
TÜRK CEZA HUKUKUNDA ”HAKSIZ TAHRİK” UYGULAMASI, TCK Md.29
5 Mart 2025ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası : 6136
Kabul Tarihi : 10/7/1953
Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih: 15/7/1953 Sayı: 8458
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3 Cilt: 34 Sayfa: 1542
Madde 1 – Ateşli silahlarla mermilerinin veya bu silahlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması bu kanun hükümlerine tabidir.
Madde 4 – Ülke içinde kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır.
Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.
Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.
Avda veya sporda kullanılan her nevi ateşli yivli silahlar bu Kanunun 7 nci maddesine göre ruhsata tabidir.
Madde 12 – Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahları, bunlara ait mermileri veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri ya da namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.
Birinci fıkrada yazılı suçları üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin birlikte işlemeleri halinde, failler hakkında sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Birinci fıkradaki fiillerin, suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar bir kat artırılır.
Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik, dürbünlü, susturuculu veya hedef noktalayıcı aparat takılı tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur.
Dördüncü fıkrada niteliği belirtilen ateşli silahlar ile benzerlerinin miktar bakımından vahim olması halinde birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda yazılı cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
Kurusıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen silahı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak bu Kanun hükümlerine tabi silah haline dönüştürmek eylemi, 5201 sayılı Kanun hükümleri dışında yapılmış üretim olarak kabul edilir ve bu madde hükümlerine göre cezalandırılır. Dönüştürülen silahın sayı ve nitelik bakımından vahim olmaması halinde verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar indirilir.
Madde 13 – Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahları, bunlara ait mermileri veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ya da ses veya gaz fişeği atabilen silah iken bu Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülen silahları satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Ateşli silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan olması ya da silahın, mermilerin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlar dışındaki ateşli silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların ev veya işyerinde bulundurulması halinde verilecek ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adlî para cezasıdır.
Ateşli silahlara ait mermilerin veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların pek az sayıda bulundurulmasının veya taşınmasının mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi durumunda hükmolunacak ceza altı aya kadar hapis ve otuz günden beşyüz güne kadar adlî para cezasıdır.
Bu madde kapsamındaki bulundurma ve taşıma fiilinin; vefat, sağlık durumu, mahkûmiyet, müsadere, satın alma veya devir nedeniyle yapılan ruhsatlandırma ya da ruhsat yenileme işlemlerinde bu Kanunda düzenlenen yükümlülüklere aykırı davranılarak işlenmesi halinde onbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezasına hükmolunur.
Nakil izin belgesi almaksızın, bulundurma izni verilen silahını mesken veya işyeri değişikliği nedeniyle nakledenler hakkında onbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezasına hükmolunur.
Bu madde hükümlerine göre idari para cezası vermeye mülki idare amiri yetkilidir.
Madde 14 – Her kim, bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya başkaca aletler yahut benzerlerini ülkeye sokar, sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları ülkede yapar veya bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya aracılık ederse iki yıldan beş yıla kadar hapis ve ikiyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Suç konusu bıçak ve aletlerin niteliği veya sayı olarak azlığı halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir.
Birinci fıkradaki eylemleri işlemek amacı ile teşekkül kuranlar ile yönetenler veya teşekküle mensup olanlar tarafından sözü geçen fıkrada yazılı suçlar işlenirse failler hakkında beş yıldan on yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Birinci fıkrada yazılı suçları ikinci fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin birlikte işlemeleri halinde, birinci fıkraya göre verilecek cezalar bir kat artırılır.
Bu madde kapsamına giren bıçak ve başkaca aletlerin veya benzerlerinin miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralara göre hükmolunacak cezalar yarı oranında artırılır.
Madde 15 – Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.
Bu madde kapsamına giren bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkraya göre hükmolunacak cezalar yarıdan bir katına kadar artırılır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesine göre yapımına izin verilen bıçakları veya diğer aletleri veya benzerlerini kullanma amacı dışında satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında birinci fıkradaki; o bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı ve nitelik bakımından vahim olması halinde de ikinci fıkradaki cezalar hükmolunur.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı olan yivli ve yivsiz silahlarla bıçak ve diğer aletleri, hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıyanlar, üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ek Madde 5 – Bu Kanunun 12 ve 13 ncü maddelerine aykırı eylemleri; top, havan, roketatar, uçaksavar, tanksavar, ağır ve hafif makinalı tüfekler ve benzeri askeri amaçlı savaş silahları veya mermilerine ilişkin olduğu takdirde anılan maddelere göre hükmedilecek cezalar bir kat artırılır.
ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA YÖNETMELİK
- Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 21/3/1991 No : 91/1779
- Dayandığı Kanunun Tarihi : 10/7/1953 No : 6136
- Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi : 1/6/1991 No : 20888
- Yayımlandığı Düsturun Tertibi/Cildi : 5/30 Sayfa : 1448
Silah: Uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden, ruhsata tabi araç ve aletlerin tümünü,
Armağan silah: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı tarafından veya yabancı ülkelerin devlet veya hükümet başkanları, hükümet üyeleri, genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları veya hükümetleri adına yetkilendirilmiş kurum veya kuruluş başkanları tarafından armağan olarak verildiği usulüne uygun olarak belgelendirilen tabancalar ile av veya sporda kullanılan her nevi ateşli, ateşsiz silahları ve bıçakları,
Hatıra silah: Kanunun 11 inci maddesinin dördüncü fıkrası ile Kanunda değişiklik yapan 22/11/1990 tarihli ve 3684 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre tesbit edilen ateşli ve ateşsiz silahları, (Hatıra silah ile bıçak ve kılıçlar için bulundurma izni verilir. Bu silahlar, yalnız milli bayramlar, kurtuluş günleri veya törenleri ile il valiliğinin tesbit edeceği özel gün ve törenlerde taşınabilir)
Ateşli silah: Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları,
Tabanca: Tam otomatik olmamak şartıyla, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen, dumanlı veya dumansız barut veya bu neviden bir patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen, belli bir çapta namluya uygun imal edilmiş ateşli silahları,
Tam otomatik silah: Tetik çekili tutulduğunda birden fazla atış yapabilen ateşli yivli silahları
Yivli av tüfeği: Namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreden fazla, uzun menzilli ve delici güce sahip, sabit dipçikli, tam ve yarı otomatik atış yeteneği olmayan ve münhasıran avda veya atıcılıkta kullanılan ateşli-yivli silahları,
Spor ve nişan tüfek ve tabancaları: Çapı ve diğer nitelikleri bakımından Uluslararası Atış Birliği (U.I.T) Tüzüğünde belirtilen, yarışmalarla uluslararası askeri yarışmalara katılmaya elverişli ve münhasıran spor amacıyla kullanılan yivli ve yivsiz tüfek ve tabancaları,
Diğer saldırı ve savunma aletleri: (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (ı) bentlerinde sözü edilen ateşli ve ateşsiz silahlar dışında kalan bıçaklar ile özel olarak saldırı ve savunmada kullanılmak amacıyla yapılmış her türlü ateşli ve ateşsiz aletleri,
Zati demirbaş tabanca: Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesindeki subay, astsubay, uzman jandarma çavuş ve uzman erbaşlar ile emniyet hizmetleri sınıfı personeline görevlerinde kullanılmak üzere, bedeli mukabili zati demirbaş olarak satılan, personelin memuriyeti süresince Devlet malı silah statüsünü muhafaza eden ve üçüncü kişilere satış, devir veya hibesi yapılamayan, emekli olduklarında envanter kaydından çıkartılarak adlarına zati silah olarak ruhsata bağlanacak tabancaları
Demirbaş silah: Bir kurum, kuruluş veya kişilere ait işyerleri için demirbaş olarak kaydı yapılan yarı otomatik tabanca sınıfı silahları ifade eder.
Antika silah : Eskiden kalma, değerli, beli bir özelliği olan, benzerlerine az rastlanan ve artık imal edilemeyen ateşli, ateşsiz silah, bıçak ve kılıç gibi aletleri kapsamaktadır. 1899 yılı öncesi üretilen silahlar antika vasfındadır. Bu tarihten sonra imal edilmiş silahın antika kabul edilmesi olanaklı değildir. Silahın antika nitelikte olup olmadığı veya antika vasfını yitirip yitirmediğine dair kriminal raporu alınmalıdır. Olaya konu silahın antika veya hatıra olduğu tespit edilirse, 6136 sy Kanun’un 11.maddesi gereğince hatıra teşkil eden veya antika olan ateşli silahlarla bıçakların süreye bakılmaksızın bulundurulmasına izin verilmesi zorunludur. Antika olan ateşli silahlarla bıçaklar için verilen izin, üstte taşımaya cevaz vermez. Bu türden silahların nakli halinde mülki idare amirinden izin alınması zorunludur. (Hüsnü Aldemir, Ateşli Silahlar Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Ruhsatsız İmali/Ticareti/Bulundurulması/Taşınması Suçu s.31-38)
CEZA YARGILAMASI SİSTEMİNDE ‘SİLAH KAVRAMI’ :
Türk Dil Kurumu, silahı “savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan silah”, “savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç”, “bir konuda etkili her şey” şeklinde tanımlamaktadır. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 2/b bendine göre silah, uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden araç ve aletlerin tümüdür. Hukuk sözlüğüne göre silah, “savunma veya saldırma amacı ile kullanılan araç; ceza hukukunda silah kavramına ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, savunma ve saldırıda kullanılan her türlü kesici, delici veya bereleyici araçlar ile yakıcı aşındırıcı, yaralayıcı ilaçlar veya her türlü zehirler ve boğucu, kör edici gazlar” olarak tanımlanmaktadır. (TÜRK HUKUKUNDA SİLAH KAVRAMI VE SİLAH KAÇAKÇILIĞI SUÇLARI Enes Köken, Doktora Tezi, s.6-93)
5237 sy TCK nın 6.maddesinde ise;
Ceza kanunlarının uygulanmasında Silah deyiminden;
- Ateşli silahlar
- Patlayıcı Maddeler
- Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet
- Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler
- Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler anlaşılır, biçiminde tanımlanmıştır. (Uğur Ersoy, Silah Hukuku, s.259-308)
Yargıtay Uygulamasına göre Silah; “Ceza Genel Kurulunca yapılan değerlendirme ve varılan sonuç; İlkesel düzeyde; gerek 765 sayılı TCK’nın 189. Maddesi gerekse 5237 sayılı TCK’nın 6. Maddesinin 1/f bendi benzer düzenlemeleri içermekte ise de, her iki düzenlemedeki en temel ayrım, fıkranın 4. Alt bendinde “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler”in silah kapsamına alınmasıdır. Bu alt bent ile, silah kapsamı, 5237 sayılı TCK’da genişletişmiş ve önceki daraltıcı uygulama terk edilmiştir. Kanun koyucu bu düzenleme ile “fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli” olmak koşuluyla her nesneyi, imal edilip edilmediğine ve hangi amaçla yapılmış olduğuna bakmaksızın silah kapsamına dahil etmiştir. Buradaki ayırıcı ölçüt; “saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişliliktir”. Kullanılan alet veya diğer eşyanın işlenmesi kast edilen suç açısından saldırı ve savunmada etkinliği sağlamaya elverişli olması yeterlidir. Fiilen istenen sonucun gerçekleşmesi, kullanılan şeyi silah olarak değerlendirmek açısından, hakime bir kanaat verebilecek ise de, sonucun gerçekleşmesi zorunlu bulunmakta, kalkışma safhasında kalma hallerinde de, silah faktörünün varlığını kabul ve buna göre ceza tertibi olanaklı bulunmaktadır. Her somut olayda, hakim; olay bütünlüğü içinde bir değerlendirme yaparak, kullanılan nesnenin silah niteliğinde bulunup bulunmadığını 5271 sayılı CMK’nın 63/1. Maddesi kapsamında “hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgisiyle” değerlendirmeli, hukuki bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda ise bu konuda bilirkişi görüşüne başvurmalıdır. Nesnenin ele geçirilemediği hallerde değerlendirmenin ortaya çıkan sonuca göre yapılmalı, “elverişlilik” faktörü gözetilmelidir. Vücudun bölümleri, el, ayak, kafa gibi uzuvlar, eylemde kullanılış yöntemine göre saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli sayılabilirse de, kişinin beden bütünlüğüne dahil oluşları nedeniyle, silah kapsamında değerlendirilmeleri olanaksızdır. Yine aynı şekilde, sabit bir direk, sert bir zemin ve duvar, doğurduğu sonuç ne kadar ağır olursa olsun, silah kapsamında değerlendirilmemelidir.”, (YCGK, 12.2.2008, 3-25/22)
1-ATEŞLİ SİLAHLAR : Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin74 2/e bendine göre ateşli silah, (Değişik bent: 02/12/1999 Yönetmelik – 99/13749 – 2. Md.) “mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahtır.” Buna göre ateşli silahlar, barut gazı veya bu türden patlayıcı ve itici güç ile mermi çekirdeği veya saçma olarak ifade edilen özel şekil ve özellikteki maddeleri uzak mesafelere atabilen büyük toplardan, havan, roket, tank, makinalı tüfek, uçaksavar, tabanca ve tüfekleri kapsayacak şekilde değerlendirilmelidir. Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Ateşli Silahlar, Parçaları ve Aksamları ile Mühimmatının Yasadışı Üretimine ve Kaçakçılığına Karşı Protokolü madde 3/a’ya göre, ateşli silah “antika ateşli silahlar veya taklitleri hariç, bir patlayıcı madde etkisiyle fişek, kurşun veya mermi atan, atacak şekilde tasarlanan veya kolayca atacak hale getirilebilen namlulu herhangi bir taşınabilir silah anlamına gelecektir.” Uzun namlulu silahlar, kullanılış amaçlarına göre savaş tüfekleri ve av tüfekleri şeklinde iki başlıkta incelenir. Savaş tüfekleri, uzun menzile ve delici güce sahip, yivli seti olan silahlardır. Bu silahlar kullanılış amaçlarına göre, yaralama ve öldürme amaçlı olabilir. Av tüfekleri ise, avlanma amacıyla kullanılan silahlardır. Avlanacak olan hayvanın fiziki bütünlüğüne göre çeşitli ebatlarda üretilmektedir.
Bu silahlar kendi içinde yivli ve yivsiz olmak üzere ikiye ayrılır. Yivli av tüfekleri 6136 sayılı Kanuna göre ruhsata tabi olmasına karşılık, yivsiz av tüfekleri bu Kanuna göre ruhsata tabi değildir.
Kısa namlulu silahlar ise, genellikle tabancalar sınıfından oluşmaktadır. Kısa ve uzun namlulu ayırımı ise şu ölçüte göre yapılmaktadır: Namlu uzunluğu, fişek yatağı hariç 30 cm’den az ve tüm uzunluğu da 50 cm’yi geçmeyen silahlardır. Bu ebatların dışında kalanlar ise uzun namlulu silahlar olarak kabul edilir. Kısa namlulu silahlar kendi içinde tek atışlı tabancalar, toplu tabancalar ve otomatik tabancalar olarak üçlü ayrıma tabi tutulur. Tek atışlı tabancalar, haznesi olmayan ve her atış için fişek yatağına fişek yerleştirilen ateşli silahlardır. Günümüz teknolojisinde çok çeşitli şekilde karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, kalem, çakmak, cep telefonu şeklinde tabancalar üretilmektedir. Toplu tabancalar, fişek haznesinin silindir biçiminde olduğu ve silindirin içine fişeklerin yerleştirildiği top yuvaları olan ateşli silahlardır. Her tetik çekildiğinde silindir dönerek atış sırasını bekleyen diğer fişeği namlunun karşısına getirir. Top, genelde sağdan sola doğru döner. Bu toplarda, 5-10 arası yuva bulunmaktadır. Bu sayı, tabancanın türüne göre değişmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus, bu tabancalarda emniyet bulunmamaktadır. Otomatik tabancalar ise, tam otomatik tabancalar, yarı otomatik tabancalar ve makinalı tabancalar olmak üzere üçlü ayrıma tabi tutulurlar. Otomatik tabancalar ifadesindeki “otomatik”ten anlaşılması gereken, fişeği kendi kendine doldurduktan sonra boş kovanı atmaktır. Doldurmayı kendiliğinden yaparlar. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 2/g bendine göre, tam otomatik tabanca “tetik çekili tutulduğunda sürekli atış yapabilen ateşli yivli silahtır.” Tam otomatik tabancalarda tetik bir kere çekildiğinde bırakılıncaya veya fişek bitinceye kadar atış devam etmektedir. Şarjör kapasiteleri 13-17 civarında olmakla birlikte, ilave şarjörle 24-30’a kadar çıkarılabilmektedir. Yarı otomatik tabancalar ise, her atış için ayrı ayrı tetiğe basılan tabancalardır. Makinalı tabancalar da el tabancalarından daha büyük ve mermi kapasiteleri daha fazla (15-71) olan, tam veya yarı otomatik tabancalardır. Örneğin, MP5, Sten gibi. Buna karşılık Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 2/f bendine göre tabanca, “tam otomatik olmamak koşuluyla, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen, dumanlı veya dumansız barut veya bu neviden bir patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen, belli bir çapta namluya uygun imal edilmiş ateşli silahtır.” Ayrıca, spor ya da eğitim amacıyla üretilen havalı tabancalar, işaret fişeği, havai fişeği atmak için veya aydınlatmada kullanılan işaret tabancaları, her çeşit namluya sahip gaz tabancaları da ateşli silahlar kapsamında değerlendirilmektedir.
2-PATLAYICI MADDELER : Patlayıcı maddeler, hararet ve şok etkisiyle değişen, yüksek derecede ısı, büyük hacimde gaz meydana getiren katı, sıvı ve gaz halindeki kimyasal madde veya karışımlardır. TCK nın 174 maddesi kapsamında bulunan patlayıcı maddeler 6136 sy Kanun kapsamında değerlendirilmez. Patlama ise, patlayıcı maddenin kıvılcım (ateş), reaksiyon (asit) ve şok (güç kaynağı) etkisiyle ateşlenmesiyle yüksek derecede ısı, ışık, gaz, ses ve basınç oluşturarak hava içerisinde aniden ve şiddetle yayılması olayına denir. Patlayıcı maddelerin imal amacına uygun şekilde etkisini meydana getirebilmesi için ateşlenmesi gerekir. Bu ateşleme genel olarak, hararet ve şok etkisi oluşturabilecek bir etki ile sağlanması gerekir. Örneğin, fitiller, kapsüller (fünye), bombalar gibi. Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzüğün 2/A maddesine göre;
“Patlayıcı maddeler, şiddetli bir kimyasal reaksiyonla parçalanarak, ani yüksek sıcaklıkla birlikte büyük hacimlerde gaz haline dönüşebilen maddelerden olan;
1- Dumansız av barutu, kara av barutu, taş barutu,
2- (Değişik: 4/5/1999- 99/12746 K.) Dinamitler ve emülsiyon patlayıcılar.
3- (Değişik: 4/5/1999- 99/12746 K.) Patlayıcı madde olarak kullanılan: içeriğinde % 34.5 (yüzde otuz dört nokta beş) ve üzeri nitrojen (azot) ve % 02 (binde iki) ve daha fazla karbon içeren anfo (hazır amonyum nitrat ve fuel-oil karışımları). % 02 (binde iki) ve daha fazla karbon içeren potas güherçilesi (potasyom nitrat) ve % 2 (binde iki) ve daha fazla karbon içeren sodyum nitrat.
4- Ateşleme fitilleri,
5- Dinamit kapsülleri,
6- Her türlü av kapsülleri,
7- (Değişik: 4/5/1999 – 99/12746 K.) Sağırlaştırılmış (plastifiye edilmiş) olanlar dışında % 12.6 (yüzde oniki nokta altı) ve daha fazla azot içeren ve % 25 (yüzde yirmi beş) den az oranda su veya alkolle ıslatılmış olan her türlü nitroselülozlar,
8- Nitrogliserin,
9- Her türlü piroteknik mamüller,
10- 3763 sayılı Türkiye’de Harp Silah ve Mühimmatı Yapan Hususi Sanayi Müesseselerinin Kontrolü Hakkında Kanun kapsamında bulunan ve harp silah ve mühimmatı olarak kullanılabilecek olanlar dışında kalan bütün patlayıcı maddeler anlamında kullanılmıştır.”
3-SALDIRI ve SAVUNMADA KULLANILMAK ÜZERE YAPILMIŞ HER TÜRLÜ DELİCİ veya BERELEYİCİ ALETLER: Saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli ve uygun olan silahların, saldırı ve savunma amaçlı kullanılmak için yapılması veya elde edilmesi gerekliliği bulunmamakla birlikte, saldırı ve savunmaya elverişli olması yeterli ve gereklidir. Saldırı ve savunmada kullanılan aletin silah olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunda dikkat edilecek ölçüt, aletin somut olarak kullanılması olmayıp, suç işlemeye elverişli, uygun ve yeterli olmasıdır. Bununla birlikte, suç işlemeye elverişli aletin, özel olarak saldırı ve savunmada kullanılmak üzere üretilmiş olup olmadığına bakılmaksızın saldırı veya savunmada kullanılması gereklidir. Bu bent kapsamında yer alan “kullanma” ifadesi, teşebbüsü de içine alacak şekilde geniş yorumlanması gerekir. Kesici, delici veya bereleyici aletlere örnek olarak; kurusıkı tabanca, kama, hançer, saldırma, pala, kılıç, kasatura, şişli baston, sustalı çakı, topuz, topuzlu kamçı, boğma zinciri, muşta, süngü, sivri uçlu bıçaklar, matrak, tornavida, şiş, değnek, satır, sopa, keser, çekiç, çivi, çivili sopa, balyoz, usturpa, ustura, kamçı, nacak, bıçak, jilet, cop gösterilebilir.
