgisinin alınamama sebebi sistemdeki erişim kısıtları olabilir.
Bilgisayarda yeniden işletim sistemi kurulurken, programın kurulum diski biçimlendiriliyorsa (format) daha önceki imzalama işlemlerinden kalan loglar ve imza dosyaları kaybolacaktır. Log dosyalarının kaybolmasını engellemek için, kurulum dizininin altındaki “signed_files” klasörünün (örn: “C:\IP Log Imzalayici\signed_files”) yedeklenmesi ve yeni yapılan kurulumda IP Log imzalayıcı programının “signed_files” klasörüne kopyalanması gerekmektedir.
Evet, kurulum aşamasında disk seçme olanağı mevcuttur.
ALO 166 İNTERNET BİLGİ İHBAR HATTI
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu, ”166” kısa numarasını, Alo İnternet Bilgi İhbar hizmet adıyla tahsis etti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) internet sitesinde yayımlanan kurul kararına göre, ”166” kısa numarası Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na ”Alo İnternet Bilgi İhbar” hizmet adıyla tahsis edildi.
5651 sayılı yasanın 8. maddesinde yer alan;
İntihara Yönlendirme,
Çocukların Cinsel İstismarı,
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma,
Sağlık için Tehlikeli Madde Temini,
Müstehcenlik,
Fuhuş,
Kumar Oynanması için Yer ve İmkân Sağlama,
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar ile ilgili yeterli şüpheye sahip olduğunu düşündüğünüz içeriği, aşağıda yer alan ilgili alandan seçim yaparak ihbar edebilirsiniz.
Ayrıca 1199 kısa mesaj hattı ile ihbar ve şikayette bulunulabilir.
İnternet aracılığıyla işlenen suçlarda sıkça sorulan sorular ve cevapları
SORU 1 : Twitter, facebook gibi sosyal medya uygulamaları aracılığıyla hakaret ettim. Bu suç mudur?
CEVAP 1: Türk Ceza Hukukunda hakaret vb suçların işlenmesinde internet veya sosyal medya aracılığıyla işlenmesi kapsam dışında tutulmamıştır. Aksine internet üzerinden yapılacak bu eylemlerde ağırlaştırıcı hükümler mevcuttur. (Yargıtay uygulamasında internet üzerinden işlenen bu tür suçlarda alenilik şartı oluşmuşsa TCK 125/4 uyarınca arttırım yapılması öngörülmektedir. Ancak kamuoyunda facebook ve twitter gibi sosyal medya uygulamalarının Savcılık ve Mahkemelerin resmi yazışmalarına net olarak cevap vermemesi nedeniyle yanlış bir algı oluşmuştur. Kişinin kendine ait olduğu başka delillerle ispat edilen bir sosyal medya hesabı nedeniyle cezai anlamda sorumlu tutulabilmesi mümkündür. Türk Ceza Kanunu’nun 125.maddesine göre Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, aynı cezaya hükmolunur. Hakaret suçunun; Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
SORU 2: Hakaret ederken kişinin adı soyadını açıkça belirtmedim. Suç oluşur mu?
CEVAP 2: Türk Ceza Kanunu’nu 126.maddesine göre Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
SORU 3: Ben esasen karşı tarafa hakaret etmedim. Onun gerçekten işlediği bir suçu belirtmekle yetindim. Suç işlemiş olur muyum?
CEVAP 3: Türk Ceza Kanunu’nun 127.maddesine göre İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
SORU 4 : Karşımdaki bana haksız bir fiilde bulunduğu için hakaret etmek zorunda kaldım. Suç işlemiş olur muyum?
CEVAP 4: Türk Ceza Kanunun 129.maddesi gereğince Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez. Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
SORU 5: İnternet aracılığıyla Hakaret suçunu işledim. Bu hakareti internette gören herhangi birisi tarafından dava açılabilir mi?
CEVAP 5: Türk Ceza Kanunu’nun 131.maddesine göre Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır. Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.
Soru 6 : Birisiyle aramızda geçen konuşmayı, yazışmayı internette yayınladım. Bu suç olur mu?
CEVAP 6 : Türk Ceza Kanunu’nun 132.maddesine göre Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
SORU 7: Birisi konuşurken onu cep telefonumla o farketmeden kaydettim ve sonra bu görüntüler, internette yayınladım. Bu suç olur mu?