4-SALDIRI ve SAVUNMA AMACIYLA YAPILMIŞ OLMASA BİLE FİİLEN SALDIRI ve SAVUNMADA KULLANILMAYA ELVERİŞLİ DİĞER ŞEYLER : “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler” ifadesi, silah etkisini yaratmaya elverişli her şeyin silah olarak kabul edilmesi gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Elverişlilik, işlenen suçla ilgili olarak belirlenir. Başka deyişle, kullanılan aletin işlenmesi amaçlanan suçla bağlantılı olarak elverişli olup olmadığını değerlendirmek gerekir. Bir suç için elverişli olan alet diğer suç için elverişli olmayabilir. Kullanılan alet veya diğer eşyanın işlenmesi kast edilen suç açısından saldırı ve savunmada etkinliği sağlamaya elverişli olması yeterlidir. Fiilen istenilen sonucun gerçekleşmesi şart değildir. (Ömrü Yılmaz, Öğretide ve Uygulamada Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun, s.13) Yargıtay içtihatlarına göre saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeylere örnek olarak; İngiliz anahtarı, köstebek, piknik tüpü, bira şişesi, kaynamış su ve çay, kurbağacık, rakı şişesi, demir çubuk, baston, taş, tuğla, süpürge borusu, hortum, pense, soba maşası, bira bardağı, cam bardak, peçetelik, şemsiye, kemer, kül tablası, meyve kasası, terlik, otomobil, bisiklet kilidi, demirden yapılmış sopa, yanan sigara izmaritinin vücuda bastırılması, cep telefonu, balta sapı, takoz, kırık cam parçası, saksı, terazi kefesi, okey ıstakası, köpek, televizyon kumandası, reklam tabelası, sandalye, maşa, çatal-kaşık, kemer, oklava, tırnak çakısı, ayna, pense, tepsi, terlik, kabak, bilgisayar kablosu, telsiz, çakmak, yüzük ve saç fırçası vs. verilebilir. Yargıtay’a göre, yargılama sırasında silah olarak kabul edilen aletin nitelikleri açıkça belirlenmeli ve neden silah olarak kabul edildiğinin açıklanması gerekir. Örneğin, küçük bir taş silah olarak kabul edilmez. Ancak, atıldığında mağduru yaralayacak türden her taş saldırı ve savunmaya elverişli olduğundan silah olarak değerlendirilmesi gerekir. Bundan dolayı, çok küçük ve hafif bir taşın silah olduğu kabul edilmemelidir. Bununla birlikte, Yüksek Mahkeme yaralama fiilinde kullanılan taşı silah olarak değerlendirmektedir. Sabit bir direk, vücut bütünlüğü içinde kalan uzuvlar, sert bir zemin ve duvar, doğurduğu sonuç ne kadar ağır olursa olsun silah kapsamında değerlendirilemez.
5-) YAKICI, AŞINDIRICI, YARALAYICI, BOĞUCU, ZEHİRLEYİCİ, SÜREKLİ HASTALIĞA YOL AÇICI NÜKLEER, RADYOAKTİF, KİMYASAL, BİYOLOJİK MADDELER: Nükleer ve radyoaktif maddeler, gerekli önlemler alınmaksızın insan vücudu ile temas etmesi halinde yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı etkiler ortaya çıkarır. Söz konusu bendin uygulanabilmesi için, söz konusu nükleer, radyoaktif, kimyasal ve biyolojik maddelerin yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici ve sürekli hastalığa yol açıcı olması gerekir. Nükleer madde, “Plütonyum- 238 izotop konsantrasyonu %80’ni aşmayan Plütonyum, Uranyum- 233, Uranyum- 233 veya Uranyum 235 izotoplannca zenginleştirilmiş Uranyum, cevher ve cevher artığının dışında, doğada bulunduğu şekilde izotop karışımlarını içeren Uranyum, yukarıdaki maddelerin bir veya daha fazlasını içeren herhangi bir nükleer madde” şeklinde tanımlanmıştır.
Kimyasal Harp Ajanları Birleşmiş Milletler’in 1969 yılında yayınlamış olduğu rapora göre kimyasal silah, “İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerine doğrudan toksit etkileri nedeni ile kullanılan her türlü katı, sıvı ve gaz halindeki kimyasal maddeler”dir. “5564 sayılı Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması Hakkında Kanun”un 2/b maddesine göre kimyasal silah şöyle tanımlanmıştır: “Toksit kimyasal maddeler ve bunların prekürsörlerini; toksit kimyasal maddelerin, savaş gereçleri ve aygıtlarının kullanımı sonucunda ortaya çıkacak olan zehirleyici nitelikleri yoluyla ölüme veya başka bir hasara yol açmak üzere özel olarak tasarımı yapılmış olan herhangi bir cihazı, aparatı veya düzeneği; bu savaş gereçleri ve aygıtlarının kullanımıyla doğrudan doğruya ilişkili bir biçimde kullanılmak üzere özel olarak tasarımı yapılmış olan herhangi bir cihazı, aparatı veya düzeneği ifade eder.” Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’in m. 4/1-h’ye göre kimyasal madde, “Doğal halde bulunan, üretilen, herhangi bir işlem sırasında kullanılan veya atıklar da dâhil olmak üzere ortaya çıkan, bizzat üretilmiş olup olmadığına ve piyasaya arz olunup olunmadığına bakılmaksızın her türlü element, bileşik veya karışımları” ifade eder. Kimyasal silahlar, kimyasal etkileri nedeniyle öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici etki meydana getiren veya geçici olarak felç, gözlerin yaralanması, körlük, sağırlık, bilinç kaybı gibi sonuçlar doğuran sis, iz ya da yangın meydana getiren katı, sıvı veya gaz halindeki kimyasal maddeler kullanılarak elde edilen silahlardır.
Türkiye’nin taraf olduğu Bakteriyolojik (Biyolojik) ve Zehirleyici Silahların Geliştirilmesi, Yapımı ve Stoklanmasının Yasaklanması ve Bunların İmhasına İlişkin Sözleşme’nin 1. maddesine göre biyolojik silah, “Hiçbir surette elde bulundurulmayacak unsurlar; her türlü mikroplu etkenler veya diğer biyolojik elemanlar veya menşei ve üretim yöntemi ve çeşitleri ne olursa olsun toksinlerin önleyici, koruyucu ve diğer barışçı gayeler için gerekli olduğunu doğrulamayan miktarları ile bu çeşit etken ve toksinlerin dostça olmayan amaçlarla veya silahlı çatışmalarla kullanılmasına yarayan silah, teçhizat ve atış araçlarıdır.” Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik m. 4/1-b’ye göre, “Biyolojik etkenler: Herhangi bir enfeksiyona, alerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmaları, hücre kültürlerini ve insan endoparazitlerini” ifade eder. Biyolojik silahlar dört grupta ele alınabilir. Bunlar; bakteriler, riketsialar, virüsler ve mantarlardır. Radyoaktif madde, radyasyon yayan ve radyasyon kaynağı olan maddelerdir. Nükleer Kanunu Tasarısının 4. maddesinde tanımlanmıştır. Hakimlik mesleği dışında, teknik ve uzmanlık gerektiren konular olması asabiyle yargılama sürecinde bilirkişi raporu alınmalı ve ona göre hareket edilmelidir.
A-6136 Sy. Kanun’un 13.Maddesinde Tanımlanan RUHSATSIZ SİLAH SATIN ALMA, TAŞIMA veya BULUNDURMA SUÇU
6136 Sy 13/1 hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın almak, taşımak ve bulundurmak yasaktır. Bu suç, tipik bir seçimlik hareketli suçtur. Bu suçun maddi konusu, 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinde yer alan “ateşli silah” , “mermi”, bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ya da ses veya gaz fişeği atabilen silah iken bu Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülen silahlardır.
- Satın almak, 6136 sayılı Kanuna aykırı olarak, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin bir bedel karşılığında başkasından devralınması anlamına gelir. Başka bir ifade ile, özel hukuk anlamında satış sözleşmesinin bir tarafı olarak suçun konusu olan ateşli silahlarla mermilerin devralınması demektir. Satın almak fiili açısından alım-satım sözleşmesinin yapılması yeterlidir. Ayrıca malın teslimi şart değildir.
- Taşımak, 6136 sayılı Kanuna aykırı olarak, ateşli silah veya merminin mesken veya işyeri dışına çıkarılmasını ifade eder. Failin taşıma ruhsat süresi bitmiş silahı taşırken yakalanması halinde atılı suç oluşacaktır. Failin yetkisi olmadığı halde başkasına adına ruhsatlı silahları taşıması halinde de atılı suç oluşacaktır. Failin yasak nitelikte silah taşıdığının bilincinde olması gerekir. Yargıtay köstebek tabancalar açısından çiftçilerin suça konu basit aleti halk pazarlarında veya nalburlarda 15-20 TL ye alıp suça konu basit aletin maddi hukuka aykırılık arz ettiğini bilecek durumda olmaması nedeniyle kaçınılmaz bir haksızlık yanılgısı içerisinde bulunmaları nedeniyle atılı suçun kast yokluğundan oluşmayacağına karar vermiştir.
- Bulundurmak, 6136 sayılı Kanuna aykırı olarak, taşıma veya bulundurma ruhsatına sahip olmayan ateşli silahlarla bunlara ait mermileri meskende, arabada, işyerinde veya üzerinde olmayı ifade eder. Bulundurmak, 6136 sayılı Kanuna aykırı olarak, taşıma veya bulundurma ruhsatına sahip olmayan ateşli silahlarla bunlara ait mermileri meskende, arabada, işyerinde veya üzerinde olmayı ifade eder. Dolayısıyla, gerek taşıma gerekse bulundurma ruhsatının olmaması suçun oluşmasına neden olmaktadır. 12/1. maddede yer alan bulundurma fiili özel kastla, 13/1. maddede yer alan bulundurmak fiili ise genel kastla işlenmektedir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne göre, ele geçirilen silahları satmak saikiyle bulundurduğu hususunda delil bulunamayan sanığın fiili 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi kapsamında değerlendirilir. Ayrıca, ilgili Daireye göre, bir aylık süreyi bulundurmak fiilinin işlenmesi açısından yeterli görmektedir. Bulundurma ruhsatlı silahın taşınması halinde de atılı suç oluşacaktır. Ancak failin yasak niteliğe haiz bir silahı taşıdığının bilincinde olması gerekir.
6136 sayılı Kanuna ilişkin olarak düzenlenen yönetmelikte belirtildiği üzere, ruhsata bağlanmamış ateşli silah veya bunlara ait mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması suçun oluşması için yeterlidir. Ayrıca, bulundurma ruhsatına sahip tabancaların, ruhsatın belirlediği yerlerin dışında bulundurmak veya taşımak da bu madde kapsamında suç teşkil eder. 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen satın alma, taşıma ve bulundurma fiilleri ticari amaçla olmayıp, kişisel ihtiyacı karşılamak için gerçekleştirilmelidir. Kişisel ihtiyaç ise, her somut olayın özelliğine göre (sanığın kişiliği, mesleği, sosyal ve ekonomik durumu vs.) tespit edilmelidir.
ELE GEÇİRİLEN SİLAH/SİLAHLARIN SAĞLAM, ÇALIŞIR, ATIŞA HAZIR DURUMDA OLUP OLMADIKLARININ SONUCA ETKİSİ : 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde yer alan suçun oluşabilmesi için, suça konu olan silahın çalışır durumda ve kullanılmaya elverişli olup olmaması kural olarak sonuca etkili değildir. Zira Yasa değişikliği ile; Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahları, bunlara ait mermileri veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ya da ses veya gaz fişeği atabilen silah iken bu Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülen silahları taşıyan, bulunduran ve satın alanların yaptırıma bağlandığı ifade edilmektedir. Silah sağlam ve çalışır durumda olmasa bile parçalarının bulundurulması, taşınması da yasaklandığından dolayı mahkumiyet kararı verilebilecektir. Ancak nitelikli silah, niteliksiz silah, sayısal vehamet, silah sayısı nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gibi durumlarda, bu hallere ilişkin tespite istinaden bir mahkumiyet kararı verilebilmesi için, bahse konu silahların sağlam ve çalışır durumda olduklarının ATK Fizik İhtisas Kurulu veya kolluk kriminal laboratuvarlarınca raporlandırılması gerekir. Suça konu silahın, bıçak ve diğer benzeri aletin vb. 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak nitelikte olup olmadığı, parçaların ana veya balistik önemi haiz nitelikte olup olmadıkları Jandarma Kriminal Laboratuvarı, Polis Kriminal Laboratuvarı veya Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılarak tespit edilmelidir. Ancak mermilerin bulundurulması ve taşınmasına ilişkin cezai müeyyide uygulanabilmesi için, ele geçirilen mermilerin sağlam, patlayabilen ve çalışır durumda olması gerekir. Bu hususta kriminal raporunun temin edilmesi zaruridir.
6136 sayılı Kanunun 13. maddesinde tanımlanan suç, kasten işlenebilen bir suçtur. Suçun taksirle işlenmesi söz konusu değildir. Suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür. Suçta kullanılan tabancayı kısa bir süreliğine geçici olarak muhafaza etmek için kabul edip, çok kısa bir süre üzerinde taşıyan kişinin, bu fiil için sahiplenmek veya taşımak kastının bulunmadığından dolayı 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen suçun oluşmayacağı kabul edilmelidir. Bireysel satış veya elden çıkarmada, failin amacı silah ticaretine veya yaymaya yönelik değilse, bu durumda 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesi değil, 13. maddesinin uygulanması gerekir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihadına göre de, kişisel ihtiyaç için getirilen silahın veya merminin 6136 sayılı Kanunun 13. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, sanığın bir adet tabancayı kişisel gereksinimi için yurtdışından getirmesi veya sanığın ölen babasından miras kalan bir otomatik silahı borçlarını ödemek için satması gibi. Yine, kanuni yollardan elde edilen az sayıdaki merminin kişisel ihtiyaç için satılması durumunda da, 6136 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında bir satış olarak değerlendirilemez. Benzer şekilde Askeri Yargıtay’ın vermiş olduğu bir karara göre: “6136 sayılı Kanuna aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satanlar veya satmaya aracılık edenlerin amacı, silah ve mermi ticaretine veya yaymaya yönelik bulunmadıkça eylemleri hakkında anılan yasanın 12/1. maddesi değil 13. maddesinin uygulanması gerekir.”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, beş adet ve üzeri tabancayı ve beş bin bir adet ve üzeri ateşli silah mermisini bulundurma ve taşıma açısından miktar olarak vahim kabul etmektedir. Ateşli silah veya merminin 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesine girmeyen türden olması koşuluyla sayısal veya nitelik bakımından vahim değil ise 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi, vahim ise 13/2. maddesi uygulanacaktır. Yeni içtihatla değişikliği ile , elli bir ve iki yüz elli adet mermi aralığı mutat sayıda kabul edilmektedir. Burada dikkat edilecek olursa, mutat sayıdaki merminin ev veya işyerinde bulundurulması gerekir. Aksi halde, mermi sayısı mutat olsa dahi, cezada indirim uygulanmayacaktır. Ateşli silahlara ait mermilerin mutat sayının altında olması (elli bir adetten az) durumunda ise, üçüncü fıkra değil dördüncü fıkra uygulama alanı bulacaktır. “Bulundurma” fiili, 6136 sayılı Kanunun 13. maddesinin hem birinci hem de üçüncü fıkrasında yer almaktadır. Burada, bu iki fiil arasında nasıl bir farklılık bulunduğu sorusu karşımıza çıkmaktadır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne göre, eğer, bir adet ateşli silah veya mutat sayıdaki mermi satın alınarak bulunduruluyor ise, bu durumda söz konusu fiil üçüncü fıkra değil, birinci fıkra kapsamına girmektedir. İlgili daire, bulundurma fiilini satın alınarak yapılıp yapılmadığına göre bir ayrım yapmaktadır. Dolayısıyla, bir fiilin üçüncü fıkra kapsamına girmesi için hem bir adet ateşli silah veya mutat sayıda mermi olması hem de satın alma durumu söz konusu olmadan gerçekleşen bir bulundurma fiilinin varlığı gerekmektedir. Dolayısıyla, örneğin, arabada veya üzerinde bulundurulması halinde bu fıkra hükmü uygulanmayacaktır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, vermiş olduğu kararlarda bir ile elli adet mermiyi pek az sayıda kabul etmektedir. Elli bir adet veya bu sayıya yakın bir mermi bulundurulması veya ele geçirilmesi durumundaki tespit, tüm mermilerin patlatılarak içlerinden elverişli olmayanların hariç tutulması suretiyle yapılmalıdır. Yine, taşınmasının mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi halinde de cezada indirim yapılacağı öngörülmüştür. Öldürmeye elverişli silah haline dönüştürülen kurusıkı tabancayı bulunduran kişi, dönüştürme fiilini kendisi gerçekleştirmemiş ise, somut olaya göre aynı maddenin birinci veya üçüncü fıkrası uygulama alanı bulacaktır.
RUHSAT SÜRESİ SONA EREN SİLAHIN TAŞINMASI veya BULUNDURULMASI : Yasa değişikliği ile, bulundurma ve taşıma fiilinin; vefat, sağlık durumu, mahkûmiyet, müsadere, satın alma veya devir nedeniyle yapılan ruhsatlandırma ya da ruhsat yenileme işlemlerinde bu Kanunda düzenlenen yükümlülüklere aykırı davranılarak işlenmesi halinde onbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezasına hükmolunur. Nakil izin belgesi almaksızın, bulundurma izni verilen silahını mesken veya işyeri değişikliği nedeniyle nakledenler hakkında onbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezasına hükmolunur. 6136 sayılı Kanuna dayalı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 3 ve 17 nci maddelerinde silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağı, yenileme işleminin nasıl yapılacağı, yenileme işlemi yapılmamasının doğuracağı sonuçlar ve izlenecek yöntem ayrıntılı bir biçimde açıklanmış ve ruhsatın yönetmelikte belirlenen süre içinde yenilenmemesi halinde iptaliyle birlikte silaha el konulacağı, üçüncü şahıslara devrinin sağlanamaması halinde ise kolluk makamlarınca ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere Adli Makamlara teslim olunacağı öngörülmüştür. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 18 inci maddesinde, taşıma yada bulundurma ruhsatı verilen kişilerin vefatı halinde, bu kişilere ait silahın mirasçılarının tümünün muvafakatı ile aralarından birine kanuni bir engel yok ise devrinin sağlanacağı, mirasçıların aralarında anlaşamamaları halinde ise valinin bu hususta verilecek yargı kararına kadar geçerli olmak üzere silahı mirasçılardan birinin adına geçici olarak ruhsata bağlayacağı şeklinde düzenleme mevcuttur. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Ruhsatlar” başlıklı 3 üncü maddesi; “Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, gerekli şartların varlığı halinde her beş yılda bir yenilenir. Sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemler başlatılır. Ruhsatlar verilirken ruhsatın geçerlilik süresi ve süre bitiminden itibaren en geç altı ay içinde ruhsatın yenilenmesi gerektiği kişiye tebliğ edilir. Beş yıllık geçerlilik süresini müteakip altı ay içinde ruhsatın yenilenmemesi halinde o silaha ait ruhsat başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, ancak Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirlenen idari para cezasının ödenmesi kaydıyla aynı şahıs adına tekrar ruhsata bağlanabilir.” Ruhsatın iptal edilmesiyle silah, ruhsatsız hale gelir, ruhsatı iptal edilen silahın devir tebligatına rağmen idareye teslim edilmeyip taşınması ve bulundurulması ise, 6136 sy Yasanın 13. maddesi gereğince adli yaptırıma bağlıdır. Ruhsatın yenilenmesi gerektiğine dair tebliğ tarihi ile iptal işlemine istinaden devir tebligatına kadarki süreç içerisinde silahın TAŞINMASI ise, yasa değişikliği ile, yerleşik yüksek mahkeme içtihatları gözetilerek idari yaptırıma bağlanmıştır. Zira süresi biten taşıma ruhsatı, yenisi verilinceye kadar bulundurma ruhsatı yerine geçerlidir. Yeni ruhsatın geçerlik süresi, önceki ruhsata ait sürenin bittiği tarihten itibaren başlar. İptal işlemi üzerine devir tebligatı ile birlikte silahın el konularak zaptolunması durumunda suç kastı bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmelidir.
SİLAHIN ELE GEÇİRİLEMEMESİ : 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçunun (md.13) ispatlanması açısından en kolay yöntem silahın ele geçirilerek incelenmesidir. Ancak, silah ele geçirilemediği takdirde, olay yerinde bulunan “boş kovan” ve “mermi çekirdeği” ile de silahın özellikleri tespit edilerek faile 6136 sayılı yasaya muhalefet suçu nedeniyle ceza verilebilir. Özellikle fail de olay yerinde silahsız yakalanmışsa, failin el svapları alınarak atış artığı olup olmadığı incelenmelidir. Elinde atış artığı olan failin silahı kullandığı kabul edilmesine rağmen, silahın 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığı, yani silahın özellikleri ancak “boş kovan” ve “mermi çekirdeği”nin elde edilmesiyle ortaya çıkarılır. Silahın veya merminin 6136 sy Yasa kapsamında yasak olduğunun kesin bir şekilde tespitinin yolu ilgili yerlerden alınacak bilirkişi veya kriminal raporudur. Günlük hayatta sosyal medya iletişim platformlarında silah görüntü veya videoları veya whatsapp/messenger mesajlaşma ekran görüntülerine istinaden; silah ele geçirilmediği ve yasak kapsamında olduğu kriminal raporu ile belirlenemediği sürece, sanığın ikrarı bulunsa dahi, herhangi bir eyleme karışılmadığı takdirde md 12 veya 13 gereğince cezalandırma yoluna gidilmesi olanaksızdır. Yasa değişikliği ile parçaların da yasak niteliğe haiz olduğu belirtilmekle, silah ele geçmese de fonksiyonlarına uygun biçimde bir eylemde kullanıldığı, silahın da 6136 kapsamında bir silah olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edilmesi durumunda, mermi çekirdeği, boş kovan vs. silahın sağlam ve elverişli olduğu aranmaksızın mahkumiyet hükmü kurulması gerekir. Yargıtay’a göre, suçta kullanılan aracın/silahın ele geçirilemediği hallerde, silah sebebiyle cezada artırım yapabilmek için mağdur, sanık ve tanıkların beyanlarına göre suçta kullanılan eşyanın özellikleri belirlenmeli ve mağdurda oluşan yaralanmanın niteliği de dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Uygulamada ateşli silahlar, patlayıcı maddeler, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici aletler ele geçirilmese dahi, mağdur hakkında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, mahkemeler tarafından suçun silahla işlendiği kabul edilip, buna göre ceza tayin edilmektedir.