CEVAP 7: Türk Ceza Kanunu’nun 133.Maddesine göre Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Soru 8 : Birisinin görüntülerini o farketmeden kaydettim ve bunu internette yayınladım. Suç olur mu?
CEVAP 8: Kaydedilen görüntünün niteliği çok önemlidir. Özellikle kişilerin özel hayatına ilişkin olabilecek bir görüntüyse cezai yaptırım uygulanabilecektir. Türk Ceza Kanunu’nun 134.maddesine göre Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
SORU 9: Bir toplulukta olduğunu düşündüğüm kişilerin isimlerini internette yayınladım. Suç olur mu?
CEVAP 9: Kişisel verilerin kapsamının ne olduğu Türk Hukukunda henüz net olarak belirlenememiştir. Ama Türk Ceza Kanununun 135.maddesine göre Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır. 136.maddeye göre de Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 137.maddeye göre de bu suçların Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle, Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
SORU 10: Birisine sürekli telefon açıyorum, mesaj gönderiyorum. Ama içeriklerinde hiç hakaret vb. yok. Suç olur mu?
CEVAP 10: Türk Ceza Kanunu’nun 123.maddesine göre Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
SORU 11: İşlediğim hakaret suçlarıyla ilgili olarak sadece ceza davası mı açılır. Tazminat vb. davası da açılabilir mi?
CEVAP 11: Türk Medeni Kanunu’nun 24.maddesine göre Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır. Türk Medeni Kanununun 25.maddesine göre Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
Borçlar Kanununun 49.maddesine göre Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Borçlar Kanununu 50.maddesine göre Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. 51.maddeye göre – Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür. 52.maddeye göre – Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
SORU 12: 18 yaşından küçüğüm. İnternetten hakaret edersem cezalandırılır mıyım?
CEVAP 12: Türk Ceza Kanunu’nun tanımlar başlıklı 6.maddesinin 1.ci fıkrasının b bendi gereğince Ceza kanunlarının uygulanmasında; Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi anlaşılmaktadır. Çocukların da cezai ehliyetleri vardır ama 18 yaşından büyüklere göre bu kapsam daha farklı ve sınırlıdır.
SORU 13: Bir internet sitem var. Yorum özelliği açık. Burada 3.kişilerin yazdığı yazılardan sorumlu tutulur muyum?
CEVAP 13: 5651 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.
SORU 14: İnternet sitelerine yer sağlıyorum (hosting hizmeti vertiyorum) Bu internet sitesi içeriklerinden sorumlu muyum?
CEVAP 14: 5651 Sayılı Yasanın 5.maddesi gereğince Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
SORU 15: İnternet sitesinde hakaret içerikli yazılar var. Ama erişim sağlayıcı firmaya başvurdum kendilerinin yapacakları bir şey olmadıklarını ve bana bilgi veremeyeceklerini belirttiler. Bu doğru mudur?
CEVAP 15: 5651 Sayılı Yasanın 6.maddesi gereğince Erişim sağlayıcı; Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle, Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla, Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları yönetmelikte belirtilen esas ve usûllere uygun olarak Kuruma teslim etmekle, yükümlüdür. Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.
SORU 16: Bir cafe işletiyorum. Buradan müşterilerimize ücretsiz kablosuz internet hizmeti sunuyoruz. Müşterilerin internette yaptığı hakaret vb. suçlardan biz sorumlu olur muyuz?
CEVAP 16: 5651 Sayılı Yasanın 7.maddesi gereğince Ticarî amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, mahallî mülkî amirden izin belgesi almakla yükümlüdür. İzne ilişkin bilgiler otuz gün içinde mahallî mülkî amir tarafından Kuruma bildirilir. Bunların denetimi mahallî mülkî amirler tarafından yapılır. İzin belgesinin verilmesine ve denetime ilişkin esas ve usûller, yönetmelikle düzenlenir. Ticarî amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
SORU 17: Bir internet sitesinde şahsıma hakaret ediliyor. Bunu önlemek için ne yapmak gerekir?
CEVAP 17 : 5651 sayılı İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUN’un 9.maddesi gereğince İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır. Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır. Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.
SORU 18: İnternetten işlenen hakaret vb. suçlar için af çıkmış diyorlar doğru mudur?
CEVAP 18: Kamuoyunda af olarak bilinmekle birlikte esasen 31.12.2011 tarihine kadar işlenmiş suçlara ilişkin dava ve cezaların ertelenmesine ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. 05 Temmuz 2012 tarihli 28344 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN’un geçici 1.maddesine göre 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir. Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam olunur. Mahkûmiyet hükmünün infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkûmiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlemesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen mahkûmiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur. Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi hâlinde erteleme süresince ceza zamanaşımı durur; kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi hâlinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri durur. Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiş olması hâlinde dahi, bu madde hükümleri uygulanır. Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiş mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olması hâlinde bu mahkûmiyet hükmüne bağlı yasaklanmış hakların 25/5/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 13/A maddesindeki şartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir. Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir. Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiği hâllerde, bu suçlar 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre ilişkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz.
SORU 19: İnternetten suç işlediğim için evime polis geldi. Bilgisayarlarımı ve cep telefonumu almak istediler. Vermek zorunda mıyım?
CEVAP 19: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134.maddesine göre Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir. Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir. Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme olmaksızın iade edilir. Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılır. İstemesi halinde, bu yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır. Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.
SORU 20: Yurtdışındaki internet sitelerindeki trafik verilerinin Savcılıklara ve Mahkemelere vermediği için bir yasa çalışması yapılıyormuş bu doğru mudur?
CEVAP 20 : Bu esasen Convention on Cybercrime Siber Suçlar Sözleşmesinin Türkiye tarafından uygun bulunması ile ilgili bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı şu anda TBMM’de komisyon aşamasında görüşülmektedir. Bu sözleşmede özellikle kurumlar arası veri paylaşımı konusunda çok kapsamlı düzenlemeler mevcuttur.
SORU 21: Yurtdışındaki özellikle ABD’deki internet siteleri savcılık ve mahkemelere kullanıcı bilgilerini vermiyorlarmış doğru mu?
CEVAP 21: ABD ceza mevzuatında hakaret veya sövme suçuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı bu tür suçlara ilişkin ceza istinabe niteliğindeki taleplerin ABD makamları tarafından bu tür eylemlerin ABD Anayasası tarafından korunan ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ceza davasına değil ancak beli şartlarda tazminata konu olabileceği belirtilerek ABD ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmanın 22.maddeswi gereğince reddedilmektedir Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi (CİKAYAS) bu anlamda önem taşımaktadır
Soru 22 :internetten işlenen suçlarda ceza davası açılması için yeterli delil bulunamazsa ne yapılır?
CEVAP 22: Ceza Muhakemesi kanununun 170.maddesine göre Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, Suçun delilleri, Gösterilir. İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır. İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür. 172.madde gereğince Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.
SORU 23: Bulunduğumuz yerdeki cep telefonu ve internet bağlantılarını kasıtlı olarak engellediler. Bu suç mudur?
CEVAP 23: Türk Ceza Kanunu’nun 124.maddesi gereğince Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur.
SORU 24: IP numaralarından kişilere ulaşmak mümkün müdür?
CEVAP 24: İlgili siteler kullanıcıların IP numaralarını verirlerse bu IP numaraları ile Telekom şirketleri üzerinden sorgulama yapabilmek mümkündür. Ancak son zamanlarda cafe vb. yerlerden internete bağlanılması veya hileli yöntemlerle IP numarasının değiştirilmesiyle kişilere ulaşabilmek zorlaşmıştır.
SORU 25: Bilgisayarımda veya cep telefonumdan hakarete ilişkin yazıları sildim. Bunların bulunması mümkün müdür?
CEVAP 25: Savcılık ve Mahkeme aşamasında yapılan incelemelerde kullanılan özel yazılımlar aracılığıyla üzerine tekrar yazılmamış olmak kaydıyla hemen hemen tüm veriler silinmiş alanlardan geri getirtilebilmektedir. Bu nedenle silinmiş olduğu düşünülen veriler tekrar geri getirilerek delil değeri kazanmakta ve bu durumda Savcılık ve Mahkemeler tarafından çoğunlukla geçerli delil olarak değerlendirilmektedir.
Bilişim suçlarının işlenmesinin sebepleri
1. Fiziksel olarak kurban ile karşılaşılmaması,
2. Takma ad, sahte bilgilerle rahatça kurbanların kandırılabilmesi,
3. Bu iş için sadece internet ve bilgisayarın yeterli olması,
4. Yakalanma riskinin düşük olarak düşünülmesi,
5. Kurban bulma imkanın yüksek olması.
Bilişim suçları nelerdir?