- Ruhsatsız silah bulundurma, taşıma veya satın alma suçunda 4 adetten fazla niteliksiz silah sayısal bakımdan vehamet arz eden silah olarak kabul edilmektedir.
- Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya benzerleri olması halinde nitelik bakımından vahim olduğu kabul edilmektedir (6136 sayılı yasa 12/4).
Kuru sıkı tabancanın ateşli bir silaha dönüştürülmesi, 6136 sayılı kanunun 13. maddesinin 6. fıkrasıyla “üretim” olarak cezalandırılmıştır. Kurusıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen silahı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah haline dönüştürmek eylemi, 5201 sayılı Kanun hükümleri dışında yapılmış üretim olarak kabul edilir ve bu madde hükümlerine göre cezalandırılır. Dönüştürme suçunun temel cezası, 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır. Dönüştürülen silahın sayı ve nitelik bakımından vahim olmaması halinde verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar indirilir (6136 sayılı Kanun m.12/6). Dönüştürme eyleminin fail tarafından yapıldığı endişeye mahal vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Fail tarafından değil de belirsiz kişi tarafından dönüşümün yapıldığı ve bu şekliyle silahın zilyetliğine geçtiği anlaşılırsa veya şüphede kalınırsa, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince md 12/6 hükmü uygulanmaz. Kurusıkı tabanca üzerinde yapılan tadilat sonucu ses ve gaz fişeklerinin yanı sıra yine bu fişeklerin uç kısmına uygun çapta kurşun/metal bilye veya benzeri takılarak tadil edilmiş yasak niteliği haiz fişekleri de atabileceği tespit edilmesi ile birlikte özel nitelikte fişek ele geçirilmemiş ve failin silahın kuru sıkı tabanca olduğu savunmasının aksine kuru sıkı tabancanın vasfını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması halinde, eylem 6136 sy Kanunun 13 maddesindeki suçu oluşturmaz ise de bizatihi yasak teşkil eden silahın müsaderesine karar verilir.
ÖNEMLİ !✕
- Silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya benzerleri olması suçun cezası 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 5000 güne kadar adli para cezasıdır (6136 sayılı Kanun m.13/2).
- Nitelik bakımından vehamet arz eden bir silah olması halinde de suçun cezası 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 5000 güne kadar adli para cezasıdır (6136 sayılı Kanun m.13/2).
- Pek az sayıda mermiden kastedilen, 50 ve daha az sayıda ruhsatsız mermi bulundurulmasıdır. Pek az sayıda mermi bulundurulması halinde faile 6 aya kadar hapis ve otuz günden beşyüz güne kadar adlî para cezası verilecektir (6136 sayılı Kanun m.13/4). Suçun ceza alt sınırı belirlenmediği için hapis cezasının alt sınırı 1 ay (TCK m.49/1), adli para cezasının alt sınırı 5 günden (TCK m. 52/1) az olamaz.
- “Mutat sayıda mermi bulundurma” kavramından kastedilen, 51-250 adet arası merminin ruhsatsız bulundurulmasıdır.
- Mutat olmayan sayıda mermi bulundurma veya satın alma, 251-5000 arası merminin ruhsatsız bulundurulması anlamına gelmektedir.
- Vahim miktarda mermiden kastedilen 5001 ve daha fazla merminin bulundurulmasıdır.
- Pek az sayıda mermiden kastedilen, 50 ve daha az sayıda mermi bulundurulmasıdır. Md 13/4
- “Mutat sayıda mermi taşıma” kavramından kastedilen, 51-5000 adet arası merminin taşınmasıdır. (6136 sayılı Kanun md.13/1).
- “Vahim miktarda mermi taşıma” kavramından 5001 veya daha fazla merminin taşınması anlaşılır. Taşınan mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde, fail hakkında 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur (6136 sayılı yasa md.13/2).
- Mutat olmayan sayıda mermi satın alınması, 251-5000 arası merminin ruhsatsız olarak satın alınması anlamına gelmektedir.md 13/1
- Vahim miktarda mermiden kastedilen 5001 ve daha fazla merminin satın alınmasıdır. md 13/2
- 6136 sy Kanunun 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahların ticaret amacı olmaksızın bulundurulması veya taşınması, ayrıca top, havan, roketatar, uçaksavar, tanksavar, ağır ve hafif makinalı tüfekler ve benzeri askeri amaçlı savaş silahları ve bunların mermilerinin ticaret amacı olmaksızın bulundurulması veya taşınması 6136 sy Kanunun 13/2 maddesi kapsamındadır. Top, havan, roketatar, uçaksavar, tanksavar, ağır ve hafif makinalı tüfekler ve benzeri askeri amaçlı savaş silahları ve bunların mermileri söz konusu ise fail 6136 sy Kanunun 13/2 ve Ek/5 maddeleri uyarınca cezalandırılır. Dairece sürdürülen uygulamaya göre failin 4 adet niteliksiz tabanca taşıma ve bulundurma eylemi 6136 sayılı Kanunun 13/1 madde ve fıkrasında tanımlanan suçu, failin 5 adet ve daha fazla niteliksiz tabanca taşıma ve bulundurma eylemi 6136 sy Kanunun 13/2 madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturmaktadır. (Ömrü Yılmaz, Öğreti ve Uygulamada Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun s.192-193)
6136 sayılı Kanuna göre yasak olmayan bıçak ve diğer aletleri, hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıyanlar, 3 aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır (6136 sayılı Kanun md.15/4). Bıçağın sırf saldırı amacıyla taşındığının olayın oluş şekline göre belirlenir. Ani ve tesadüfi gelişen olaylarda failin sırf saldırı amacıyla bıçağı taşıdığı kabul edilmezken, kavgaya karışmak için işyerinden bıçağın alınarak belirli bir mesafe katedip, olay yerinde bıçağın kullanılması durumunda saldırı amaçlı bıçağın taşındığı kabul edilir ve 6136 yasa kapsamında cezalandırma yoluna gidilir.
Suçun olağan zamanaşımı süresi 8 yıldır. Olağanüstü zamanaşımı süresi 12 yıldır. Şikayete bağlı olmayıp resen soruşturulur. Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. 7533 sayılı kanunla 13. maddenin birinci ve beşinci fıkraları seri muhakeme usulünden çıkarılmış, sadece üçüncü fıkrası seri muhakeme usulü kapsamında bırakılmıştır. 6136 sayılı kanun m. 13/3 basit yargılama usulünden çıkarılmıştır. Diğer madde ve fıkralar açısından seri muhakeme usulü uygulanamaz. 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarından cezasının üst sınırı 2 yıl olanları açısından basit yargılama usulü uygulanabilir. 6136 sayılı kanuna muhalefet suçu hakkında yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. 6136 sayılı kanuna muhalefet suçu, ağır cezalık bir suçla birlikte işlenmişse (örn, insan öldürme suçu) yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Kesintisiz suç tipidir. Bu nedenle sanığın uyap kayıtları kontrol edilerek hukuki kesintinin olup olmadığı araştırılmalı, diğer yasaya aykırı taşıma ve bulundurma dosyalarına ilişkin iddianame tanzim edilmemiş ise, birleştirme yoluna gidilmeli veya ceza tayininde bu durum gözetilmelidir. Yasak nitelikte tabancayla kasten yaralama suçu işlendikten 3 ay sonra önceki olayda kullanılan tabancanın polis uygulamasında sanığın üzerinde yakalanması halinde hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek her iki olayın iddianame tarihlerine bakılarak değerlendirme yapılması, ikinci olayın davasının daha önce açılması halinde 6136 sy Kanuna aykırılık yönünden 1. olayı da kapsayacağı, 1.olayın davası açıldıktan sonra 2. olayın davası açılmışsa ayrı ayrı suçların oluşacağı kabul edilmektedir. Gelen ekspertiz raporlarında silahın daha önce başka bir olayda kullanılıp kullanılmadığı tespit edilebilmektedir. 6136 sy Kanun’a aykırılık eylemleri imal eylemi de dahil olmak üzere teşebbüse elverişli değildir.
TAŞIMA veya BULUNDURMA KASTI : 6136 Sy 13/1 de düzenlenen suçun manevi unsuru genel kasttır. Dolayısıyla başkasına ait ruhsatsız tabancanın geçici ve kısa süreli bulundurma halinde taşıma veya bulundurma kastından söz edilemez. Suçta kullanılan tabancayı kısa bir süreliğine geçici olarak muhafaza etmek için kabul edip, çok kısa bir süre üzerinde taşıyan kişinin, bu fiil için sahiplenmek veya taşımak kastının bulunmadığından dolayı 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen suçun oluşmayacağı kabul edilmelidir. BAŞKASINA AİT OLAN SİLAHIN; BULUNDURULMASI veya TAŞINMASINDA KASTIN, SANIĞIN AMACINA ve SÜREYE GÖRE BELİRLENDİĞİ, SANIĞIN NİYETİNİN SİLAHI SAKLAMAK, GİZLEMEK OLMASI HALİNDE BİLE ATILI SUÇUN OLUŞMAYACAĞI, AKSİ DURUMUN KABÜLÜ HALİNDE KISA SÜRELİĞİNE ELDEN ELE GEÇEN BİR ADET SİLAH YÜZÜNDEN ONLARCA KİŞİNİN CEZA ALMASININ ÖNÜNÜN AÇILACAĞI ifade edilmektedir. Failin hareketleriyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun geçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bazı sonuçları doğurması muhakkak ise failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir. 3-4 saati aşan taşıma ve bulundurma halinin geçici ve kısa süreli olmadığı yüksek mahkeme içtihatlarında belirtilmektedir. Taşıma veya bulundurma kastına ilişkin yüksek mahkeme içtihatları aşağıda verilmiştir;
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/1544
Karar : 2024/8005
Tarih : 24.10.2024
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükümlülerin aşamalardaki savunmaları, olay araştırma ve CD çözüm tutanağı, iddia, Mahkemenin kabulüne göre, hükümlü …’ın tartışma sırasında, inceleme dışı …’in yere düşen tabancasını yerden aldığı, tarafları ayırmak için olaya dahil olan hükümlü …’ın kavganın büyümemesi açısından tabancayı alıp olay yerinden uzaklaştıktan sonra bu tabancayı hükümlü …’a verdiği, hükümlü …’ın da bu tabancayı polis merkezine teslim ettiği anlaşılmakla, her iki hükümlünün de söz konusu silahı taşıma ve bulundurma kastı ile hareket etmediği ve üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı cihetle, hükümlüler hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/178
Karar : 2024/3679
Tarih : 30.04.2024
Dosya kapsamına göre, sanık …’nin, aksi ispat edilemeyen savunmasına göre, kavga sırasında temyiz dışı sanık …’in elinde olan ve uzmanlık raporu ile 6136 sayılı Kanun kapsamında taşınması yasak niteliği haiz olduğu belirlenen bıçağı, olayın büyümesini önlemek amacı ile alarak cebine koyması şeklinde anlık gelişen olayda, bıçağı çok kısa bir süre bulundurduğu, bu süre içerisinde taşıma kastının da bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas: 2021/7963
Karar: 2023/5794
Tarih: 05.07.2023
Dosya kapsamına göre, sanık …’ın kavga sırasında temyiz dışı sanık …’a ait olan ve yere düşen ruhsatsız tabancayı eline alıp bir el ateş etmesi şeklinde anlık gelişen olayda, silahı çok kısa bulundurduğu, bu süre içerisinde de silah taşıma kastının bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/4454
Karar : 2023/2595
Tarih : 26.04.2023
Sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, olaylar ve olgular bölümündeki tespitler ve sanık savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, oğlu olan diğer sanık …’e ait silahı, suçta kullanılmasını engellemek amacıyla çok kısa süre bulundurduğu ve bu süre içerisinde de silahı taşıma kastı bulunmadığı anlaşıldığından, yasal unsurları oluşmayan suç nedeniyle, beraat hükmünde hukuka aykırılık görülmemiştir. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak beraat kararı verilirken sanığa atılı suç yönünden sanığın kastı bulunmadığı halde hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin (c) bendi yerine, delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı bendine muhalefet edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
- ”Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanığın olay sırasında diğer sanık …..’ait silahı KISA SÜRELİĞİNE alarak havaya ateş etmekten ibaret eyleminde, silah taşıma kastı bulunmadığı anlaşılmakla, 6136 sayılı Yasaya aykırı davranma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi…” 8.CD.2013/16456-2014/7736
- ” Sanığın ele geçirilen silahın vasıflarını bilerek taşıdığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde sanığın beraati ve bizzatihi suç teşkil eden tabancanın müsaderesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,…” 8.CD.31.05.2018, 2285/6240
- ”Sanığın aşamalarda suça konu silahın kurusıkı tabanca olduğuna ilişkin savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, beraati yerine yetersiz gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi ….” 8.CD.05.12.2017, 21880/13774
- ”Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanığın, birlikte olduğu sırada diğer sanık Serkan Mustafa K’a ait silahı alarak havaya ateş etmekten ibaret eylemde, silah taşıma kastı bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi …” 8.CD.18.10.2017, 18921/11547
- ”Sanığın kavga sırasında, yanında bulunan ve köy korucusu olan babası Muzaffere ait suça konu tüfekle mağdur Mehmet Fatihe doğru korkutmak amacıyla bir el ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde, RUHSATSIZ SİLAH TAŞIMA KASTININ BULUNMADIĞI, gözetilmeksizin beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi…”8.CD.13.06.2017, 11389/7134
- ”Sanığın, kavga esnasında olay yerine gelen polis memurunun belinden silahını alarak ateş edip kaçması, kaçarken tekrar ateş etmesi ve polisin takibi sırasında 15-20 metre sonra orada bulunan bir yere atması şeklinde gerçekleşen olayda ruhsatsız silah taşıma kastının bulunmadığı gözetilmeksizin beraat Yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması ” 8.CD.20.04.2017, 51/4431/ 8.CD.25.04.2018,13604/4638/8.CD.10.03.2003, 10603-3126
- ”Sanığın bir iş nedeniyle bulundukları yerden çıkıp giden arkadaşının, bir süre muhafaza etmek üzere kendisine bıraktığı tabancayı, ÇOK KISA BİR SÜRE ÜZERİNDE TUTMAKTAN İBARET eyleminde, yasak silah taşıma kastının bulunmadığı gözetilmeden…” 8.CD.7.06.1995, 7796-8434/ YCGK 12.11.1996, 1996/8-206 E. 1996/215 K.
- ” Sanık , suça konu tabancayı, geçici ve kısa bir süre ile muhafaza etmek üzere, beşeri duygularla kabul etmek üzere, beşeri duygularla kabul edip, çok kısa bir süre üzerinde tutmuştur. Sanıkların sahiplenmek ve taşıma kastı bulunmadığından üzerine yüklenen suç oluşmamıştır.” YCGK 12.11.1996, 1996/8-206 E. 1996/215 K.
- ”Sanığın hakkında tefrik kararı verilen diğer sanık Mehmet Duygulu tarafından da doğrulanan savunmasında ve dosya içeriğine göre suça konu tabancayı merak saiki ile Mehmet Duygulu adlı arkadaşının elinden almasından hemen sonra görevlilerce yakalanmasından ibaret eyleminde 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun kast unsurunun bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi…” Y.CD.13.11.2003, 10603-6126
- ” 6136 sayılı Kanunun 13.maddesindeki suçun oluşması için ruhsatsız tabancanın az çok devamlılık ifade edecek şekilde taşınmış olması gerekip, düğün yerinde başkasının elinden aldığı tabanca ile bir kaç el ateş ettikten sonra sahibine geri veren kimsenin fiilinde ruhsatsız silah taşımak suçunun unsurları yoktur.” YCGK 01.12.1969 4/536 E.510
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/3397
Karar : 2021/17026
Tarih : 29.06.2021
Sanık …’in diğer sanık …’ın karısı olduğu, suça konu silahın sanık …’a ait olup …’ın polislerin geleceğini ve silahı saklamasını telefonla söylemesi üzerine silahı saklamaya çalıştığı anlaşılmakla, ruhsatsız silahı bulundurma veya taşıma kastı olmayan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2018/10117
Karar : 2020/16960
Tarih : 13.10.2020
Sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik incelemesinde ise; Dosya kapsamına göre sanık …’ın …’a ait tabancayı araçtan kısa süre alarak bulundurmaktan ibaret eyleminde, silahı taşıma kastı bulunmadığı anlaşılmakla; atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2018/11125
Karar : 2019/371
Tarih : 10.01.2019
Oluşa ve dosya kapsamına göre, 13.06.2008 tarihli hazırlık beyanında adam öldürme olayında kullanan ve …’a ait olan suça konu tabancayı Tarkan’ın kendisine getirdiği, vurulma olayının kendisine anlatılmasından sonra sakla denilmesi üzerine verilen silahı alarak saklamak amacıyla birkaç gün evinde bulunduran sanığın, bulundurma süreside gözetildiğinde, silahı taşıma ve bulundurma kastı olmadığı bu hali ile eyleminin TCK.nun 281. maddesinde tanımlanan suç delillerini gizleme suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan da hüküm kurulması sureti ile fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2017/15911
Karar : 2017/10723
Tarih : 02.10.2017
Yaralama olayında kullanan ve diğer sanığa ait olan suça konu tabancayı saklamak amacıyla evine götüren sanığın, silahın kısa sürede ele geçirildiği hususu da gözetildiğinde, silahı taşıma ve bulundurma kastı olmadığı ve eyleminin TCK.nun 281. maddesinde tanımlanan suç delillerini gizleme suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2015/15850
Karar : 2016/4278
Tarih : 31.03.2016
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, kardeş olan sanıkların olay tarihinde sanık …’ın kullandığı araçla biçer döver işi için Ceyhan’dan Tarsus’a doğru yola çıktıkları, aracı kullanırken üzerinde taşıdığı silahın kendisine rahatsızlık vermesi üzerine sanık …’ın suça konu silahı sanık …’a verdiği ve yapılan aramada silahın sanık …’ın üzerinde ele geçtiği olayda; suça konu silahı kısa süre üzerinde bulunduran sanık …’ın silah taşıma kastı bulunmadığı anlaşılmakla; 6136 sayılı Yasaya aykırı davranma suçunun yasal unsurları oluşmadığından beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2014/26063
Karar : 2015/12358
Tarih : 23.02.2015
Oluşa ve dosya kapsamına göre sanığın, …’e ait olduğunu beyan ettiği ve …’in de kendisine ait olduğunu kabul ettiği silahı saklamak isterken yakalandığı ve silah taşıma kastı bulunmadığı gözetilmeden, suç delillerini gizlemeye teşebbüs suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi…
B-6136 SAYILI KANUNUN 12. MADDESİNDE DÜZENLENEN ATEŞLİ SİLAH KAÇAKÇILIĞI SUÇU
Satmak, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin bir bedel karşılığında başkasına devredilmesini ifade eder. Başka bir ifadeyle, özel hukuk anlamında bir sözleşme ile suçun konusunu oluşturan ateşli silahlarla mermilerin üçüncü kişiye devredilmesi demektir. Satmak ve satın almak, satıcı ve alıcının karşılıklı rızalarının alım-satım sözleşmesi yapılması suretiyle birleşmesidir. Burada, alım-satım sözleşmesinin yapılması yeterli olup, malın teslimi şart değildir. Ticaret kastıyla ateşli silah veya mermilerinin satılması halinde 6136 sayılı Kanunun 12. maddesindeki suç oluşmaktadır.
- 6136 sy Kanun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokmak, sokmaya kalkışmak veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık etmek,
- Silah ve mermileri üretmek/imal etmek
- Taşıma, yollama ve taşımaya aracılık etmek
- Satmak, satmaya aracılık etmek gibi haller suçun seçimlik hareketleri olarak düzenlenmiştir.
Suçun;
- İki ya da daha fazla kişi tarafından iştirak iradesiyle işlenmesi/Toplu Silah Ticareti/ (Bu sayıya alıcılar-azmettiren ve yardım edenler dahil değildir, Alıcı ve satıcı sıfatı müşterek faillikte birleşemez; failler arasında iştirak iradesi aranır (Müşterek Fail) Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. İki veya daha fazla kişinin birlikte bir menfaat sağlamak üzere örgütlenme ve faillerin sürekli biçimde silah ticareti yapma aşamasına ulaşmamış maddi ve manevi dayanışmayı içeren önceden anlaşma hareketidir. Düşüncede ve eylemde sürekli birleşme hali varsa topluluk değil teşekkül hali söz konusu olur. CMK md 2/1-k bendince, toplu suç, aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç olarak tanımlanmıştır. İki yada daha çok failin suça konu silah ve diğer faillerle eylem ve fikir birliği oluşturup bir irade birliği içerisinde hareket ederek birlikte satıp kazancı bölüştükleri ve çıkar paylaşımı konusunda aralarında bir anlaşma bulunduğu hallerde, kanunun tanımladığı ve öngördüğü biçimde bir ortaklık olduğunun kabul edilmesi gerekecektir. Aksi halde faillerin silah ticaretine yönelik eylemi bireysel olarak gerçekleştirdikleri kabul edilip ayrı ayrı md 12/1 uyarınca cezalandırılmaları gerekir. İstikrarlı uygulama bu şekildedir.) (8 yıldan 15 yıla kadar hapis ve 1000 günden 10.000 güne kadar adli para cezası)
- .Suçun kanuni tanımında yer alan fiillerin kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (Ceza bir kat arttırılır)
- Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca ve benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde (m.12/1-2-3 de yazılı cezalar md 12/4 gereğince yarı oranında arttırılır)
Bu suçun maddi konusu, “ateşli silah”, “mermi” veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları”dır.
6136 sayılı Kanunun 4/3. maddesine göre, “Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.” Belirtilen silahların ve mermilerin, 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinde yer alan maddi unsurlardan herhangi birine konu olması silah kaçakçılığı suçuna konu olmayacaktır. Ancak, 6136 sayılı Kanunun 4/3. maddesinde yer alan düzenleme gereğince, Barut ve Patlayıcı Maddelerle Silah ve Teferruatı ve Av Malzemesinin İnhisardan Çıkarılması Hakkında Kanun520 kapsamında İçişleri Bakanlığı’ndan izni alınması gereklidir. Bu izin alınmadan ithal veya ithale teşebbüs eder, bunlara aracılık eder, bir yerden başka bir yere taşır, yollar, taşımaya bilerek aracılık eder, satar, satmaya aracılık eder ve bu amaçla bulundurulursa silah kaçakçılığı suçunun konusuna girecektir.
6136 sayılı Kanunun 11. maddesine göre, “Hatıra teşkil eden veya antika olan ateşli silahlarla bıçakların bulundurulmasına izin verilmesi zorunludur.” Münhasıran sporda kullanılan ateşli silahlar ve mermileri ile yivsiz av tüfekleri ve mermileri dışında, uzun namlulu ve kısa namlulu silahlar, yivli av tüfekleri dahil tüm tüfekler, toplu ve otomatik tabancalar ile bunlara ait mermiler silah kaçakçılığı suçunun kapsamına dahildir.
Suçun maddi unsuru 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesinde düzenlenmiştir. Maddi unsur ise; ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması, ülkeye sokulmaya kalkışılması, ülkeye sokulmasına aracılık edilmesi, bunların 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapılması, bu suretle ülkeye sokularak ve ülkede yapılan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşınması veya yollanması veya taşımaya bilerek aracılık edilmesi, satılması veya satmaya aracılık edilmesi veya bu amaçla bulundurulmasıdır. Buradan da anlaşılacağı üzere, bu suç, tipik bir seçimlik hareketli suçtur. Fail, maddede belirtilen seçimlik hareketlerden birden fazlasını işlediği takdirde, somut olayın özellikleri de dikkate alınarak, hakim ceza miktarının üst sınırından tayin etmelidir.
Suç kesintisiz suç olup, olağan dava zaman aşımı süresi 15 yıldır. Şikayete bağlı olmayıp resen soruşturulur. Görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinde tanımlanan suç, özel kast ile işlenebilen bir suçtur. Suçun taksirle işlenmesi söz konusu değildir. Suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür. Suç kesintisiz suç tipi olduğundan, sanığın uyap kayıtları kontrol edilerek hukuki kesintinin olup olmadığı araştırılmalı, diğer yasaya md 12 kapsamındaki dosyalarına ilişkin iddianame tanzim edilmemiş ise, birleştirme yoluna gidilmeli veya ceza tayininde bu durum gözetilmelidir. Yargıtay uygulamasında ticaret deyiminin ekonomik ve hukuki yapısında alışverişin temadi ve teselsül ögelerinin de bulunduğu, satışla bağlantılı eylemlerin tümünün hukuki bir kesinti olmadıkça kanun hükmünün bir kez ihlali niteliğinde değerlendirilebileceği birden fazla satış olsa da hukuki kesinti olmadıkça zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, birden çok satış eyleminin cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde ölçüt olarak kullanılabileceği kabul edilmiştir. (Hüsnü Aldemir, Ateşli Silahlar Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Ruhsatsız İmali/Ticareti/Bulundurulması/Taşınması Suçu s.66) Yarg.8.CD.19.03.2015 T. 2014/3466-2015/14783 sayılı içtihadında; ” 6136 Sayılı Kanuna aykırılık suçunun kesintisiz suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı, ayrıca silah taşıma fiilinin silah ticareti fiili içerisinde eriyeceği gözetilerek, mükerrer cezalandırılmanın önlenmesi için açılan davaların akıbeti araştırılarak hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir” demektedir.
ELE GEÇİRİLEN SİLAH/SİLAHLARIN SAĞLAM, ÇALIŞIR, ATIŞA HAZIR DURUMDA OLUP OLMADIKLARININ SONUCA ETKİSİ : Yasa maddesindeki değişiklikle, ”Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahları, bunlara ait mermileri veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları” denilmesi nedeniyle silahın atışa elverişli olup olmadığı veya çalışır durumda olup olmadığının suçun oluşumunda kural olarak, sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. İlgili parçaların ana veya balistik önemi haiz olup olmadıkları konusunda bilirkişi raporu alınmalıdır. Ancak mermi ticaretine ilişkin cezai müeyyide uygulanabilmesi için, ele geçirilen mermilerin sağlam, patlayabilen ve çalışır durumda olması gerekir. Bu hususta kriminal raporunun temin edilmesi zaruridir. Silah sağlam ve çalışır durumda olmasa bile ana veya balistik önemi haiz parçaların da madde kapsamında suçu oluşturabileceği belirtildiğinden dolayı mahkumiyet kararı verilebilecektir. Ancak nitelikli silah, niteliksiz silah, sayısal vehamet, silah sayısı nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gibi durumlarda bu hallere ilişkin tespite istinaden bir mahkumiyet kararı verilebilmesi için, bahse konu silahların sağlam ve çalışır durumda olduklarının ATK Fizik İhtisas Kurulu veya kolluk kriminl laboratuvarlarınca raporlandırılması gerekir. Suça konu silahın, bıçak ve diğer benzeri aletin vb.6136 sayılı Yasa kapsamında yasak nitelikte olup olmadığı, parçaların ana veya balistik önemi haiz nitelikte olup olmadıkları Jandarma Kriminal Laboratuvarı, Polis Kriminal Laboratuvarı veya Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılarak tespit edilmelidir.
Silah ticareti veya kaçakçılığı suçunun dikkat edilmesi gereken maddi unsurları şunlardır:
- Silahları Yayma ve Tehlikeyi Çoğaltma Amacı: Silah ticareti veya kaçakçılığı suçu ile değişik kişi ve çevrelere ulaşarak silahları yayma, tehlikeyi genişleterek çoğaltma amacı vardır. Bu nedenle “silahları yayma” veya “tehlikeyi çoğaltma” amacı olmadan kişisel tanışıklık veya akrabalık ilişkileri nedeniyle yapılan satışlar silah ticareti suçu kapsamına girmez. Bireysel satış veya elden çıkarmada, failin amacı silah ticaretine veya yaymaya yönelik değilse, bu durumda 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesi değil, 13. maddesinin uygulanması gerekir. Örneğin, sanığın bir adet tabancayı kişisel gereksinimi için yurtdışından getirmesi veya sanığın ölen babasından miras kalan bir otomatik silahı borçlarını ödemek için satması gibi. Yine, kanuni yollardan elde edilen az sayıdaki merminin kişisel ihtiyaç için satılması durumunda da, 6136 sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında bir satış olarak değerlendirilemez. Yargıtay, silah ticaretine ve yaymaya yönelik kastı bulunmayan sanığın, yasal yollarla elde ettiği ve bulundurma ruhsatlı silahına ait olduğu anlaşılan 25 adet mermiyi gizli soruşturmacılara satmaya kalkışmaktan ibaret eylemin, 6136 sy kanunun 12/1 anlamında satış olmadığına karar vermiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus kişinin kendi adına kayıtlı olan silahı satmasının silah ticaretini düzenleyen 12. madde kapsamında kalmayacağı ancak başkası adına ruhsatı bulunan silahı satma eyleminde söz konusu silahı taşıma hakkı bulunmadığından eylemin 13/1 kapsamında kalacağı gözetilmelidir. her olayın somut özellikleri dikkate alınarak sanığın kişisel gereksinim amacıyla hareket edip etmediği veya başkalarını silahlandırmaya yönelik kasıt içinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle vasıflandırılır. Uygulamada hayatın olağan akışına aykırı kişisel gereksinim ötesinde bir adetten fazla silahın ülkeye sokulması, başkasını silahlandırma, silahı yayma amacını taşıdığı kabul edilir. Silahların ele geçirildiği yer, ele geçiriliş şekli, ihbar-istihbari bilgi, beyan ve savunmaların hayatın olağan akışına uygunluğu, digital ve kriminal inceleme raporları, Bilirkişi raporları, telefon tapeleri, tutanak mümzilerin tanık ifadeleri ve diğer tanık beyanları gibi hususlar bir bütün halinde değerlendirilerek, bir adetten fazla silahın Md 12 kapsamında kalıp kalmadığına ve silahları yayma ve tehlikeyi çoğaltma amacının bulunup bulunmadığına kanaat getirilebilir.
- Silahın 6136 Kapsamında Ruhsatsız Olması Gerektiği: Silah ticareti suçunun oluşması için suça konu silahın da 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliğinde olan ateşli silahlardan olması, diğer bir deyişle silahın ruhsatının bulunmaması gerekir. Silahın ruhsatı varsa, silah veya mermileri satılsa bile silah ticaretinden bahsedilemez. Bu husus sadece bildirim yapılmadan satış yapılması nedeniyle idari para cezasına konu olabilir.
- Kaçakçılık Suçunda Silahları Ülkeye Sokmak: Silahların gümrük alanından geçerek veya gümrük alanına girmeden başka yollardan ülkeye girmesinin önemi yoktur. Örneğin, silahlar bir tır dorsesinde gizlenerek veya gece karanlığında yararlanarak sınırı geçme suretiyle ülkeye sokulabilir. Silah kaçakçılığı suçunda, silah veya mermilerin ülkeye sokulmaya teşebbüs edilmesi halinde dahi, fail, suçun tamamlanmış şekliyle cezalandırılacaktır. Nakletme (Bir yerden bir yere Götürme) eylemi ise ancak ülke sınırları içerisinde işlenebilir.
Silah ticareti ve kaçakçılığı suçunda sayı ve nitelik bakımından vehamet şu şekilde belirlenir:
- Silahın Nitelik Bakımından Vehamet Arzetmesi: Nitelikli silah; ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik, dürbünlü, susturuculu veya hedef noktalayıcı aparat takılı tabanca veya sayılanların benzerleri olması anlamına gelir. Silah kaçakçılığı veya ticareti suçunun konusu olan nitelikli silah sayısı 1 adet bile olsa failin cezası 6136 sayılı Kanunun m.12/4 maddesi gereği 1/2 oranında arttırılmalıdır. Nitelik bakımından vahim durumu, bilirkişiler, balistik uzmanları veya Adli Tıp Kurumu’ndan bilgi alınarak somut bir şekilde tespit edilebilir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kalaşnikof, M16, G1, G3 tipi silahları nitelik bakımından vahim kabul etmiştir. Yine, Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bu tip silahlarda keşif yapılmasını veya yeminli bilirkişi beyanın alınmasını yeterli görmekte; diğer silahlar açısından ise, Adli Tıp Kurumu veya Kriminal inceleme laboratuvarlarından bilirkişi raporu alınması gerektiği görüşündedir. Kanunda yasak silahlar bakımından sayısal ve nitelik itibariyle, yasak mermiler bakımından ise sayısal vahamet hali düzenlenmiş olduğundan ele geçen mermilerin niteliği ile çeşitliliğinin suç vasfının belirlenmesi yönünden bir önemi bulunmamaktadır.
- Niteliksiz Silahlarda Sayı Bakımından Vehamet: Niteliksiz silah; otomatik silahlar, tüfekler ve seri atışlı silahlar dışında kalan silahlardır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması durumunda, miktar bakımından vahim olması için “on adet”ten fazla olmasını aramaktadır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin olması durumunda, miktar bakımından vahim olması için “yirmi bir ve üzeri” adet tabanca veya “yirmi bin bir ve üzeri” adet mermiyi, verdiği kararlarda ölçüt olarak esas almıştır. Yargıtay’a göre, miktar (sayı) bakımından vahim olarak değerlendirme yapılabilmesi için ateşli silah ve mermi sayısının korku ve panik yaratacak oranda ve vahim durumun sayısal değerler ile doğru orantılı olması gerekir. Ayrıca, bir ölçüde genelleştirilebilecek bir tehlike olarak kabul edilmesi gerekecektir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik uygulamasına göre, 12/1. maddesi açısından 5001 adet mermi, 12/4. maddesi açısından 20001 adet ve üzeri mermi ve 21 adet ve üzeri tabanca, 12/5. maddesi açısından ise 11 adet ve üzeri uzun namlulu tüfek miktar (sayı) olarak vahim kabul edilmektedir. Bu fıkrada dikkat edilecek olursa, ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması durumunda miktar bakımından vahim olması aranmamıştır. Burada nitelik bakımından vahim olması aranmıştır. Buna karşılık, bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermiler açısından ise miktar bakımından vahim olması aranmıştır. Ayrıca, fıkrada benzerleri ifadesine de yer verilmiştir. Buradan anlaşılması gereken, fıkrada sayılan silahlar kadar etkili olan diğer her türlü silahlardır. Kanun koyucu tek tek sayma yoluna gitmemiş, benzerleri ifadesini kullanarak fıkranın uygulama alanını genişletmiştir. Ateşli silah veya merminin 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesine girmeyen türden olması koşuluyla, sayısal veya nitelik bakımından vahim değil ise 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi, vahim ise 13/2. maddesi uygulanacaktır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, beş adet ve üzeri tabancayı ve beş bin bir adet ve üzeri ateşli silah mermisini bulundurma ve taşıma açısından miktar olarak vahim kabul etmektedir. Suça konu silahların hem nitelik hem de sayısal bakımdan vahim olmaları durumunda yalnızca 6136 sy Yasanın 12/5 fıkrası uyarınca arttırım yapılmalıdır. 6136 sy Kanun md 13/4 fıkrasında düzenlenen suç Ön Ödemeye tabi olup TCK md 75 gereğince ön ödeme usulünün işletilmesi gerekir.
-
Nitelikli Silahlarda Sayı Bakımından Vehamet: Yukarıda açıkladığımız üzere; ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya benzerleri olması silahın nitelikli olduğu anlamına gelir. Yargıtay’a göre nitelik bakımından vehamet arzeden silahların “10 adetten fazla” olması vahim olarak kabul edilmeli ve failin cezası cezası 6136 sayılı Kanun m.12/5 maddesi gereği arttırılmalıdır. 10 adetten az ise md 12/4 tatbik edilecektir. Niteliksiz silahlarda silah sayısı 20 in üzerinde ise md 12/4 altında ise şartlarının oluşması halide md 12/1-2-3 tatbik edilecektir.
- Uçaksavar mermisi-6136 sayılı Kanun md.13/2, EK md 5. uygulanır.
6136 sy Kanun md 14 yönünden;
- 1-100 adet bıçak az vahim-6136 K.md.14/1
- 101-1000 adet bıçak- 6136 K. md.14/1
- 1001 ve üzeri bıçak-6136 K.md.14/4 (Vahim)
6136 sy Kanun md 15 yönünden,
- 101 ve üzeri bıçak-6136 K.md 15/3
Patlayıcı Madde yönünden,
- 5 ve üzeri el bombası
- 1 kg dan fazla C-4 veya TNT
- 26 ve üzeri dinamit lokumu
- 501 ve üzeri fünye kapsül, lav, roket, anti tank lav silahı (Vahim Kabul edilir.)
6136 sayılı Kanun Md 12 yönünden,
- 5001-20.000 adet mermi -6136 sy Y.md 12/1
- 20.001 ve üzeri mermi (sayısal vehamet)-6136 sy K. Md 12/4
- 21 ve üzeri tabanca (sayısal vehamet) -6136 sy K. Md 12/4
- 11 ve üzeri uzun namluluk tüfek (sayısal Vehamet) -6136 sy K. Md 12/5
Patlayıcı Maddeler Yönünden (TCK md.174)
- El Bombası TCK md 174/3 uygulanmaz
- 1-4 adet el bombası -3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
- 5 ve üzeri el bombası-5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası
- Dinamit -TCK md 174/3 uygulanmaz
- 1-25 adet dinamit-3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası
- 26 ve üzeri dinamit-5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ( Uğur Ersoy, Silah Hukuku s.488-489/529-530)
Satıcıya aracılık etmek, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin bir bedel karşılığında başkasına devredilmesine aracılık edilmesidir. Diğer bir ifade ile, ateşli silahlar ile bunlara ait mermilerin satılması için faaliyette bulunulmasıdır. Aracılık yapan kişinin cezalandırılabilmesi için satılacak eşyanın niteliğini bilmesi gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında, 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesinde satmaya aracılık etmek fiili suç olarak tanımlanmış olmasına karşın, Kanunda satın almaya aracılık etmek fiili suç olarak tanımlanmadığını belirterek; bundan dolayı, silah satın almak isteyenin yardım talebi üzerine alıcı ile satıcıyı buluşturan sanığın fiili 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen satın almak fiiline iştirak niteliğindedir ve yardım eden sıfatıyla cezalandırılması gerekir demektedir. 6136 sy Kanunun 12 madde ve fıkrasında düzenlenen silah ticareti suçunda satıcıya aracılık edenler düzenleme gereği asli fail gibi cezalandırılırlar. Alıcıya aracılık edenler ise 6136 sy Kanunun 13 maddesi ile TCK nın 39 maddesine uyan yardım eden sıfatı ile cezalandırılırlar.
Ülkeye sokulması, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin, yurt dışından kara, hava veya deniz yolu ile getirilerek yurda sokulmasını ifade eder. Başka bir ifade ile, gümrük kapılarından veya gümrük kapıları dışından ülkeye ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ülkenin kara sınırları içine alınmasıdır. Eğer, deniz üstünden ülkeye sokulmuş ise, bu durumda kara suları esas alınacaktır. 12. maddenin uygulanabilmesi için failin çok sayıda ülkeye soktuğu silahları satma, başkalarına verme, nakletme veya bu fillere aracı olma kastının bulunması şeklinde özel kast aranacaktır. Kişisel kullanım için edindiği bir adet tabancayı izinsiz olarak yurda sokma (ithal etme) fiilinde, yurda çok sayıda silah sokmak, satmak, nakletmek, aracılık etmek gibi fiillere yönelik özel kastın bulunduğu takdirde 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesi kapsamında hüküm kurulacağı, aksine, bu yönde özel kast bulunmadığı takdirde 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi kapsamında hüküm kurulacağı gözetilmelidir. Ülkeye sokulması ve getirilmesinde amaç önemli değildir. Ancak failin başkalarını da silahlandırma kastı içerisinde olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ülkeye sokma seçimlik hareket olarak kabul edilmiştir, bunun sonucu olarak teşebbüs halinde kalan eylemler de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
Ülkeye sokulmaya kalkışılması, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin, yurtdışından kara, hava veya deniz yoluyla sokulmaya çalışılırken icra hareketlerinin kesilmesidir. Buradan anlaşılacağı üzere, burada, suç teşebbüs aşamasında kalmıştır, ancak kanun teşebbüs aşamasında kalmasını da yaptırıma bağlamıştır.
Ülkeye sokulmasına aracılık edilmesi (memlekete sokmaya tavassut etmek) ise, ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokulmaya kalkışılması için birtakım çalışmalar veya görüşmeler yapmaktır. Ülkeye ateşli silah ve mermi sokulmasına aracılık etmek, tek kişiye veya örgüte aracılık şeklinde gerçekleşebilir. Aracı olan kişi, ülke içindeki ikinci kişiler, örgütü kuran veya yönetenler ya da yurt dışındaki kişiler veya örgütlerle bağlantı veya haberleşme kurarak imkân sağlayan ya da vasıta veya maddi olanak sağlayarak silah kaçakçılığı yapan, yani, ülkeye sokacak, sokmaya kalkışacak kişi veya kişilere imkân sağlayan, bu şartları oluşturan kişi veya kişilerdir. Ancak, faili bu seçimlik hareketten dolayı cezalandırabilmek için ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ülkeye sokulmuş veya sokulmaya kalkışılmış olması gerekir. Aksi takdirde, henüz icra hareketleri başlamadığından, yani hazırlık hareketi aşamasında kaldığından dolayı genel hükümler bakımından cezalandırılabilir bir hareketin oluşmadığı ifade edilebilir.