1. E-mail adresinin çalınması,
2. Kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesi,
3. Sahte evraklar düzenlemek,
4. Yetkisiz Erişim ve Dinleme,
5. Bilgisayar Sabotajı,
6. Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık,
7. Kanunla Korunmuş Bir Yazılımın İzinsiz Kullanımı,
8. Her türlü telif hakkı bulunan yayın ve içeriklerin kopyalanması ve dağıtılması,
9. Yasadışı pornografik yayınlar olarak,
10. Kişisel bilgiler çalmak,
11. Rahatsızlık Verme,
12. Korkutma veya Hakaret,
13. Uyuşturucu Kaçakçılığı,
14. Siber Terörizm
15. Siber Savaş.
Siber suçlarla mücadele daire başkanlığı
Bilişim teknolojileri kullanılarak işlenen suçların soruşturulması ve dijital delillerin incelenmesi, bilişim suçlarıyla mücadelenin etkin ve verimli olarak yürütülmesini sağlamak amacıyla 2011/2025 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan birimdir.
Bilişim suçu oluşursa kişinin ne yapması gerekir?
1. Yasadışı siteler (web sayfaları) ile ilgili şikayetlerinizi 155@iem.gov.tr adlı e-mail ihbar adresine bildirebilirsiniz.
2. Şahsınız ile ilgili şikayetçi olduğunuz konular ile ilgili elde edebildiğiniz tüm deliler ile birlikte en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek şikayetçi olabilirsiniz.
3. Yürütülmekte olan tüm tahkikatlarda Savcılık talimatı veya Mahkeme kararı esas alınmaktadır.
Bilişim suçlarına kurban gitmemek için neler yapmalısınız?
1. Bilgisayarınızın tüm güncellemelerinin kurulu olduğundan emin olun.
2. Bilgisayarınızında güncel bir antivirüs yazılımı kullanın.
3. Ortak bilgisayar kullanılan alanlarda kişisel bilgilerinizi vermekten kaçının.
4. Ortak bilgisayar kullanılan alanlarda kredi kartı vb. gibi bilgilerinizi vermekten kaçının.
5. Sosyal medya’da sadece tanıdığınız kişilerle arkadaşlık kurun.
6. Herkes tarafından bilinen ve kullanılan sitelerden alışveriş yapın.
7. Tanımadığınız kişilerden aldığınız mailleri açmayın ve de tanımadığınız kişilerden aldığınız maillerin içerisinde bulunan linklere tıklamayın.
8. Birisini eleştiriceğiniz zaman hakaret içeren, kırıcı, yaralayıcı, onur zedeleyici kelimeler kullanmayın üsluplu olun.
9. Birisinin zorla girmenizi istediği adreslere girmeyin.
Yakın tarihte işlenmiş bilişim suçları örnekleri
1. En yüksek derecede ortaya çıkarılmış bilgisayar suçu 1970′ de başlayıp üç yıl süren bir dönemde işlendi. Union Dime Saving Bankası New York Park Avenue şubesi baş kasiyeri 1.5 milyon doların üzerinde yekünle yüzlerce hesabı zimmetine geçirdi.
2. 1983′ te, 19 yaşında bir Los Angeles, California Üniversitesi öğrencisi kendisine ait bir kişisel bilgisayarı kullanarak ABD Savunma Bakanlığı uluslararası iletişim sistemine girdi.
3. 26 Mart 1999′ da Melissa solucanı bir mağdurun bilgisayarında bir belgeye bulaştı, ardından belgeyi ve kopyalanmış virüsü otomatik olarak e posta yoluyla bu belgeyi açan diğer kişilere gönderdi.
4. Şubat 2000′ de Mafiaboy takma adını kullanan bir kişi yüksek kazançlı, Yahoo, Amazon.com, Dell, Inc, eBay, ve CNN gibi sitelerine yönelik bir hizmet dışı bırakma saldırısı yapmaya başladı. Stanford Üniversitesi ve Santa Barbara California Üniversitesindeki zombileştirilmiş yaklaşık elli bilgisayar DDoS ataklarında istekler göndermeye başladı. 3 Ağustos 2000′ de Kanada Federal Savcısı Mafiaboy’ u 54 kez değişik bilgisayarlara yetkisiz erişimden ve ayrıca 10 kez saldırılarında bilgilere zarar vermiş olmaktan suçladı.
5. Rus İş Ağı (RBN) 2006′ da bir internet sitesi kaydı aldı. Başlangıçta, her hareketi yasaldı. Ancak kısa süre sonra kurucularının daha kazançlı yasa dışı hareketlere ev sahipliği yaptığı ve müşterilerinin bilgilerini suçlulara satmakta olduğu anlaşıldı. RBN, Verisign tarafından kötülerin en kötüsü olarak tanımlandı. Her türlü suçluya ve yanlış davranışlara ağ barındırma hizmeti sunuyor bir yıl içinde 150 milyon dolar kazanıyordu.
6. 2 Mart 2010′ da, İspanyol soruşturmacılar 3 kişiyi dünya çapındaki 13 milyon bilgisayara bulaşmaktan tutukladılar. Soruşturmacıların açıkladığına göre, “Botnet” içinde kişisel bilgisayarlar da olmak üzere Fortune 1000 şirketlerinin yarısından fazlası ve 40′ dan fazla büyük banka bilgisayarlarının içinde bulaştı.
TÜRK CEZA KANUNU – BİLİŞİM SUÇLARI
ÜÇÜNCÜ KISIM / Topluma Karşı İşlenen Suçlar
ONUNCU BÖLÜM / Bilişim Alanında Suçlar
Bilişim sistemine girme
MADDE 243. – (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.
Maddenin bu fıkrası ile birlikte hukukumuz bilişim sisteminin her alanına yetkisiz olarak her ne suretle olursa olsun girmeyi ve girdikten sonra orada kalmayı suç olarak saymakla birlikte, bilişim sisteminde her hangi bir zarar verilmese bile yahut bilişim sistemi üzerindeki veriler silinip, değiştirilmese veya yetkisiz olarak girişi yapılan bilişim sisteminin çalışması engellenip, bozulmasa bile suç saymıştır.
Böylelikle hukukumuz Avrupa Siber Suç Sözleşmesinin ikinci maddesinde belirtilmiş olan “hukuka aykırı erişimi” hususunu bünyesine katmış, eski TCK’ da ki bir eksikliği gidermiş olmuştur. Eski TCK da bilişim sistemine salt olarak giriş ve orada kalınması suç olarak tamamen sayılmamakla birlikte verilerin ele geçirilmesi yok edilmesi veya değiştirilmesi durumunda suç gerçekleşmiş olmaktaydı. Bu fıkra ile birlikte hukukumuz isabetle sadece bilişim sistemlerinin güvenliğinin ihlalini bile suç saymakla diğer ülkelerdeki gibi bir olgu içerisine girmiş ve büyük bir isabette bulunmuştur.
MADDE 243. – (2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.
Burada suç açısından hafifletici bir neden bulunmaktadır. Ancak fıkrada belirtilen bedeli karşılığı yararlanılan sistemlerden kastın ne olduğu tam olarak açıklanamamıştır. Umarız ki bu konuda oluşabilecek Yargıtay içtihatları veya hukukçularımızın yorumları bizlere ileri aşamada konunun anlaşılması bakımından yardımcı olabilecektir.
MADDE 243. – (3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yukarıdaki 3. fıkra ile bilişim sistemine girme eyleminin ağırlaştırıcı sebebi belirtilmiştir. Burada bilişim sistemine yetkisiz olarak giriş yapan şahsın kastı; zarar vermek, verilerin yok edilmesi yahut değiştirilmesi olmadığı halde kastı aşan hareketi sonucu bir zarar meydana gelmiş ise suçun ağırlaştırıcı sebebi ortaya çıkmaktadır. Eski TCK ya bakıldığında gerek sadece sisteme girme eyleminin suç sayılmaması gerekse sisteme girdikten sonra kastı aşan bir zararın meydana gelmesinin ağırlaştırıcı sebep sayılması hukukumuz bakımında büyük bir eksikliğin giderilmesine katkı sağlamıştır.