Silah ve Mermilerin Ülkede Üretilmesi (İmal) : Suçun oluşması için 6136 sy Yasanın 12/1 maddesindeki imal etme tanımında öngörülen fiili meydana getirmeye elverişli araçların bulunması zorunludur. Ele geçen malzemelerle silah parçalarının yarı mamul ve ara mamul olarak yapılabileceğinin ancak komple bir silah imal edilemeyeceğinin tespit edilmesi halinde bu malzemelerin bulundurulması silah imali suçunu oluşturmaz. Ele geçen araçların üretim için elverişli niteliği haiz olup olmadığının tespiti hususunda Kriminal Polis Laboratuvarı, Makina Kimya Endüstrisi Kurumu, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gereklidir. Yapılan işin üretim olarak kabul edilebilmesi için eylemin esaslı alet ve ustalık gerektirmesi gerekir. Örneğin kuru sıkı mermisini, mermilerin ucunu matkapla delip bilye yerleştirmek sureti ile yasak nitelikte mermi haline getirmek eylemi, esaslı alet ve ustalık gerektirmediğinden Yargıtay uygulamasına göre mermi imalatı suçunu oluşturmaz. Silah imali suçu niteliği itibariyle teşebbüse elverişli değildir. 6136 sy Kanunun 12/1 fıkrasında düzenlenen silahları, bunlara ait mermileri veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları imal suçunu oluşturabilmesi için silahın tüm unsurları ile birlikte yapılması ve bunun için gerekli tüm araç ve gereç, parça ve malzemenin bulundurulması zorunludur. Parçaların imali için gerekli malzeme yoksa veya imal için elzem araç bulunmuyor ise suç oluşmaz. MKE ve ATK dan bu hususta rapor temin edilmelidir.
YARGITAY İÇTİHATLARI :
- “Ceza Genel Kurulunca yapılan değerlendirme ve varılan sonuç; İlkesel düzeyde; Gerek 765 sayılı TCK’nın 189. Maddesi gerekse 5237 sayılı TCK’nın 6. Maddesinin 1/f bendi benzer düzenlemeleri içermekte ise de, her iki düzenlemedeki en temel ayrım, fıkranın 4. Alt bendinde “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler”in silah kapsamına alınmasıdır. Bu alt bent ile, silah kapsamı, 5237 sayılı TCK’da genişletişmiş ve önceki daraltıcı uygulama terk edilmiştir. Kanun koyucu bu düzenleme ile “fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli” olmak koşuluyla her nesneyi, imal edilip edilmediğine ve hangi amaçla yapılmış olduğuna bakmaksızın silah kapsamına dahil etmiştir. Buradaki ayırıcı ölçüt; “saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişliliktir”. Kullanılan alet veya diğer eşyanın işlenmesi kast edilen suç açısından saldırı ve savunmada etkinliği sağlamaya elverişli olması yeterlidir. Fiilen istenen sonucun gerçekleşmesi, kullanılan şeyi silah olarak değerlendirmek açısından, hakime bir kanaat verebilecek ise de, sonucun gerçekleşmesi zorunlu bulunmakta, kalkışma safhasında kalma hallerinde de, silah faktörünün varlığını kabul ve buna göre ceza tertibi olanaklı bulunmaktadır. Her somut olayda, hakim; olay bütünlüğü içinde bir değerlendirme yaparak, kullanılan nesnenin silah niteliğinde bulunup bulunmadığını 5271 sayılı CMK’nın 63/1. Maddesi kapsamında “hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgisiyle” değerlendirmeli, hukuki bilgisinin yeterli olmadığı durumlarda ise bu konuda bilirkişi görüşüne başvurmalıdır. Nesnenin ele geçirilemediği hallerde değerlendirmenin ortaya çıkan sonuca göre yapılmalı, “elverişlilik” faktörü gözetilmelidir. Vücudun bölümleri, el, ayak, kafa gibi uzuvlar, eylemde kullanılış yöntemine göre saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli sayılabilirse de, kişinin beden bütünlüğüne dahil oluşları nedeniyle, silah kapsamında değerlendirilmeleri olanaksızdır. Yine aynı şekilde, sabit bir direk, sert bir zemin ve duvar, doğurduğu sonuç ne kadar ağır olursa olsun, silah kapsamında değerlendirilmemelidir.”, YCGK, 12.2.2008, 3-25/22
- Suça konu silahın sağlam, atışa elverişli ve 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliğe haiz olup olmadığının tespiti hususunda usulüne uygun bilirkişi raporu alınmadan yeminsiz polis memurunun ön incelemesine dayanılarak eksik araştırma ile yazılı biçimde hüküm kurulması….Y.8.CD.23.05.2018; 1354/5793
- “Sanığın katılanı 5237 sayılı TCK’nın 6/f maddesine göre silahtan sayılan tahta sopa ile vurarak yaraladığı halde 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesine göre cezada artırım yapılmaması”, Yar., 3. CD.,14.06.2012, 2011/12334 E, 2012/24873 K.
- “Sanığın atılı kasten yaralama suçunu işlemekte kullandığı kamçının 5237 sayılı TCK’nın 6/1-f-3 maddesi kapsamında “saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış, bereleyici alet” olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden şikâyet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi”, Yar., 2. CD., 4.3.2008, 2007/15310 E, 2008/3914 K.
- “Suçta kullanıldığı kabul edilen copun, TCK’nın 6/1-f-4 maddesi uyarınca silahtan sayılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.”, Yar., 3. CD., 15.5.2013, 2012/18715 E, 2013/20083 K.; Aynı yönde bkz., Yar. 8. CD., 25.03.1998, 2992/4271.
- “Sanığın eylemini ingiliz anahtarıyla gerçekleştirdiğinin kabulü karşısında, TCK’nın 6/1-f maddesi gereğince silah sayıldığından hakkında TCK’nın 86/3-e maddelerinin tatbik edilmemesi”, Yar. 3. CD., 4.4.2013, 2012/11536 E, 2013/14349 K.
- “Dosyada bulunan 04.07.2014 tarihli ekspertiz raporunda “12 numara av fişeği atan, 9 cm uzunluğunda yivsiz-setsiz namlusu bulunan, tuzaklı ateşleme sistemine sahip, tüm uzunluğu 38 cm uzunluğunda, metalden mamul unsurun, nitelikleri itibariyle bir köstebek tabancası olup 6136 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’in 2. Maddesinin e fıkrasında belirtilen “ateşli silah” ve f fıkrasında belirtilen “tabanca” tanımlarına uygunluk gösterdiği cihetle 6136 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaati belirtilmiş ise de; aynı raporda söz konusu tabancanın tarım zararlılarına (köstebek, tarla faresi vb.) karşı yaygın şekilde kullanıldığına vurgu yapılarak, imalat ve satışına müsaade olup olmadığı İçişleri Bakanlığından, tarım zararlıları ile mücadelede kullanılmasının serbest olup olmadığı hususunun Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından sorulması gerektiği belirtilmiş, 6136 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmeyen saçma/kurşun gibi öldürücü unsurları daha seri ve etkili atabilen ve taşıması, saldırı ve savunmada kullanılması daha kolay olan yivsiz av tüfeklerinden çok daha kullanışsız, nitelikleri ekspertiz raporunda da belirtilen insan üzerinde taşıması zor, çiftçiler tarafından köstebek vb. tarım zararlılarına karşı doğal mücadelede etkili ve yaygın şekilde kullanılan basit bir mekanizmaya sahip, halk pazarlarında ve nalburlarda 15-20 TL bedelle satılan ve 6136 sayılı Yasa’nın 4. Maddesi kapsamında kaldığı anlaşılan metal unsurun sadece elde atış yapmasını sağlamaya yönelik metal boru kaynatılarak oluşturulan sapından dolayı 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak niteliğe haiz olduğunun kabul edilmesi söz konusu olamayacağı gibi, sanığın pazarda serbestçe satılan ve köstebek silahı olarak tabir edilen, tarım zararlısı olan köstebeklerin etkisiz hale getirilmesinde çiftçilik mesleğiyle iştigal edenler tarafından kullanılan suça konu basit aleti satın alıp bulundurma fiilinin bir haksızlık teşkil ettiğini yani eylemin maddi hukuka aykırılık arz ettiğini bilecek durumda olmaması nedeniyle kaçınılmaz bir haksızlık yanılgısı içinde bulunduğu gözetilerek hukuki durumunun buna göre tayin ve takdire gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet karar verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar.8. CD. 2016/10027 E, 2017/12515 K, Tebliğname No: 8-2015/23932
- “Sanığın yaralama eylemini silahtan sayılan bira şişesi ile gerçekleştirmesi karşısında; sanık hakkında TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır”, Yar., 3. CD., 4.6.2012, 2009/22265 E, 2012/22932 K.
- “5237 sayılı TCK’nın 6. maddesinin 4. bendine göre saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeylerin de silahtan sayılacağının düzenlenmesi karşısında; sanığın olay yerindeki yanan sobanın üzerinde bulunan çaydanlığı katılanın göğüs bölgesine doğru atmak suretiyle içindeki yakacak derecedeki sıcak su ve çayı dökerek yaraladığı olayda sıcak su ve çayın niteliği ile olaydaki kullanılış şekli mağdurda meydana gelen yaranın niteliği dikkate alınarak silah kabul edilmek suretiyle sanığın cezasında aynı Kanunun 86/3-e maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi”, Yar., 2. CD., 29.9.2010, 2010/3910 E,
2010/26923 K; bkz., Yar., 3. CD., 2.5.2013, 2012/15449 E, 2013/17612 K. - “Sanıklar Şükrü ve Ayşe’nin müşteki Hamide’yi taşla vurmak suretiyle yaraladıkları halden haklarında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesinin tatbik edilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır”, Yar., 3. CD., 19.6.2012, 2010/5692 E, 2012/25642 K; “Sanığın, müşteki Remzi’yi silahtan sayılan taşla yaraladığı halde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesinin tatbik edilmemesi”, Yar., 3. CD., 3.7.2012, 2010/6166 E, 2012/28228 K; “Suçta kullandığı kabul edilen taşın, TCK’nın 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılması gerektiğinin gözetilmemesi”, Yar., 3. CD., 2011/18737 E, 2012/39095 K; Aynı yönde bkz., Yar., 3. CD., 18.6.2013, 2012/11334 E, 2013/25520 K; Yar., 3. CD., 3.7.2013, 2012/20543 E, 2013/27706 K; Yar., 3. CD., 1.7.2013, 2012/25111 E, 2013/27218 K; 9.7.2013, 2012/25504 E, 2013/28451 K.
- “Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 6/1-f-4 maddesine göre silahtan sayılan tuğla ile mağduru yaralaması sonucu yaşamsal tehlike ve kemik kırığı sonuçlarının ikisi birden gerçekleştiğinden, sanık hakkında sadece en ağır cezayı gerektiren sonuçtan dolayı bir defa cezalandırılması gerekmekte olup, sanık hakkında TCK’nın 86/1 maddesinin uygulanmasından sonra 86/3-e, 87/1-d ve 87/son maddelerinin tatbik edilmesi ile yetinilmesi gerekirken TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması, ayrıca bu artırımlar sonucu bulunan ceza üzerinden uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 87/3 maddesi ile artırım yapılmak suretiyle hüküm kurulması”, Yar. 3. CD., 27.6.2012, 2010/8845 E, 2012/27261 K; Aksi yönde karar için bkz., “Suçta kullanılan tuğlanın 5237 sayılı TCK’nın 6/f maddesi kapsamında silahtan sayılması mümkün olmadığı gözetilmeksizin temel cezada 5237 sayılı Kanunun 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılması”, Yar., 1. CD., 23.6.2008, 2008/1133 E, 2008/5261 K.
- “Suça sürüklenen çocuk Ümit’in mağdura TCK’nın 6/f maddesine göre silahtan sayılan süpürge sopası ve kriko ile vurduğu gerek suça sürüklenen çocuk savunması gerekse mahkemenin gerekçesinde kabul edilmesi karşısında suçta kullanılan süpürge sopası ve krikonun 5237 sayılı TCK’nın 6/f maddesine göre silahtan sayılmayacağı kanaatine varılarak suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 86/3-e maddeleri gereğince mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği gözetilmeden şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi”, Yar., 3. CD., 20.12.2012, 2011/38514 E, 2012/44702 K; “Suçta kullanılan süpürge sopasının 5237 sayılı Yasanın 6/f 4 maddesi uyarınca silah olarak kabul edilip edilemeyeceği bu suretle TCK’nın 86/3-e maddesi ile artırım yapılıp yapılmayacağının tartışılmaması”, Yar., 3. CD., 21.5.2012, 2011/29713 E, 2012/20693 K.
- “Sanığın mağdure kızının kafasında 7-8 cm kesi oluşacak şekilde pense ile yaraladığı doktor raporu ile tespit edildiği, yaralamanın niteliği ve pensenin özelliği göz önüne alındığında silahtan sayılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden ve 5237 sayılı TCK’nın 86/3-a ve TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanması nedeniyle sanığa teşdiden ceza verilmesinde yasaya aykırılık görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.”, Yar., 3. CD., 30.1.2013, 2011/26506 E, 2013/3960 K.
- “Yaranın niteliğine, mağdurun beyanına göre yaralanmanın cam bardakla oluştuğu, cam bardağın 5237 sayılı TCK’nın 6/1-f-4 maddesi gereğince saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile, fiilen saldırıda kullanılmaya elverişli diğer şeylerden olduğu bu nedenle suçun silahla işlendiğinin kabulü ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.”, Yar., 3. CD., 3.4.2013, 2012/9204 E, 2013/13859 K.
- “İddianamedeki anlatımından sanığın çocuğuna karşı silahtan sayılan şemsiye ile yaralama suçunu gerçekleştirdiğinin anlaşılması, 5237 sayılı TCK’nın 86/3 maddesinde sayılan nitelikli hallerden birden fazlasının bir arada olması halinde bir kez artırım yapılmasının gerekmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 86/3-a maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmemesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.”, Yar., 3. CD., 17.4.2013, 2012/13457 E, 2013/16389 K.
- “Müşteki ve tanık anlatımı ile doktor raporuna göre sanığın saldırıda kullandığı kemerin TCK’nın 6. Maddesi kapsamında silah sayılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak olunmamıştır.”, Yar., 3. CD., 28.5.2013, 2012/15095 E, 2013/22034 K.
- “Sanığın müştekiye silahtan sayılan kül tablası ile vurup yaraladığının anlaşılması karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesinden artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması”, Yar., 3. CD., 15.5.2013, 2012/14613 E, 2013/19885 K.
- “Sanığın soruşturma aşamasında 15.5.2012 tarihli ifadesinde terlik ile mağdurun eline vurduğunu beyan etmesi, silah ile kasten yaralama suçu sabit olduğu halde yazılı şekilde beraatine karar verilmesi”, Yar., 3. CD., 30.9.2014, 2014/6798 E, 2014/31781 K.
- “Sanığın müştekinin yüzünde sabit iz meydana getirecek şekilde yaralama eylemini silahtan sayılan otomobil ile gerçekleştirdiği anlaşıldığından hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-e maddesinin tatbik edilmemesi”, Yar., 3. CD., 15.5.2013, 2012/17976 E, 2013/19890 K.
- “Suçta kullanıldığı kabul edilen cep telefonunun, doğurduğu sonuç itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 6/f-4 hükmüne göre fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli silah niteliğinde olduğu, eylemin TCK’nın 86/3-e hükmü kapsamında kalıp şikâyete tabi olmadığı gözetilmeksizin, kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi”, Yar.,8. CD., 13.6.2012, 2011/1844 E, 2012/20385 K.
- “Mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanı, adli rapor içeriği ve sanığın “parmağımdaki şövalye yüzüğü değmiş olabilir” yönündeki beyanı karşısında, sanığın mağduru silahla yaraladığı sabit olduğu halde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 86/3-3 maddesinin uygulanmaması”, Yar., 3. CD., 13.5.2013, 2012/20159 E, 2013/19468 K.
- “Sanığın, mağduru TCK’nın 6/1-f-4 maddesine göre silah sayılan ayakkabı ile mağduru yaralamasına göre, TCK’nın 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son maddesi gereğince cezanın 5 yıldan az olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ceza tayin edilmesi”, Yar., 3. CD., 21.2.2012, 2009/23655 E, 2012/5943 K.
- Sanığın satmak amacıyla yanında taşıdığı 15 adet niteliksiz tabancanım 20 adetten fazla olmaması nedeniyle sayısal olarak vahim sayılamayacağı, 6136 sy yasanın 12/4 fıkrası gereğince arttırım yapılamayacağı ancak aynı kanunun md 12/1 gereğince cezalandırılması sırasında ele geçen silah sayısı dikkate alınarak alt ve üst sınır arasında ceza tayini yoluna gidilmesi gerektiği….Y.8.CD.18.03.2009; 150/4150
- “Sanığın düğün yerinde ateşli silah ve patlayıcı madde niteliğinde bulunmayan “havai fişek” patlatmak şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK‟nın 170/1-c madde ve fıkralarında tanımlanan suç tipine uygun bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında yazılı biçimde mahkûmiyet hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir”, Yar. 8.CD, T. 27.9. 2007, E. 2006/7225, K. 2007/6352
- “Sanığın 7.6.2005 tarihinde “kurusıkı” tabir edilen tabanca ile ateş etme biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 170/1-c madde ve fıkrasında tanımlanan, içinde silah ögesi bulunan suç tipine uygun olmadığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36. maddesinde düzenlenen ve idari para cezası yaptırımını öngören, gürültüye neden olma suçunu oluşturduğu ve anılan yasanın 18. maddesi gereğince, kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunması hallerinde karar verilebileceği ve 36. maddede bu hususta bir düzenleme olmadığı nazara alındığında, “kuru-sıkı” tabancanın da iadesine karar verilmesi gerekmekle…” Yar. 8. CD., 2009/12395 E., 2009/14756 K.
- “Suça konu tabancanın yargılama konusu olay dışında, 18.02.2007 günü Gaziantep ili Konak Mahallesi Keşif Sokak 12 sayılı yerde meydana gelen ikamet kurşunlama olayı ile ilgili olarak elde edilen 4 adet kovan ve 1 adet mermi çekirdeği ve 20.03.2007 günü Gaziantep ili Akyol Mahallesi Ömer Dağlı Sokak 13 sayılı yerde meydana gelen bıçakla yaralama, silahla ateş etme olayı ile ilgili olarak elde edilen 6 adet kovan ve 1 adet deforme olmuş mermi çekirdeği ile uyumluluk göstermesi nedeniyle başka olaylarda da kullanıldığının anlaşılması karşısında; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun mütemadi suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturulacağı gözetilerek, mükerrer cezalandırmanın önlenmesi açısından sanık hakkında ekspertiz raporunda anılan olaylardan dolayı 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan başka davalar açılıp açılmadığı ve açılmış ise iddianame tarihi saptanıp sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir. ”Yar. 8. CD., 2014/8138 E, 2014/31718 K, Tebliğname No: 8-2013/406289
- “Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın, Irak’tan aldığı 2 adet tabancayı aracının “sağ çamurluk arkası, kapı ön tarafındaki şasi boşluğuna” saklayarak Habur gümrük kapısından yurda giriş yaptığı sırada yakalandığı anlaşılmakla, kanıtlanan eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrası kapsamında kaldığı gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması,” Yar. 8.C.D., 28/06/2010; 6893/9263
- “Sanığın silah ticareti yaptığına yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında toplam 4 adet tabanca ve 56 adet mermi taşımaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13/1 maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu ve ele geçen silahın sayısı gözetilerek sanık hakkında alt sınırdan uzaklaştırılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı Yasanın 12/1 hükmü gereği mahkumiyet kurulması BOZMAYI gerektirir.” Yar. 8. CD., 2015/5365 E, 2015/23617 K, Tebliğname No: 8-2014/134716
- “Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.2009 tarih ve 2008/245 Esas, 2009/49 sayılı kararı uyarınca 2 kişi tarafından birlikte işlenen silah ticareti suçlarında da topluluk oluşacağına karar verilmiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, baba-oğul olan sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek sanık C.Y tarafından imal edilen suça konu silahları ticari amaçla birlikte sattıkları anlaşılmakla; sanıkların eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/2 maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek bireysel silah ticareti suçundan mahkumiyetlerine hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD., 2016/1659 E, 2017/14315 K, Tebliğname No: 8-2014/335783
- “Bir kimsenin yasa kapsamındaki bir silahı satın alıp sonradan başkasına satması halinde bireysel satış mevcuttur. Satan kişi Yasanın 13/1 veya 12/1 maddesi, satın alan ise 13/1 maddesi veya 13/2 maddesi ile cezalandırılacaktır. İkisinin suçu birlikte işledikleri kabul edilemez. Birlikte hareket etmenin kabulü için faillerin kendi adlarına hareket etmeyip ortak bir irade ile satımı gerçekleştirmeleri, azmettirme veya icrai hareketlerini birlikte yapmaları gerekir.” Yar. 8. CD., 2014/36927 E, 2015/22036 K, Tebliğname No: 8-2014/77828
- “Sanık Hacı K…’nin 6136 sayılı Yasanın 12/4. madde ve fıkrası kapsamında kalan vahim nitelikteki silahı sanık İzzet … aracılığı ile haklarındaki mahkumiyet hükümleri kesinleşen diğer sanıklara satılması şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkların 6136 sayılı Yasanın 12/2-4, maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması,” Yar. 8.C.D., 05/02/2015; 28812/2498
- “6136 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler hakkındaki yönetmeliğin 2. Maddesinin (f) bendi uyarınca, barut ve bu nev’i patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen silahların 6136 sayılı Yasa kapsamında olabilmesi için namlu uzunluğunun fişek yatağı hariç 30 cm’den, toplam uzunluğunun da 50 cm’den fazla olamayacağı kuralı uyarınca; toplam uzunluğu 50 cm.den fazla olan silahın 6136 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği ve atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD., 2017/16026 E, 2018/2089 K, Tebliğname No: 5-2014/338935
- “Sanıktan suça konu 1 adet kalaşnikof tüfeğin ve 39 adet merminin ele geçmesi karşısında; suça konu silahın, 6136 sayılı Yasanın 12/4. maddesinde belirtilen vahim nitelikteki silahlardan olması nedeni ile… BOZULMASINI gerektirir.” Yar. 8. CD., 2016/519 E, 2017/5315 K, Tebliğname No: 8 – 2015/104019
- “Dairemizce istikrarlı şekilde sürdürülen uygulamaya göre “10 adet”ten fazla uzun namlulu silahın sayısal bakımdan vahim sayılacağı göz önüne alınarak, sanıkta “10” adet uzun namlulu silah ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, sayısal bakımdan vahametten söz edilemeyeceği, eyleminin 6136 sayılı Kanunun madde 12/2-4 bakımından değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı maddenin 5. fıkrası ile ayrıca artırım yapılması aykırılığı…” Yargıtay 8. CD., 1.7.2005, 620/6303; “Elde edilen kalaşnikof marka silahların Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre 10 adetten fazla olması karşısında, nitelik vahameti yanında sayısal yönden de vahamet arz ettiği, bu nedenle sanıklar hakkında tayin edilen cezanın 6136 sayılı Kanunun madde 12/5 gereğince artırılması gözetilmeden, aynı maddenin 4. Fıkrasıyla artırılması suretiyle noksan ceza tayini, bozmayı gerektirir.” Yargıtay 8. CD., 9.6.2003, 2485/2035; 6136 sayılı Kanunun madde 12/4 ile 12/5’in birlikte uygulanmasının kanunun lafzına aykırı olduğu gözetilmeden, sanıkta ele geçirilen “11” adet nitelikli silah nedeniyle hükmolunan temel cezanın uygulanan kanun ve maddesinin 5. Fıkrası gereği artırılmasıyla yetinilmesi yerine, olayda uygulama olanağı bulunmayan aynı kanun ve maddesinin 4. Fıkrası gereği artırım yapılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini…” Yargıtay 8. CD., 1.2.2006, 3224/306.
- “Kabul ve uygulamaya göre de; Ceza Genel Kurulu ve Dairemizin süreklilik gösteren kararlarında açıklandığı üzere 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında “satmaya aracılık etme” suçu düzenlenmiş olup, yasada “alıcıya aracılık edenler” şeklinde bir suç tipine yer verilmediğinden, mahkemenin kabulüne göre alıcıya aracılık yaptığı kabul edilen sanık Kemal Y…’ın eyleminin, 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası ile TCK.nun 39. maddesine, sanık Sinan Şahin’in bireysel silah ticareti eyleminin ise, 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasına uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi”, Yar. 8.C.D., 08/01/2015; 31575/612
- “Ceza Genel Kurulu ve Dairemizin süreklilik gösteren kararlarında açıklandığı üzere 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında “satmaya aracılık etme” suçu düzenlenmiş olup, yasada “alıcıya aracılık edenler” diye bir suç tipine yer verilmediğinden, oluşa ve dosya kapsamına göre sanık Hamza Y…’nun, sanık Nasip Ta…’na; sanıklar Ercan … ve Savaş C…’ın da, sanık Sinan A…’a sanık Salim U…’dan silah alımına aracılık etmeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası ile TCK.nun 39. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,” Yar. 8.C.D., 16/12/2015; 8281/25859
- “Sanıkta yakalanan “1” adet merminin atışa elverişli olup olmadığının patlatılmak suretiyle saptanması gerektiği gözetilmeden, yeminli dinlenen bilirkişinin harici muayenesine dayanılarak yazılı biçimde eksik soruşturma ile mahkûmiyet hükmü kurulması…” Yar. 8. CD., 26.01.2000, 18687/877
- “Ele geçen “47” adet tabanca mermisinin sağlam olup olmadığının bilirkişi aracılığı ile bir kısmının patlatılması suretiyle saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sanığın mermilerin ilişkili olduğunu savunduğu ve ruhsat süresi dolduğundan daha önce zoralımına karar verilen tabanca ve mermiler hakkında düzenlenen ekspertiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde eksik soruşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması… “ Yar. 8. CD., 23.09.2003, 1072/3633
- “Suça konu “118” adet merminin bir kısmı patlatılmak suretiyle atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olup olmadıklarının tespiti gerekirken bilirkişinin harici muayenesi esas alınarak eksik soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması…” Yar. 8. CD., 03.03.2004, 1705/1693.
- “Sanığın bulundurduğu mermilerin, dairemizin süre gelen uygulamalarına göre 51 adetten az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/4, 251 adetten az olması halinde 13/3. maddesine uyan suçu oluşturacağı gözetilerek ele geçirilen 74 adet merminin en az 51 adedinin atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamına girdiği saptanmadan, bir kısım mermilerin patlatılması nedeniyle tümünün atışa elverişli olduğu varsayımı ile uyulan bozma kararı gereği de yerine getirilmeden yazılı biçimde 6136 sayılı Yasanın 13/3. Maddesi uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, BOZMAYI gerektirmiştir.”; Yar. 8. CD., 2011/12486 E, 2013/5034 K
- “Sanığın bulundurduğu mermilerin, dairemizin süre gelen uygulamalarına göre 50 adetten az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/4, 51-250 adet olması halinde 13/3, 251 ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı gözetilerek, sanığın evinde yakalanan 74 adet merminin patlatılmak suretiyle atışa elverişli olup olmadığının ve 6136 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığının saptanması gerektiği gözetilmeden 35 adedin patlatılarak düzenlenen raporla yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD., 2014/19107 E, 2014/24676 K, Tebliğname No: 8-2013/293088
- “…dairemizin süregelen uygulamalarına göre 251 adetten az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/3. 5001 adetten az olması halinde 13/1 maddesine uyan suçu oluşturacağı gözetilerek yakalanan “470” adet merminin en az 251 adedinin patlatılmak sureti ile atışa elverişli olup olmadığının ve 6136 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığının saptanması gerektiği gözetilmeden, mermilerden sadece 45 tanesinin patlatılmak suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması…Yar. 8. CD 2010/13817-2010/13817
- “Sanığın 4 adet niteliksiz tabanca bulundurmaktan ibaret eyleminin dairemizce bir süreden beri istikrarlı şekilde sürdürülen uygulamaya göre dört adetten fazla tabancanın sayısal bakımdan vahim sayılacağı göz önüne alınarak, tabanca sayısı itibariyle 6136 sayılı Kanunun madde 13/1’e uygun bulunduğu, ancak asgari hadden uzaklaşarak ceza tayini gerekeceği gözetilmeden, aynı Kanunun madde 13/2 ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 8. CD., 9.3.2004, 4107/1966.
- “Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre 31 adetten çok ve 250 adetten az merminin mutat sayıda olduğu…” Yargıtay 8. CD., 23.9.2003, 10727/3633
- “Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre 31 adedi geçen 92 merminin mutat sayıda olduğu gözetilmeden, uygulamanın 6136 sayılı Kanunun madde 13/3’ün yerine, aynı Kanunun son fıkrası uygulanması suretiyle sanığa noksan ceza tayini…” Yargıtay 8. CD., 5.4.2004, 2652/2903
- “Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre ele geçen 149 adet merminin 250 adedi geçmemesi nedeniyle mutat sayıda olduğu gözetilmeden, uygulamanın 6136 sayılı Kanunun madde 13/3 yerine, birinci fıkra ile yapılması, bozmayı gerektirir”. Yargıtay 8. CD., 12.6.2006, 110/5144
- “Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre 250 adedi geçmeyen merminin mutat sayıda olduğu kabul edildiğinden T.C’de yakalanan davaya konu 75 adet mermi nedeniyle sanık hakkında uygulamanın 6136 sayılı Kanunun madde 13/3 yerine, birinci fıkra ile yapılması, bozmayı gerektirir” Yargıtay 8. CD., 27.11.2006, 2104/8545.
- Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, bulundurma ruhsatlı silahı taşırken yakalanan sanığın suçu sübuta erdiği halde, delil değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek beraat hükmü kurulması...Y.8.CD.23.3.2017, 15224/3095
- Sanığın süresi içerisinde ruhsatının yenilenmesi için talepte bulunduğu, ancak başka suçtan yargılamasının devam etmesi sebebiyle yenileme işlemlerinin durdurulduğu, sanığa yenileme işleminin durdurulması üzerine silahın idareye teslimi hususunda geçerli bir tebligat yapılmaması karşısında; suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemeyen sanığın beraatine ve silah ile eklerinin idareye teslimi yerine yazılı gerekçe ile sanığın mahkumiyetine ve silah ile eklerinin müsaderesine karar verilmesi…Y.8.CD.25.01.2017; 1646/714
- Süresi biten taşıma ruhsatının yenisi verilinceye kadar bulundurma ruhsatı yerine geçeceği...Y.8.CD.10.02.2014; 15676/2592
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, evde veya iş yerinde bulundurulan mermilerin 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı Yasa’nın 13/4; 51-250 adet arasında olması durumunda 13/3. madde ve fıkrasına; 251 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı gözetilerek, sanığın iş yerinde ele geçen suça konu “146” adet merminin patlatılarak atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu saptandıktan sonra sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken, görünüm itibariyle sağlam olduğuna ilişkin fiziki inceleme sonucu düzenlenen rapor ile yetinilmesi suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.”, Yar. 8. CD. 2014/24382 E, 2015/13232 K, Tebliğname No: 8 2014/145550
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre; bulundurulan suça konu mermilerin 5001 adet ve daha fazla olması halinde eylemin 6136 sayılı Yasa’nın 13/2; 251-5000 adet olması halinde 13/1; 51-250 adet olması halinde 13/3; 1-50 adet olması halinde 13/4 maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilerek, sanığın iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen “158” adet merminin yeteri kadar patlatılmak suretiyle sonucuna göre suç vasfının tayini gerektiği gözetilmeden, mermilerin sadece “8” tanesinin patlatılması suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı şekilde uygulama yapılması, BOZMAYI gerektirmiştir.”, Yar. 8. CD. 2016/8817 E, 2017/1222 K, Tebliğname No: KD 2014/248729-İtiraz
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, evde veya işyerinde bulundurulan mermilerin 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/4; 51-250 adet arasında olması durumunda 13/3. madde ve fıkrasına; 251 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı gözetilerek, sanığın işyerinde ele geçen suça konu toplam ”150” adet mermiden en az 51 adedinin patlatılarak atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu saptandıktan sonra sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken, mermilerin sadece 15 tanesinin patlatılması suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.”, Yar. 8CD. 2016/10105 E, 2017/4662 K, Tebliğname No: 8-2015/22135
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, işyerinde bulundurulan mermilerin 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/4; 51-250 adet arasında olması durumunda 13/3. madde ve fıkrasına; 251 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı gözetilerek, sanığın işyerinde ele geçen 6 mm. çapındaki ”251″ adet mermi patlatılmak suretiyle sağlamlığı ve 6136 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.”Yar. 8. CD. 2016/6921 E, 2017/2097 K, Tebliğname No: 8-2014/406172
- “Sanığın evinde yapılan arama ile ele geçirilen suça konu tabancanın dedesinden kaldığını ve evde muhafaza ettiğini belirtmesi, silahı taşıdığına ilişkin savunması aksine delil olmaması karşısında 6136 sayılı Yasanın 13/3. maddesi yerine aynı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,”, Yar. 8.CD. 24/10/2017, 5678/11793
- “Dosya kapsamına göre; evinde yapılan aramada ele geçen tabancayı satın aldığı ya da taşıdığına dair kanıt bulunmayan sanığın gerçekleşen eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/3. madde ve fıkrasına uyar nitelikte olduğu gözetilmeden, yazılı biçimde 6136 sayılı Kanunun 13/1. madde ve fıkrasına göre hüküm kurulması, Yar. 8.C.D., 30/11/2017, 4879/13597
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, evde veya iş yerinde bulundurulan mermilerin 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı Yasa’nın 13/4; 51-250 adet arasında olması durumunda 13/3. madde ve fıkrasına; 251 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı gözetilerek, sanığın iş yerinde ele geçen suça konu “146” adet merminin patlatılarak atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu saptandıktan sonra sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken, görünüm itibariyle sağlam olduğuna ilişkin fiziki inceleme sonucu düzenlenen rapor ile yetinilmesi suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD. 2016/6921 E, 2017/2097 K, Tebliğname No: 8-2014/406172
- “Dairemizin süregelen uygulamalarına göre; bulundurulan suça konu mermilerin 5001 adet ve daha fazla olması halinde eylemin 6136 sayılı Yasa’nın 13/2; 251-5000 adet olması halinde 13/1; 51-250 adet olması halinde 13/3; 1-50 adet olması halinde 13/4 maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilerek, sanığın iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen “158” adet merminin yeteri kadar patlatılmak suretiyle sonucuna göre suç vasfının tayini gerektiği gözetilmeden, mermilerin sadece “8” tanesinin patlatılması suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı şekilde uygulama yapılması, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD. 2014/24382 E, 2015/13232 K, Tebliğname No: 8-2014/145550
- MKE uzmanları tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda sanığa ait odunlukta ele geçen malzemelerle namlu hariç silah parçalarının yarı mamul ve ara mamul olarak yapılabileceğinin ancak komple bir silah imal edilemeyeceğinin belirtilmiş olması nedeniyle bu malzemelerin bulundurulmasının silah imali suçunu oluşturmayacağının anlaşılması ve suçun niteliği itibariyle bu suça teşebbüsün de olanaklı olmaması karşısında ….Y.8.CD.09.04.2018; 4004/3939
- Tüfeklerin faaliyet izni veya kuruluş izni alınmadan üretilmesi veya standardizasyona aykırı biçimde yapılması ya da bu şekilde imal edilen tüfeklerin satılması eylemlerine iştirak ettiklerine dair delil bulunmayan sanıkların ruhsatsız av tüfeği bulundurma eylemlerinin 2521 sy Yasanın 13/1 maddesinde düzenlenen kabahati oluşturduğu gözetilmeden….Y.8.CD.27.02.2017; 14200/1770
- Suça sürüklenen çocuğun, arkadaşı oktay tarafından getirilen 15 tane kuru sıkı mermisini, mermilerin ucunu matkapla delip bilye yerleştirmek sureti ile yasak nitelikte mermi haline getirmek eyleminin, esaslı alet ve ustalık gerektirmediğinden mermi imalatı suçunu oluşturmadığı...Y.8.CD. 31.12.2012; 25192/40331
- “Ekspertiz raporu içeriğine göre; suça konu tabancanın mevcut durumu itibariyle bilinen ateşli silah fişeklerini istimale elverişli olmadığı, namlusu içerisindeki gaz dağılımını temin eden gaz ayırıcı parçasının daire şeklinde delikli bir yapıda olduğu, bu haliyle uygun çapta, özel şekil ve nitelikte saçma, kurşun, metal küre vb. bir cisim geçebileceği, teknik özeliklerinde sonradan değişiklik yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgu ve emare görülmediği, olayda bir adet ses fişeği kovanının ele geçtiği, tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilememiş olduğu, sanık tarafından silah üzerinde değişiklik veya ekleme yaptığına dair bir delil elde edilmediği ve sanığın alınan ifadelerinde silahın kuru sıkı olduğu yönündeki savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek taşıdığına ilişkin cezalandırılmasına yeterli ve kesin delil bulunmadığı…”; Yar. 8.CD., 2015/7875 E, 2017/771 K, Tebliğname No: 8 – 2014/385683
- “Sanıkta ele geçen kurusıkı tabancanın Kriminal Polis Laboratuvarının raporunda namlusu içerisinde dairesel bir gaz ayırıcı parçasının mevcut olduğu, ancak bu haliyle özel nitelikteki ateşli silah fişeği durumuna dönüştürülmüş fişekleri atabildiği, mekanik aksamında, özellikle namlu içerisinde ve ortasında boşluk bulunan gaz ayırıcı parçası gibi teknik özelliklerinde sonradan değişiklik yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgu ve emarenin (herhangi bir parçanın çıkartılması, değiştirilmesi, kısmen tesil edilmesi vb. şekilde) görülmediği belirtilmesi, silahın namlu çapındaki boşluğun fişek çekirdeği veya saçma tabir edilen herhangi bir maddenin dışarı atılması maksadı ile olmayıp gaz çıkışının sağlanması ve kurusıkı fişeğin ucundaki plastik parçaların dışarı atılabilmesi için zorunlu olarak bırakılması gereken bir boşluk olduğunun bildirilmesi, sanığın savunmasında tabancanın kurusıkı olduğunu ileri sürmesi ve özel nitelikte fişek de ele geçirilmemesi karşısında, suça konu tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna ilişkin mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, bizatihi suç teşkil eden 6136 sayılı Yasa kapsamındaki tabancanın müsaderesi ve sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması BOZMAYI gerektirir.” Yar. 8.CD., 2015/10098 E, 2017/210 K, Tebliğname No: 8 – 2014/219945
- Sanıkta ele geçen kuru sıkı tabancanın Kriminal Polis Laboratuvarının raporunda imal niteliklerini koruduğu, ancak bu haliyle özel nitelikteki ateşli silah fişeği durumuna dönüştürülmüş fişekleri atabildiğinin belirtilmesi, sanıkta tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilmemiş olması karşısında, sanığın aşamalarda suça konu silahın kurusıkı tabanca olduğuna ilişkin savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, bizatihi suç teşkil eden 6136 sy Kanun kapsamındaki silahın müsaderesi ve sanığın beraati yerine yetersiz gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi … Y.8.CD. 05.12.2017; 21880/13774
- “…sanık hakkında, 27.02.2006 suç tarihli inceleme konusu olaydan sonra 13.02.2007 tarihinde tabanca yakalattığından, 15.10.2008 tarihli iddianame ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldığı ve mahkumiyet kararı verildiği, hükmün temyizi üzerine 6136 sayılı Kanuna aykırılıktan verilen hükmün Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 04.03.2014 tarih ve 2013/20124 esas, 2014/5015 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, yapılan incelemede iş bu dosyanın suç tarihinin, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/1099 esas numaralı dosyanın iddianame tarihinden önce olduğu anlaşılması karşısında; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun kesintisiz suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek, mükerrer cezalandırmanın önlenmesi açısından 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle BOZULMASINA…” Yar. 8. CD., 2016/11300 E, 2017/281 K, Tebliğname No: 8 – 2015/46012
- “Sanığın evinde yapılan aramada 6136 sayılı Yasa kapsamındaki mermiler yanında kriminal polis laboratuvarı raporuna göre 14.5*114 mm çaplı olup, 6136 sayılı Yasanın ek 5. Maddesi kapsamında 4 adette uçaksavar maddesinin ele geçirilmesinin anlaşılması karşısında; sanığın TCK m. 44’te düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiil nedeniyle 6136 sayılı Yasanın 13/2 maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilerek…” Yar. 8. CD., 2014/37221 E, 2015/22249 K, Tebliğname No: 8-2014/41613
- “Aracında ruhsatsız tabanca ve bıçak çıkan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 44. Maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması, buna göre de sadece 6136 sayılı Yasanın 13/1. Madde ve fıkrası uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini gerektiği gözetilmeden, iki ayrı suç kabulü ile hem tabanca taşımaktan hem de bıçak taşımaktan hükümler kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.” Yar. 8. CD., 2016/5023 E, 2017/3451 K, Tebliğname No: 8-2014/368281
- Dairemizce istikrarlı şeklide sürdürülen uygulamaya göre “10 adetten fazla” uzun namlulu silahın sayısal bakımından vahim sayılacağı göz önüne alınarak, sanıkta “10” adet uzun namlulu silah ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, sayısal vahametten söz edilemeyeceği, eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 12/2-4. maddeleri ve fıkraları içinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı maddenin 5. fıkrası ile ayrıca arttırım yapılması hukuka aykırıdır Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2005/6303
- Sanıklar Lütfü Aytaç ve Veysel Yılmazın sorumlu bulundukları “niteliksiz tabancaların” sayısı ayrı ayrı 20 adedi geçmemiş olması karşısında, dairemizce sürdürülen yerleşik uygulamaya göre sayısal olarak vahim sayılamayacağı gözetilmeden bu sanıklara tayin olunan cezanın 6136 Sayılı Yasanın 12/4. madde ve fıkrası ile artırılması hukuka aykırıdır Yargıtay 8. Ceza dairesi – Karar: 2001/9296
- Olay tarihinde Cengiz T nin kendisine ait bir adet kalashnikov silahı satmak istediği, pazarlık esnasında diğer sanık Ahmetin de kendisine ait olan niteliksiz bir adet tabancayı satmak istemesinin silah ticareti olarak nitelendirilemeyeceği, Ahmetin 6136 sy yasa 13/1 Cengizin ise md 13/2 gereğince cezalandırılması gerektiği….Y.CD.10.02.2011; 15510/1121
- Elde edilen Kaleşnikof marka silahların hem nitelik hem de sayısal bakımdan vahim olmaları durumunda, tayin edilecek cezanın 6136 sayılı Yasanın 12/5. madde ve fıkrası uyarınca arttırılması ile yetinilmesi gerekirken, sayısal vehamet nedeniyle 12/4. madde ve fıkrası ile ayrıca artırım yapılarak sanıklara fazla ceza tayini hukuka aykırıdır Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2006/489
- Satmaya aracılık ettiğini belirttiği tabancaların ise ele geçmemesi nedeni ile 6136 sayılı yasa kapsamında olup olmadıklarının tespit edilemediği gözetilmeksizin savunmasındaki beyanı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması... Y. 8.CD.09.03.2017; 5445/2623
- Dosya kapsamına göre olay tarihinde Niğde il Jandarma Komutanlığı istihbarat ekiplerince yürütülen çalışma sırasında sanıklar Mustafa ,Saadettin , Şahin’in ruhsatsız ve niteliksiz birer adet silah; sanık Ziya’in bir adet nitelikli silah satmaktan ibaret eylemlerinde, silah ticaretine ve yaymaya yönelik kasıtları olduğuna dair kanıt bulunmadığı, satışın kişisel ihtiyaç ve ilişkiden kaynaklandığı anlaşılması karşısında, sanıklar Mustafa, Saadettin ile Şahin’in eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 13/1.maddesindeki Ziyanın ise eyleminin ise aynı yasanın 13/2. madde ve fıkrası kapsamın değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfımın tayininde yanılgıya düşülerek 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan silah ticareti suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2008/9635