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
MADDE 244. – (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 244. – (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu maddenin 1’nci fıkrası ile birlikte; yukarıdaki madde 243’ün 1’nci fıkrasındaki bilişim sistemine girme eylemi gerçekleştikten sonra bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi veya bozulması durumunda kanun koyucu cezalandırmada bulunmuştur. 2’nci fıkrası ile birlikte ise; bilişim sistemindeki verilerin bozulmasını, silinmesini, değiştirilmesini, kullanılamaz hale gelmesini, yeni ve farklı verilerin yerleştirilmesini yahut mevcut verilerin başka bir yere aktarılması eylemini de cezalandırmaktadır.
Yeni TCK ile birlikte Avrupa Siber Suç Sözleşmesinin de yer alan 4’üncü ve 5’inci maddeler ile uyumluluk sağlanmıştır. ASS’ de 4 madde ile bilişim sistemi üzerindeki verilere etki etme, 5’inci madde ile de sistem etki etme hususları düzenlenmiştir.
Yeni TCK ile birlikte yasa koyucu sadece bilişim suçunda suça konu yazılım ve verileri koruma altına almamış, bilişim sisteminin donanımına karşı yapılabilecek ızrar eylemini de bozmak, yok etmek, erişilmez kılmak ibareleriyle suç saymıştır. Bu suç tanımlaması ile yasa koyucu salt olarak bilişim sisteminin tümünü ve bilişim sisteminin içerdiği yazılımları verileri korumayı hedeflememiş, aynı zamanda bu bilişim sistemini eğitimden ticarete, devlet işlerinden bilimsel çalışmalara kadar sayılabilecek daha birçok alandaki kullanıcılarını da korumayı hedeflemiştir. Burada herkes suçun mağduru olabilir. Bura dikkat edilmesi gereken şey mağdur olarak illaki zarar gören bilişim sisteminin sahibi olunması gerekmemektedir. Örneğin bir internet sunucusu yurt içi yahut yurt dışı kaynaklı bir firmaya ait olabilir ancak o web sunucusu üzerinde yayın yapmakta olan web sayfası hukukumuzca korunması gereken tüzel kişi, özel kişi veya kamu kurumu olabilir. Burada fail internet ortamının verdiği bağlantılılık sebebiyle yine yurt dışındaki bir şahıs veya tüzel kişi olabilir, fail ve mağdur bakımından yerellik esas değildir. Böyle bir durumda adli istinabe yoluyla diğer ülkelerle temasa geçilmesi gerekmektedir.
MADDE 244. – (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Yasa koyucunun özellikle korumak istediği bilişim sistemlerine bakıldığında; banka ve kredi kartları ya da kamu kurum ve kuruluşlarına karşı yapılan bir eylem burada suçun ağırlaştırıcı sebebi olduğu görülmekte burada devlet ve finans sektörünün daha büyük zararlara maruz kalabileceği düşüncesi ile uluslararası standartlarda isabetli bir yaptırım uygulanmıştır.
MADDE 244. – (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Burada şahsi veya bir başkası hesabına fıkra 1 ve 2 deki eylemlerin gerçekleştirilerek haksız bir çıkar sağlamanın başka bir suç oluşturması durumu düzenlenmiş bulunmaktadır. Burada haksız kazancın başka bir suçu oluşturması halinde TCK ‘nın ilgili maddeleri ile işlem yapılacağı, başka bir suçu oluşturmaması halinde ise bu fıkra gereğince cezalandırmanın yapılacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Yani burada mevcut suç hırsızlık, dolandırıcılık, emniyeti suistimal suçlarını içerdiği takdirde bu fıkra hükümlerince uygulama yapılmayacaktır.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
MADDE 245. – (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Yeni Tck’da ki önemli bir gelişme olan Banka ve Kredi kartlarına yönelik işlenebilecek bilişim suçlarının cezalandırılması söz konusudur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken kredi kartları suçlarının sadece bilişim sistemi yoluyla işlenmemesidir. Çalıntı bir kredi kartının başka bir pos cihazında kullanılmasında her hangi bir bilişim suçu söz konusu olmamaktadır. Bu bağlamda bilişim suçu olarak kredi kartı suçlarını değerlendirirken bakılması gereken suçun ne tür bir aktivite ve araç ile işlendiğidir. Suç bilişim sistemleri kullanılarak kartın oluşturulması, kart bilgilerinin bilişim sistemleri kullanılarak ele geçirilmesi veya elde edilmiş kartın bilişim sistemleri aracılığı ile menfaat temini amacıyla kullanılması durumunda bilişim suçları başlığı altında yer almalıdır görüşleri daha şimdiden yukarıda ki fıkraya muhalefet eder biçimde ortaya çıkmaktadır.
Bu bağlamda uygulamada birçok hata ile karşılaşılmaktadır. Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması bazı durumlarda hırsızlık, dolandırıcılık, emniyeti suistimal suçlarını da oluşturabilmektedir. Sahte kimlik bilgileri ile kredi kartı başvuruları ya da yan kesicilik sonucu elde edilmiş kredi kartı ile menfaat temini çoğu zaman nitelikli dolandırıcılık suçu ile karıştırılarak bilişim suçları olarak daha şimdiden değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Yasa koyucunun bu madde üzerinde daha açıklayıcı ve bilgilendirici şekilde düzenlemelerde bulunmasının elzem olduğu görüşü oldukça yaygındır.
MADDE 245. – (2) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkrada; bir önceki maddenin fıkrasında belirtildiği gibi suçun daha ağır bir cezayı gerektiren başka bir suç oluşturması durumunda bu madde hükümlerince işlem yapılmayacağı hususu belirtilmektedir.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 246. – (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur
Yukarıdaki madde ise tüzel kişilerin kendilerine özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
İKİNCİ KISIM / Kişilere Karşı Suçlar
YEDİNCİ BÖLÜM / Hürriyete Karşı Suçlar
Haberleşmenin engellenmesi
MADDE 124. – (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
MADDE 124. – (2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 124. – (3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi halinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur.
Yukarıdaki madde 124’e bakıldığında direkt olarak bilişim suçu olgusunun var olduğunu anlamak biraz zor gibi gözükmekle birlikte aslında haberleşmenin engellenmesi bilişim sistemlerine karşı veya bilişim sistemleri vasıtası ile cereyan edebilmektedir. Örneğin bir e-posta sunucusunun çalışmasının engellenmesi yahut fıkra ikide belirtildiği gibi basın ve yayın organının internet üzerinden yahut özel bilişim tabanlı vericileri üzerinden yayınının engellenmesi kanun koyucu tarafından suç olarak sayılabilmektedir. Bu durumda otaya TCK madde 223- 244 arasındaki hükümlerde belirtildiği gibi suçlarda ortaya çıkabilmektedir. Bu konunun bilişim suçlarına göre mi değerlendirileceği, yoksa sadece haberleşmenin engellenmesi suçuna göre mi değerlendirileceği yahut iki suçun birleştirilerek mi cezalandırılma yapılacağı ortaya çıkacak Yargıtay içtihatları ile belli olacaktır.
İKİNCİ KISIM / Kişilere Karşı Suçlar
SEKİZİNCİ BÖLÜM / Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
MADDE 125. – (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
MADDE 125. – (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
MADDE 125. – (4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır.
Yukarıdaki madde de hakaret suçu tanımlanmış ve şartları açıklanmış bulunmaktadır. Burada hatırlanmalıdır ki; 2 ci fıkradaki sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle suçun işlenmesi halinde ibaresi ile yasa koyucu internet veya bilişim ağları üzerinden işlenebilecek hakaret fiilini de kast etmektedir. İnternet veya bilişim ağları üzerinden e-posta vasıtası ile, chat (sohbet) ortamlarında yazılı veya sesli konuşma sırasında ve görüntülü görüşmeler sırasında bahse konu suç günümüzde artık kolayca işlenebilmektedir. Maddenin 4 ncü fıkrasında ise suçun alenen işlenmesi ki; herkese açık sohbet odaları vasıtası ile veya basın yoluyla işlenmesi ki; internet de bir basın aracıdır, cezanın ağırlaştırıcı sebebi tanımlanmıştır.
İKİNCİ KISIM / Kişilere Karşı Suçlar
DOKUZUNCU BÖLÜM / Özel Hayata ve Hayatın Gizli alanına Karşı Suçlar
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
MADDE 132. – (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yukarıdaki maddenin birinci fıkrasında da görüldüğü üzere kişiler arsındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak sayılmıştır. Bu ihlal günümüzde internet ve bilişim ağları üzerinden de rahatlıkla gerçekleşebilmektedir.