- Dedesinden kaldığını belirttiği vahim nitelikteki 1 adet tabancayı kişisel gereksinimi karşılamak için satmak biçimindeki eylemin başkalarını da silahlandırmaya yönelik kasıt içerisinde olunduğunun kabülüne olanak bulunmadığı, sanığın md 12/1 den değil 13/2 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği….Y.8.CD.20.10.2010;17271/12099
- Somut olayda, başkaca silah bulundurduğu ve sattığı belirlenemeyen sanık M. C. B.’in sahip olduğu ruhsatsız tabancayı maddi ihtiyacı nedeniyle satması eyleminde, 6136 sayılı Yasanın 12. maddesinde öngörülen silah ticareti suçunun, yayma ve tehlikeyi genişleterek çoğaltma şeklinde ifade edilen unsurlarının oluşmadığı, kişisel gereksinime dayalı bireysel satış niteliğinde olduğu saptanan eylemin 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında yazılı suçu oluşturduğu, sanık H. G.’in ise satıcıya aracılık ederek bu suça asli fail olarak katıldığı anlaşılmaktadır.. Yargıtay CGK – Karar: 2008/99
- Suça konu silahların bu işe özgülenmiş bir araçla naklinde zorunluluk olmadığı ve zula yeri olarak kabul edilmeyecek araç stepne lastiği içinde ele geçirilmiş olması karşısında aracın sahibine iadesi yerine yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi ….Y.8.CD. 22.06.2009;4080/9471
- Sanığın çantasında 7 adet niteliksiz tabanca ve 3 adet merminin ele geçirildiği olayda; sanığın suça konu silahları taşıması dışında ticaretini yaptığına ilişkin her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı ve eylemin 6136 sy yasanın 13/2 de yazılı suçu oluşturduğu…Y.8.CD.11.12.2015; 8021/25676
- ‘Alan olursa satacaktım’ şeklindeki beyanından başka silah ticareti yaptığına dair, her türlü şüpheden uzak somut ve kesin delil bulunmadığı anlaşılan sanığın 1 adedi vahim toplam 5 adet tabancayı satın alıp bulundurması karşısında suçunun 6136 sy yasanın 13/2 ile cezalandırılması gerektiği…. Y.8.CD.08.06.2016; 5153/7588
- Alıcının talebi üzerine ona silah ve mermi temin etmesini sağlayan kişinin eyleminin 6136 13/1 ve 5237 sy TCK nın 39/2 olduğu gözetilmeden....Y.8.CD.02.05.2016; 11250/5857-31575/612
- 6136 Sayılı Kanunun 12/1. maddesi gereğince, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokmaya teşebbüs ya da aracılık edilmesi, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin 5201 Sayılı Kanun hükümleri dışında ülkede yapılması veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahlar veya mermilerin bir yerden diğer bir yere taşınması, ya da yollanması veya taşımaya bilerek aracılık edilmesi, satılması, satmaya aracılık edilmesi veya bu amaçla bulundurulması yasaklanmış, 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesinde yazılı olan suçun iki ya da daha fazla kişi tarafından toplu olarak işlenmesi halinde ise, suçun bireysel olarak işlenmesine göre daha ağır bir yaptırım ile 12/2 maddesi gereği toplu silah ticareti suçu ile cezalandırılması kararlaştırılmıştır. Somut olay bu bilgi ve açıklamalar ışığında ele alındığında; Sanık N. S.’a ait olup, olay günü sanık tarafından sevk ve idare edilen 73 … … plakalı kamyonda ele geçirilen 27 adet 7,65 mm. çapında farklı marka ve seri numaralı tabancanın Kuzey Irak’ta yaşayan ve açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen C. ve Ce. isimli kişilerden, Gaziantep Nakliyeciler Sitesinde M. isimli kişiye teslim edilmek üzere alındığı sabit ise de, sanığın yakalanamayan ve kesin kimlik bilgileri de belirlenemeyen kişilerle başlangıçtan itibaren aralarında topluluk oluşturacak boyutta bir ortaklık ve birliktelik ile silah kaçakçılığı konusunda düşünce ve eylem birliği içinde ortak çıkar sağlamak iradesiyle hareket ettiğine ilişkin yeterli kanıt bulunmadığı, kanıtlanan eyleminin 6136 Sayılı Kanunun 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen bireysel silah ticareti olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Yargıtay CGK – Karar: 2010/217
- Soruşturmanın devamını sağlamak amacıyla yakalanıp, bırakıldıktan sonra tekrar kısa aralıklarla ikici kişiye silah satma eyleminin bir bütün halinde 6136 sy yasanın 12/1 maddesindeki ticari amaçla bireysel satış suçu olarak kabülünün gerekeceği bu durumda da şartları bulunmadığından TCK md 43 hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı ve iki ayrı suç oluşturma imkanının da bulunmadığının gözetilmemesi …Y.8.CD.06.12.2018; 9057/13953
- Dosya kapsamına göre, olağan yol aramasında sanığın aracında yapılan aramada 4 adet niteliksiz tabanca ve 17 adet merminin ele geçirildiği olayda; sanığın suça konu silahları taşıması dışında ticaretini yaptığına ilişkin her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı ve eylemin 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında yazılı ruhsatsız silah bulundurma veya taşıma suçu oluşturduğu, ancak yakalanan silah ve mermi sayısına göre alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiği gözetilmeden, aynı yasanın 12/1. maddesi toplu silah ticareti suçu uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/27514
- Sanıkların silah ticareti yaptığı duyumu üzerine başlatılan soruşturmada “4” adet tabancanın alıcı rolündeki gizli soruşturmacıya satarken yakalanan sanığın eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1-2 madde ve fıkrasında düzenlenen toplu silah ticareti suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın aynı yasanın 13/1. madde ve fıkrası uyarınca silah taşıma veya bulundurma suçu nedeniyle mahkumiyetine hükmolunması kanuna aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/9127
- 21 ve daha fazla tabancanın sayılsal bakımdan vahim sayılacağı gözönüne alınarak, sanıklar hakkında 6136 sy yasanın 12/2 maddesi uyarınca belirlenecek temel cezadan aynı yasanın 12/4 maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…Y.8.CD.27.02.2017; 14200/1770
- Yerel mahkeme tarafından sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 12/1. Maddesi gereği toplu silah ticareti suçu; Özel Daire tarafından ise aynı kanunun 13/1. maddesi gereği silah bulundurma ve taşıma suçu kapsamında kaldığı kabul edilmiştir. Şırnak ve Mardin illerinden temin ettiği silahları Diyarbakır’da sattığı yolunda istihbari bilgi edinilen sanığın üzerinde Diyarbakır ili girişinde, bulunduğu otobüs durdurularak mahkeme kararı uyarınca yapılan aramada, iki adedi poşete sarılı ve şeffaf bant ile bantlanmış halde belde takılı vaziyette, iki adedi ise aynı biçimde poşete sarılı, şeffaf bant ile bantlanmış ve sağ ve sol ayak diz altlarından bacaklara koli bandı ile yapıştırılmış vaziyette olmak üzere toplam dört adet 7.65 mm çapında tabanca ile 6 adet 7.65 mm çapında dolu fişek bulunduğunun anlaşılması karşısında, istihbari bilgi doğrultusunda sanığın dört adet tabancayla yakalanması, silahları ustalıkla vücuduna sarmak suretiyle saklaması ve silahları kullanmak için aldığı yönündeki savunmasının da ele geçen silahların sayısı göz önünde bulundurulduğunda hayatın olağan akışına uygun olmaması nedeniyle, sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 12/1. maddesinde düzenlenen toplu silah ticareti suçu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. Yargıtay CGK – Karar: 2013/38
- Sanıklar L. İ. ve M. A. İ’ın Irak’ta bulunan C. isimli kişiyle telefon irtibatı kurarak ülkemize yasal olmayan yollardan suça konu silahların sokulmasını sağladıkları, bu silahları suç tarihinde teslim almak için Silopi İlçesine yanlarına sanık M. E. D.’u da alarak geldikleri, burada teslim aldıkları toplam yedi adet vahim nitelikli silahı bir çanta içerisine koydukları, yol boyunca kolluk tarafından yapılan kontrollerde yakalanmaması için silahların bulunduğu çanta ile birlikte sanık M. E.’in yolcu otobüsüne bindiği, sanıklar L. ve M. A.’ın da araç ile bu otobüsü takip ettikleri, görevlilerce otobüsün durdurularak sanık M. E.’in yakalandığı ve çantadaki silahlara el konulduğu, diğer sanıkların da araç içerisinde yakalandıklarının anlaşılması karşısında, silah ticareti yaptıklarına dair haklarında yeterli kanıt bulunmayan sanıkların Irak’tan ülkemize sokulmasını sağladıkları suça konu silahları hep birlikte bir yerden diğer bir yere naklettikleri sabit olduğundan, eylemleri 6136 Sayılı Kanunun 12. maddesinin 2., 4. fıkraları gereği vahim nitelikte silahları bir yerden başka bir yere taşıma (nakletme) suçu kapsamında kalmaktadır. Yargıtay CGK – Karar: 2011/98
- Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarının 17.10.2007 gün ve 3228 sayılı raporunda, suça konu tabancalar ve fişeklerin 6136 sayılı Kanuna göre yasak niteliğe haiz ateşli silah ve fişeklerinden olduğu, ancak nitelikleri itibariyle aynı kanunun 12/4. maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı belirtilmiştir. 6136 sayılı Yasanın 12. maddesinde düzenlenen suç, seçimlik hareketli suçlardan olup anılan madde gereğince, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokmaya teşebbüs ya da aracılık edilmesi, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ilgili Yasa hükümleri dışında ülkede yapılması veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahlar veya mermilerin bir yerden diğer bir yere taşınması ya da yollanması veya taşımaya bilerek aracılık edilmesi, satılması, satmaya aracılık edilmesi veya bu amaçla bulundurulması yasaklanmıştır. Maddede yazılı hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi ile suç oluşmaktadır. Buna karşılık, aynı Yasanın 13. maddesinde ise; ateşli silahlarla, bunlara ait mermileri satın alan, taşıyan veya bulunduranların cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Irak’tan Türkiye’ye gelen sanığın sürücülüğünü yaptığı araçta yakıt deposuna gizlenmiş şekilde sekiz adet el bombası ile birlikte poşetler içinde 850 adet kaleşnikof mermisinin ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde öngörülen ateşli silahlara ait mermilerin yurt dışından ülkeye sokulması suçunun unsurlarının oluştuğu, anılan maddede sayılan seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylemin, 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu kabul edilmelidir. Yargıtay CGK – Karar: 2012/1816
- Buna göre, 6136 Sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ülkeye sokulması veya sokmaya teşebbüs ya da aracılık edilmesi, ateşli silahlarla, bunlara ait mermilerin ilgili kanun hükümleri dışında ülkede yapılması veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahlar veya mermilerin bir yerden diğer bir yere taşınması ya da yollanması veya taşımaya bilerek aracılık edilmesi, satılması, satmaya aracılık edilmesi veya bu amaçla bulundurulması yasaklanmış, buna karşılık anılan Kanunun 13. maddesinde ise; ateşli silahlarla, bunlara ait mermileri satın alan, taşıyan veya bulunduranların cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Ceza Genel Kurulunun 6.5.2008 gün ve 4-99 Sayılı kararında da; “Kanun koyucunun amacının özellikle silah kaçakçılarının getirdikleri silah ve mermileri onlar adına gizleyip bulunduranlarla, silahları yayma amacıyla eylemde bulunanların veya ticari amaçla silah ve mermi satanların, bu amaçla evinde bulunduranların eylemini daha ağır bir yaptırıma bağlamak olduğu, bir adet tabancanın kişisel ilişkiye dayalı bireysel el değiştirmesi veya satışında silahları yayma, tehlikeyi genişleterek çoğaltma amacından söz edilemeyeceği” vurgulanmıştır. Öte yandan, 6136 Sayılı Kanunun 12. maddesi kapsamında silah ticaretinden söz edilebilmesi için suça konu silahın da aynı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olması, diğer bir anlatımla silahın ruhsatının bulunmaması gerekmektedir. Nitekim maddi metninde “bu kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri” denilmektedir. Bu sebeple ruhsatlı olan silahlar bakımından bunların alınıp satılmasında kayıt altında olmaları, yayma ve tehlikeyi genişleterek çoğaltma durumu söz konusu olmadığından silah ticaretinden söz edilemeyecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Emekli polis memuru olan sanığın, kendisi gibi emekli veya görevde bulunan polis memurlarının taşıma ruhsatlı silahlarını üçüncü kişilere satmasından ibaret eyleminde, suça konu silahların ruhsatlı olduğu anlaşıldığından 6136 Sayılı Kanunun 12. maddesinde öngörülen yayma ve tehlikeyi çoğaltma biçiminde ifade edilen silah ticareti suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, ancak sanığın yetkisi olmadığı halde başkaları adına ruhsatlı silahları taşıması sebebiyle eyleminin aynı kanunun 13/1. maddesine aykırılık suçunu oluşturduğu, düzenlenen vekaletnamelerin veya gösterilen rızanın da bu suçun oluşmasını engellemeyeceğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Yargıtay CGK – Karar: 2015/79
- Oluşa ve dosya kapsamına göre, 1000 civarında tabanca fişeği ve “2” adet ruhsatsız tabancayı satmak üzere müşteri aradığı yönünde istihbari bilgi üzerine sanığın evinde yapılan aramada ruhsatlı silahı ile faturası mevcut 360 adet MKE yapımı mermi dışında, hakkındaki istihbari bilgiyi doğrulayacak nitelikte suç unsurunun ele geçmemesi karşısında; Dairemizin 30.11.1995 gün ve 13413-16156 sayılı kararında da belirtildiği üzere silah ticaretine ve yaymaya yönelik kastı bulunmayan sanığın, yasal yollarla elde ettiği ve bulundurma ruhsatlı silahına ait olduğu anlaşılan “250” adet mermiyi gizli soruşturmacılara satmaya kalkışmaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. maddesinde yazılı anlamda satış kabul edilemeyeceği, diğer yandan aynı Yasanın 13/1. maddesinde (satma) unsurunun bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2013/28502
- Oluşa ve dosya kapsamına göre, yürütülen soruşturma kapsamında 28.07.2011 tarihinde Habur Gümrük Müdürlüğünde yapılan kontroller sırasında sanık N. M.’ın birlikte toplu halde silah ticareti suçunu işlediği diğer sanık K. M.’ın sevk ve idaresindeki araçta yapılan aramada ele geçen 16 adet ruhsatsız silah ile 20.08.2011 tarihinde Cizre İlçesinde yapılan uygulama sırasında kendi sevk ve idaresindeki araçta yapılan aramada ele geçen 19 adet ve ikametinde yapılan aramada bulunan 1 adet olmak üzere toplam 36 adet ruhsatsız silaha ilişkin olarak atılı suçu işlediği ve suça konu niteliksiz tabancaların 20 adetten fazla olması nedeniyle sayısal olarak vahametin kabul edilmesi ve cezasında 6136 sayılı Yasanın 12/4 maddesi gereğince artırım yapılması gerekir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/30166
- Sanığın suça konu tabancayı satın aldığını beyan etmesi karşısında, eylemine uyan 6136 sy Kanunun 13/1 maddesi yerine anılan Yasanın 13/3 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırma yoluna gidilmesi Y.8.CD.09.01.2018, 2017/17421-2018/42
- Suça sürüklenen çocuk C. Ş.’nın boya yapmak için gittiği Gaziantep civarındaki bir evden çaldığı bir adet MP 16 uzun namlulu tüfeği Kahramanmaraş’a getirerek aynı mahallede oturan sanık M. Y.’a bedelini sonradan almak şartıyla sattığı, M.’in silahı eve gelen bazı kişilere gösterdiği, polisin yaptığı takip sonucu silahın M.’in evinde ele geçtiği olayda sanıklara eylemlerinin ayrı ayrı vahim nitelikteki bir adet silahı satmak olduğu (6136 sayılı kanun m.12/1-3) gözetilmeden, ayrıca iki veya daha fazla kişinin birlikte toplu silah ticareti (silah satma) suçunu düzenleyen 6136 sayılı Yasanın 12. maddesi 2. Fıkrasının uygulanması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/29765
- Av bayii olan sanığın, satmak amacıyla 497 adet mermi bulundurmaktan ibaret eyleminin 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında düzenlenen mermi ticareti suçunu oluşturduğu gözetilmeden 6136 sayılı Kanunun 13/3. maddesi uyarınca mutad sayıda mermi bulundurmak suçundan mahkumiyet hükmü kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/23309
- Somut olayda, sanık N.’nin sanık M.’nin bir adet tabanca vermekten ve sanık M.’nin de aynı tabancayı alıp taşımaktan ibaret eylemlerinin kişisel gereksinime dayalı bireysel satış ya da bulundurma niteliğinde olduğu, 6136 Sayılı Yasanın 12.maddesinde öngörülen yayma ve tehlikeyi çoğaltma biçiminde ifade edilen silah ticareti suçunun yasak unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, kanıtlanan eylemlerinin ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma suçunu düzenleyen 6136 sayılı yasanın 13/1. maddesine aykırılık suçunun, öte yandan diğer sanıklarda ele geçen tabanca ile bağlantısı bulunmayan ve telefon görüşmelerinde bahsettiği malzemelere ulaşılmayan sanık S.’ın da suç konusu 60 adet mermiyi ticaret amacıyla bulundurduğuna ilişkin somut delil bulunmasına göre eylemin 6136 sayılı yasanın 13/3. Maddesi aykırılık oluşturduğuna kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu nedenle, sübuta eren eylemlerin sanıklar M. ve N. yönünden 6136 sayılı yasanın 13/1, sanık S. yönünden anılan yasanın 13/3. maddesinde düzenlenen suçları oluşturduğu gözetilmeden, kesin bir kanaat vermekten uzak kanıtlara dayanılarak, sanıkların aynı yasanın 12/1. maddesi uyarınca bireysel silah ticareti suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi suretiyle suç niteliğinin hatalı belirlenmesi isabetsiz ve yasaya aykırıdır. Yargıtay CGK – Karar: 2012/261
- Sanığın ateş edildiği görüntülerini içeren CD nin sanığın teşhise elverişli fotoğrafları ile birlikte ATK, TRT, TUBİTAK veya Kriminal Jandarma Laboratuvarına gönderilerek kamera kayıtlarındaki görüntülerin sanığa ait olup olmadığına yönelik bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması…Y.8.CD.28.03.2023, 2021/3039-2023/1731
- 5729 sayılı Kanun’un 4. maddesi 1. fıkrasının 6136 sayılı Yasa hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde gaz tabancası imal edilmesi ve satılmasına ilişkin olması ve dosya kapsamına göre de ses ve gaz fişeği atmak için imal edilmiş iken daha sonradan namlularındaki gaz ayırıcı parçası çıkarılarak 6136 sayılı Yasa hükümlerine tabi hale getirilen iki adet tabancayı işyerinde satmak amacıyla bulundurması biçimindeki sanığın eyleminin, 6136 sayılı Yasa’nın 12/1. madde ve fıkrası gereği bireysel silah ticareti suçu kapsamında değerlendirilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2010/5437
- 14.4.2003 tarihli olay yeri tesbit tutanağı ve tanık Fatih Aydın’ın mahkemedeki beyanına göre sanık Doğan Bayrak’la irtibat kurularak bu sanıktan “1” adet, sanık İhsan Tanık’tan “2” adet ve sanık Tahsin Koç’tan ise “1” adet silahın satın alındığı, sanıkların silahlarla birlikte deneme atışı yapılması için bir araya getirildiği, bu şekilde sanıkların birlikte olmalarında toplu silah ticaretinde bulunma iradelerinin mevcut olmadığı, sanık İhsan Tanık’ın münferiden davranarak “2” adet silahı satması eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasındaki ülkede silahın yayılmasına yönelik bireysel silah ticareti suçunu oluşturduğu, sanıklar Doğan Bayrak ve Tahsin Koç’un ise kişisel ihtiyaç nedeniyle birer adet silah satmaları şeklinde oluşan eylemlerinde ticari amaç bulunmayıp 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun oluştuğu gözetilmeden, suç nitelemesinde yanılgıya düşülerek aynı yasanın 12/2. madde ve fıkrası uyarınca hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2005/5259
- 09.11.2007 tarihinde sanığa ait evde yapılan aramada ele geçirilen G3 piyade tüfeği ile ilgili olarak ise; 119/4. maddesinde Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, iş yeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişinin bulundurulması gerektiğinin belirtildiği, Of Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2007/200 değişik iş sayılı kararı ile sanığın evinde arama yapılmasına karar verilmesinin ardından kolluk görevlileri tarafından yapılan arama işlemine Cumhuriyet Savcısının katılmadığı, arama işlemi sırasında 119/4. maddesi uyarınca o yer ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişinin bulunması gerekirken, yapılan aramada o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan kimsenin bulunmadığı gibi, onun yerine köy halkından bir kişinin bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.2015 gün, 2013/464 esas, 2015/132 Sayılı kararında da belirtildiği üzere bu şekilde yapılan aramanın kanuna uygun olmadığı ve bu arama sonucunda elde edilen delilin 206/2-a maddesi uyarınca reddedilmesi gerektiği ve hükme esas alınamayacağı gözetildiğinde, sanığın ruhsatsız G3 piyade tüfeği ve mermileri taşıma ve bulundurma suçunun sübut bulmadığı, 04.06.2007 tarihinde sanığın aracına ateş edildiği ihbarı üzerine olay yerine giden kolluğun sanığın elinde gördüğü tabancaya el koyma işleminin ise hukuka uygun olduğu, sanığın sübut kabul edilmesi gereken eyleminin ruhsatsız bir adet tabanca taşımak niteliğinde olup eyleminin 6136 Sayılı Kanun’un 13/1. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde anılan Kanun’un 13/2. maddesinden hüküm kurulması hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/7541