MADDE 132. – (2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 132. – (3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
MADDE 132. – (4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Yukarıdaki fıkralarda ise suçun ne tür şartlarda ve ne oranda cezalandırılacağı bildirilmiştir. Buradaki ihlal ve ifşa yine bilişim sistemleri vasıtası ile olabilmektedir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133. – (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Günümüzde teknolojinin gelişimi ile birlikte, kişiler arasında konuşmalar bilindiği gibi sadece telefon konuşmaları veya karşılıklı yüz yüze konuşmalardan ibaret değildir. Bu bağlamda bilişim sistemleri ile yapılan konuşmalarda, konuşma verilerinin aktarıldığı hat üzerinden teknik cihaz, ekipman, yazılım ve teknik bilgi birikiminin kullanılması suretiyle dinleme ve görüşmelerin kayda alınması mümkündür. Burada bir alet ile kast edilen bilişim sisteminin unsuru olan bilgisayarlar veya donanımları olabilmektedir. Aşağıdaki fıkra ile de suçun başka bir boyutu değerlendirilmektedir.
MADDE 133. – (3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
MADDE 135. – (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
MADDE 135. – (2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136. – (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
MADDE 138. – (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kişisel haklara bir saldırı niteliğini taşıyan bu eylem türünde şahısların şahsa muhasır bilgilerin hukuka aykırı olarak izin alınmadan rıza bulunmadan kaydedilmesi halinde suç meydana gelmektedir. Özellikle günümüzde bilişim sistemleri ile otomasyon ortamında hastanelerde, finans kurumlarında, devlet kademelerinde, yahut tüzel veya özel kişiler tarafından kişilerin özel bilgileri kayıt edilebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken kaydedilen bilgilerin hukuka uygunluğu ve bilgi sahibinin rızanın bulunması durumudur. Ortada rıza ve hukuka uygunluk söz konusu değilse fiil suç olarak sayılmıştır. Aynı şekilde bahse konu kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmiş olan yahut başkasına vermiş olanlar hakkında da 136 cı madde dahilinde işlem yapılır. Aynı şekilde kanunlarda belirtildiği süre zarfı bittiği halde kişisel verileri bilişim sistemi üzerinde saklama devam edenler hakkında da kanun koyucumuz yaptırımlarda bulunmuştur.
İKİNCİ KISIM / Kişilere Karşı Suçlar
ONUNCU BÖLÜM / Mal Varlığına Karşı Suçlar
Nitelikli hırsızlık
MADDE 142. – (1) Hırsızlık suçunun;
e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.
Nitelikli dolandırıcılık
MADDE 158. – (1) Dolandırıcılık suçunun;
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Görüldüğü gibi bilişim sistemlerinin kullanılması sureti ile işlenmesi nitelikli hırsızlık suçunu oluşturmakta ve cezanın ağırlaştırıcı sebebi olarak sayılmaktadır. Aynı şekilde dolandırıcılık suçunun da bilişim sistemlerini vasıtası ile işlenmesi suçun ağırlaştırıcı sebeplerinden olmaktadır. Dolandırıcılık suçlarında aynı zamanda basın yayın araçları olarak internetin sağladığı kolaylık sayesinde suçun işlenmesi ağırlaştırıcı sebep olabilmektedir. Burada örnek olarak bankalardan geliyormuş gibi şahıslara gelen sahte e-postalar vasıtası ile kişileri kandırarak kişisel bilgilerinin temin edilmesi suretiyle yapılan dolandırıcılıklar bir çok dolandırıcılık çeşidi arasından örnek gösterilebilir.
ÜÇÜNCÜ KISIM /Topluma Karşı Suçlar
YEDİNCİ BÖLÜM /Genel Ahlaka Karşı Suçlar
Aşağıda ki madde ile birlikte de son olarak Yeni Türk Ceza Kanunumuz müstehcenlik suçu başlığı altında batılı ülkelerde oldukça yaygın olan ve genel tabiri itibari ile ismi çocuk pornografisi olan suç çeşidini suç saymış bulunmaktadır. Ülkemizde nadir de olsa bu suç tipinin mağdurları ve failleri bulunabilmektedir.
Müstehcenlik
MADDE 226. – (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.
EGM Bilişim Suçlarıyla Mücadele Daire Başkanlığı
Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi
BİLGİ TEKNOLOJİLERİ ve İLETİŞİM KURUMU
TELEKOMÜNİKASYON İLETİŞİM BAŞKANLIĞI
EGM – BİLİŞİM YOLUYLA İŞLENEN ASAYİŞ SUÇLARI