- Tabancanın marka, model ve üretim yılı tespit olunup Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından marka, model ve üretim yılı itibariyle bu silahların mevcut haliyle üretilmesine izin verilip verilmediği sorularak, bu silahların üretim şeması getirtilip, suça konu silahın gaz ayırıcı parçasını gösterir fotoğrafları, faturası, polis kriminal raporu eklenerek üretici firmadan suça konu silah üzerinde imalattan sonra gaz ayırıcı parça üzerinde mermi geçişine imkan verecek şekilde tadilat yapılıp yapılmadığı sorulup dosya kül halinde ATK ya tekrar gönderilerek silahın üretim izni verilen orjinal haline göre bilye geçişine imkan verecek şekilde gaz ayırıcı parçasının tadil edilip edilmediğine dair alınacak bir rapor ile 6136 sy Kanun kapsamında kalıp kalmadığı ve vahim nitelikte olup olmadığının kesin olarak saptanması gerektiği…Y.8.CD.15.06.2015, 2014/27731-2015/19180
- Sanığın bulundurma ruhsatlı silahını başka ile taşınırken yetkili mercilerden izin almadan yeni evine götürüp orda bulundurması eylemi idari bir işlem eksikliği olup suç oluşturmaz. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – K: 2005/1732
- Sanığın önceki adresinde bulundurma ruhsatlı silahını, nakil aşamasında yetkili mercilerden izin almadan, eşyaları ile birlikte yeni adresine getirip bulundurması, idari işlem eksikliği olarak değerlendirilmelidir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – K: 2003/3053
- Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre, 6136 sayılı Yasanın 13. maddesi uygulamasında 4 adetten fazla tabancanın sayısal bakımdan vahim sayılacağı gözönüne alınarak, sanığın 6136 sayılı Yasa kapsamında niteliksiz 4 adet tabanca bulundurmaktan ibaret eyleminin, tabanca sayısı itibariyle anılan yasanın 13. maddesinin birinci fıkrasına uygun bulunduğu, ancak asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayini gerekeceği gözetilmeden, aynı maddenin ikinci fıkrası ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2011/15711
- Sanığın “4” adet niteliksiz tabanca bulundurmaktan ibaret eyleminin dairemizce bir süreden beri istikrarlı şekilde sürdürülen uygulamaya göre dört adetten fazla tabancanın sayısal bakımdan vahim sayılacağı gözönüne alınarak, tabanca sayısı itibariyle 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasına uygun bulunduğu, ancak asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayini gerekeceği gözetilmeden, aynı yasanın 13/2. madde ve fıkrası ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi- Karar: 2004/1966
- Dairemizin süregelen uygulamalarına göre mermi taşıma suçlarında, ele geçen mermi sayısının 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı yasanın 13 /4., 51-5000 adet olması durumunda 13/1., 5001 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/2. madde ve fıkrasının uygulanması gerektiği gözetilerek, suça konu mermilerden en az 51 tanesinin atışa elverişli ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu saptandıktan sonra sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken, mermilerin sadece 25 tanesinin patlatılması suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı biçimde uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2015/25717
- Sanığın atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında sanıkların birlikte hareket ettiklerine ilişkin herhangi bir somut delil bulunmadığı ancak sanık E.Y. nin ikametinde yapılan aramada 2 adet ruhsatsız tabanca ele geçirilmesi karşısında 6136 sy Yasanın 13/1 madde ve fıkrası gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini yoluna gidilmesi gerektiğinin gözetilmemesi...Y.8.CD.04.05.2017; 2015/4731-2017/5017
- Dairemizce benimsenip sürdürülen uygulamalara göre, daha az merminin bulundurulması veya taşınması 6136 sayılı Yasanın 13. maddesinin 4. fıkrasına, 51 ila 250 merminin bulundurulması anılan maddenin 3 fıkrasına, 51-250 merminin taşınmasının ise 1. fıkrasına, 251 ila 5000 merminin bulundurulması veya taşınmasının 13/1. maddesine uygun bulunması nedeniyle, “829” adet mermiyi taşıyıp dükkanına getirdiğinde yakalanan sanığın eyleminin ele geçen mermiler patlatılmak suretiyle 6136 sayılı Yasa kapsamına girip girmediği ve yasa kapsamında bulunan mermi sayısı belirlenip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/38093
- Sanıktan bir adet ruhsatsız tabanca ve bir adet yasak bıçak ele geçirilmiş olması karşısında, 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması, buna göre de sadece 6136 sayılı Kanunun 13/1. madde ve fıkrasında tanımlanan ruhsatsız tabanca taşımak suçundan dolayı silah sayısı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca 6136 sayılı Kanunun 15/1. madde ve fıkrasında tanımlanan yasak niteliği haiz bıçak taşımak suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2015/24703
- Sanıktan bir adet ruhsatsız tabanca ve bir adet yasak bıçak ele geçirilmiş olması karşısında, eylemin tek suç olarak kabulüyle 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren fiilden hüküm kurulması, buna göre de sadece 6136 Sayılı Kanunun 13/1. madde ve fıkrasında tanımlanan ruhsatsız tabanca taşımak suçundan dolayı silah sayısı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayini gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca 6136 Sayılı Kanunun 15/1. madde ve fıkrasında tanımlanan yasak niteliği haiz bıçak taşımak suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2013/16923
- Sanık H. T. hakkında 6136 sayılı yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümle ilgili olarak; evinde yapılan aramada ele geçen tabancayı satın aldığı ya da taşıdığına dair kanıt bulunmayan sanığın gerçekleşen eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/3. madde ve fıkrasına uyar nitelikte olduğu gözetilmeden, yazılı biçimde 6136 sayılı Kanunun 13/1. madde ve fıkrasına göre hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2015/24899
- İşyerinde yapılan aramada ele geçirilen suça konu silahı taşıdığına dair delil bulunmayan sanığın, eylemine uyan 6136 Sayılı Kanun’un 13/3. maddesi yerine anılan Kanun’un 13/1. madde ve fıkrası uyarınca mahkumiyetine hükmedilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/7791
- Merminin ateşlenmesi neticesinde tabancanın parçalandığı ve atışa elverişli olup olmadığına dair herhangi bir tespit yapılamadığına göre 6136 sy Yasanın 13/1 madde ve fıkrasında tanımlanan suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ancak ele geçen ve 6136 sayılı Yasa kapsamında olduğu anlaşılan 1 adet fişek nedeniyle sanığın eyleminin 6136 sy Kanunun 13/4 madde fıkrasında kaldığının gözetilmesi …Y.8.CD.16.01.2018, 2017/17348-2018/435
- Sanığın evinde 23 adet mermi bulunmuş olması karşısında, eyleminin 6136 Sayılı Kanun’un 13/4. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun’un 13/1.maddesinden ceza verilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi – Karar: 2016/12999
- İkametinde yapılan aramada 39 adet mermi ele geçen sanık …‘ın eyleminin, 6136 Sayılı Kanun’un 13/4. maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/5037
- Sanıklardan Okyay’ın üzerinde ve evinde yapılan aramada iki adet ruhsatsız tabanca bulunması karşısında sanık hakkında 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi gereğince hüküm kurulurken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar: 2015/2382
- 1- Sanık Saim ile ilgili olarak, 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında belirtili suçun oluşabilmesi için 6136 sayılı Yasaya aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin satın alınması veya taşınması gerekmekte olup, teşebbüse elverişli olmayan bu suçta sanığın silah satın almaya çalışması şeklinde gerçekleşen eyleminde atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilip, sanıktan ele geçen 6136 sayıl Yasa kapsamında “1” adet muşta, “1” adet kama ve “4” adet merminin de dava konusu yapılması karşısında, TCK.nın 44. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle sanığın 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası ile cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini, 2- Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, suça konu mermilerin 50 ve daha az olması halinde 6136 sayılı Yasanın 13/4. maddesine uyan suçu oluşacağı gözetilerek, aracında yapılan aramada “30” adet mermi ele geçen sanık Fırat’ın eyleminin 6136 sayılı Yasanın 13/4. maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3661
- 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun mütemadi suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek, kendisinden iddianamenin düzenlendiği tarihten önce 2 adet ruhsatsız tabanca ele geçen hükümlünün eyleminin kül halinde tek bir 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturduğu gözetilmeden, her bir silah nedeniyle ayrı cezaya hükmolunması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/3365.
- Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanığa ait silahı oğlu tarafından kısa süreliğine alıp havaya ateş etmekten ibaret eylemde, silah taşıma kastı bulunmadığı, sanığın kendi adına taşıma ruhsatı bulunduğundan 6136 sy Kanuna aykırı davranma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden….Y.8.CD.06.07.2017; 14404/8791
- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.12.1997 gün ve 301/285 sayılı kararı da gözetilerek meskende bulundurma ruhsatlı tabancasını, güvenliği için ağabeyi M. Ç.’ ye verdiği kabul edilen sanığın bu eyleminde 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında düzenlenen suçun yasal unsurlarının bulunmadığı gözetilmeden, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/38585
- Sanığın ikametgahında yapılan aramada 6136 sayılı Yasa’nın 12/4. maddesi kapsamında vahim nitelikte bir adet mauser marka tüfek ile 7.65 mm. çapında bir adet tabancanın ele geçirilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin 6136 sayılı Yasa’nın 13/2. madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu ve alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfı bölünerek tabancaya ilişkin anılan Yasa’nın 13/3. madde ve fıkrası ile mahkumiyetine, yine aynı Yasa’nın 12/4. madde ve fıkrası kapsamında kalan tüfeğe ilişkin beraate karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/24430
- İkametinde ele geçen suça konu toplam 101 adet mermiden en az 51 adedinin patlatılarak atışa elverişli ve 6136 yasa kapsamında olduğu saptandıktan sonra sonucuna göre suç vasfının tayini gerekirken mermilerin sadece 21 tanesinin patlatılması suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek hüküm kurulması ...Y.8.CD.15.05.2018, 2016/7463-2018/5334
- Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinin (f) bendinde öngörülen tabancanın namlu uzunluğunun fişek yatağı hariç 30 cm, tüm uzunluğunun da 50 cm olması gerektiği biçiminde tanımlandığı, sanık M.S. nin ikametinde ele geçen kısa namlulu tüfeğin ise namlusunun fişek yatağı dahil 32 cm ve tüm uzunluğunun 52 cm bulunması nedeniyle bu tanıma uymadığı göz önüne alınıp, bu tüfek dolayısıyla ceza verilememelidir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/19338
- 06.12.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin uyarınca suça konu yivsiz setsiz av fişeği istimal eden silahın 6136 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilebilmesi için namlu uzunluğunun fişek yatağı hariç 30 cm. ve tüm uzunluğunun da 50 cm.’yi geçmemesi gerektiği, Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı raporuna göre de suça konu silahın tüm uzunluğunun 54 cm. olduğunun belirtilmesi karşısında, sanığa atılı 6136 sayılı Yasa’ya aykırılık suçunun oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2011/531
- Ruhsatsız olarak silah tamiri yapan sanığın işyerinde yapılan aramada; yasak nitelikte 2 adet silah ve 230 adet merminin ele geçmesi karşısında; sanığın eyleminin 6136 Sayılı Kanun’un 13/1. madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/5037
- Sanık Saim ile ilgili olarak, 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında belirtili suçun oluşabilmesi için 6136 sayılı Yasaya aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin satın alınması veya taşınması gerekmekte olup, teşebbüse elverişli olmayan bu suçta sanığın silah satın almaya çalışması şeklinde gerçekleşen eyleminde atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilip, sanıktan ele geçen 6136 sayılı Yasa kapsamında “1” adet muşta, “1” adet kama ve “4” adet merminin de dava konusu yapılması karşısında, TCK.nın 44. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle sanığın 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası ile cezalandırılması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3661
- Sanık Abdullah’ın olay akşamı saat 20.00-20.30 sıralarında şehir dışında çalışmakta olan oğlu Süleyman’ın telefon ederek, “evde nişan var, tabancayı bulunduğu yerden al, çocukların eline geçmesin” demesi üzerine, Süleyman’a ait bulundurma ruhsatlı tabancayı beline takarak dışarı çıktığı, sanığın belinde silah olduğunu gören bir kişinin Jandarma Karakolunu arayarak Abdullah’ın silah taşıdığı yönünde ihbarda bulunduğu, bunun üzerine kolluk güçlerinin köye hareket ettikleri, 21.30 sıralarında köy kahvehanesinde arama yapmaya başladıkları, bu sırada sanığı da kahvehanenin önünde görerek çağırıp aradıklarında üzerinde silahı buldukları, kahvehane ile sanığın evinin arasındaki mesafenin 500 metre civarında olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın silahı üzerinde taşıdığı sabittir, sanık silah taşıma eylemine kolluk görevlileri tarafından yakalanıncaya kadar devam etmiştir, yakalandığı yer evi veya evinin önü değildir, aksine kolluk tarafından yakalandığında evinden uzaklaşmaya devam etmektedir. Olayın oluş şekli de göz önünde bulundurulduğunda; oğlu Süleyman adına evde bulundurma ruhsatlı olan silahın, bulundurulmasına izin verilen yer dışında sanığın iradesi dahilinde 1 veya 1,5 saat süreyle, 500 metrelik mesafe boyunca ruhsatsız olarak taşınması nedeniyle, tabancanın sağlam ve atışa elverişli olduğunun bilirkişi raporuyla saptanması halinde ruhsatsız silah taşıma sucunun kast unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Yargıtay CGK – Karar : 2006/190
- Katılan Ahmetin ateşli silah ile yaralandığının adli rapordan anlaşılması, yaralamada kullanılan suç eşyasının ele geçirilmemesi, olay yerinde güvenlik kuvvetlerince tutulan tespit tutanağında boş kovanın elde edilmemiş olması nedeniyle, suçta kullanılan bu ateşli silahın 6136 sy Kanunun 12/4 madde ve fıkrasında belirtilen nitelikte silahlardan olduğuna dair kesin delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın 6136 sy Kanunun 13/1 madde ve fıkrası gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden….Y.8.CD.30.05.2016; 8246/7065
- Adli Tıp Başkanlığı raporuna göre, kesici delici namluya sahip bıçakların sustalı çakı olduğu ve her iki bıçağın kabza üzerinde bulunan susta mandalları arızalı olduğundan kabza içinde bulunan namlularının dışarıya çıkmadığı, ancak el yardımıyla açılan namluların susta kilidi vasıtasıyla kabza ucunda sabitlendiğinde mevcut haliyle her iki bıçağın 6136 sayılı Yasa kapsamına girdiğinin belirtilmesine karşın, mahkemede dinlenen bilirkişinin bıçaklardan birinin sabitlemesinin sağlam olmakla birlikte mandalının arızalı olduğunu ve sustalı tabir edilen bıçak olup 6136 sayılı Yasa kapsamına girdiğini, diğer otomatik olmayan ve bozuk olan bıçağın bulundurulmasının izne tabi olmadığını belirtmesi karşısında, çelişkinin giderilmesi için mevcut durumu itibariyle sanıkta ele geçen beyaz renkli bıçak ile olay yerinde ele geçen bıçağın üzerinde usulen bilirkişi incelemesi yaptırılarak düğmesine basılınca kesici kısmını birden ve kendiliğinden ortaya çıkaran ve sabitleştiren susta tertibatının bulunup bulunmadığı, 6136 sayılı Yasa kapsamına girip girmediği kesin biçimde saptanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmayla yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2010/6728
- Antika niteliği olan silahların bulundurulmasına izin verilmesinde zorunluluk bulunması karşısında ….Y.8.CD.05.06.2014;8204/13997
- Sanık A. K.’ın bulundurduğu kabul edilen zırh bıçağının ele geçirilememiş olması karşısında ne şekilde 6136 Sayılı Kanun kapsamında olduğu açıklanmadan yasak bıçak taşıma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması ve kabule göre de hükmün gerekçesinde teşdiden ceza tayin edildiği belirtilip alt sınırdan uygulama yapılarak hükümde çelişkiye neden olunması hukuka aykırıdır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2015/24065
- 4 adet niteliksiz silah ile ilgili cezalandırma yoluna gidilirken 6136 sy yasanın 13/1 fıkrası uyarınca silah sayısı gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle ceza tayinine gidilmesi gerektiğinin ….Y.8.CD.10.10.2013;3178/24818
- Sanık hakkında 6136 sayılı yasaya aykırılık eyleminden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Suçta kullanılan ancak ele geçirilemediği için nitelikleri ve 6136 sayılı yasa kapsamında olduğu teknik olarak tespit edilemeyen bıçak nedeni ile sanığın söz kosu bıçağı sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıdığına dair kastı olup olmadığı da tartışılmadan, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi – Karar: 2015/30949
- LANÇER tüfek bombasının 5237 sy TCK nın md 174/1 fıkrasında tanımı yapılan patlayıcı maddelerden olduğu, 6136 Kanun EK 5 ve fıkrasındaki silahlardan sayılamayacağı..Y.8.CD.16.05.2012;11687/16751
- 6136 Sayılı Kanunun 15 /son maddesine göre, aynı Kanun kapsamında taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin, hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşınmış olması gerekir. Katılan sanık H. G.’in, evinden bıçak alıp dışarı çıkması ve bu bıçağı yaralama suçunda kullanması şeklindeki eyleminde, ‘sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma’ unsurunun oluşmadığı gözetilmeden, bu suçtan beraati yerine 6136 Sayılı Kanunun 15 /son maddesiyle mahkumiyetine karar verilmesi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2015/25067
- Sanıkta ele geçen bıçağın 03.01.2010 tarihli ekspertiz raporuyla 6136 sayılı Yasanın 4 üncü maddesi kapsamında yasak nitelikte olmadığının belirlenmesi karşısında, oluşa göre de sanığın söz konusu bıçağı sırf saldırı amacıyla taşıdığının kanıtlanamaması dikkate alınarak atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi -Karar: 2012/29632
- Aracında yapılan aramada bir adet sustalı çakı ele geçen sanığın 6136 sayılı Yasanın 15/1 madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden. 6136 sayılı Yasanın 13/1 madde ve fıkrası uyarınca uygulama yapılması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2013/1426
- Oluşa, dosya kapsamına göre, sanığın suça konu ekmek bıçağını adam öldürmek suçunda kullandığı bu nedenle, 6136 sayılı Yasanın 15/4. maddesinde tanımlanan suçun oluştuğu gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi -Karar: 2013/8920
- Olay tarihinde farklı siyasal görüşlere sahip öğrenciler arasında çıkan toplumsal bir olaya müdahale eden Polis Memurunun sanığın üzerinde bir gazete kağıdına sarılı halde şüpheli bir cisim bulunduğunu fark etmesi üzerine sanığın bıçağı polise vermemek için direndiği, suça konu bıçağın sanıktan ele geçirildiği, bıçağın 6136 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereği yasak nitelikteki bıçaklar cümlesinden olmadığı anlaşılmakla birlikte, sanığın bıçağı bir gazete kağıdına sarıp imal ediliş amacının dışına çıkarak üzerinde taşıdığı ve bıçakla toplumsal bir olaya karıştığı da göz önüne alındığında salt saldırı amacıyla taşıma eyleminin 6136 sayılı Yasanın 15/4. madde ve fıkrasına uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/6498
- Gerek 6136 Sayılı Yasa, gerekse yasanın ruhsat uygulamasına ilişkin yönetmelik hükümleri, silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağını, süresi biten ruhsatların yenileme işlemlerinin nasıl yapılacağını, yenileme işleminin yapılmaması halinde izlenecek yöntemi ve taşıma ruhsatı süresinin sonunda yenilenmemiş ruhsatların kendiliğinden bulundurma ruhsatına dönüşeceğini ayrıntılı ve açık olarak düzenleme altına almış bulunmaktadır. Buna göre, silah taşıma ruhsatının 5 yıllık süresinin bitmesinden 1 ay önce idare tarafından ilgiliye tebligat çıkartılması, ruhsat yenileme işlemleri için 6 aylık bir süre öngörülmüş olması ve süresi biten taşıma ruhsatının, yenisi verilene kadar bulundurma ruhsatı yerine geçeceğinin hükme bağlanması, yasa koyucunun bu süreçte silahın taşınmasını engellemek amacını güttüğünü açıklıkla ortaya koymaktadır. Anılan normlar, süresi biten silah taşıma ruhsatının verdiği taşıma yetkisinin kesintiye uğradığını ve bulundurma ruhsatına dönüşerek sınırlandığını tartışılmaz netlikle ortaya koymaktadır. Taşıma ruhsat süresinin bitiminden önce yapılacak tebligat dışında başkaca herhangi bir tebligat yapılmasının anılan yasa ve yönetmelik hükümlerinde öngörülmediği, ruhsatın iptali ile silaha el konulmasından sonra devrinin sağlanması hususundaki 6 aylık sürenin el koymadan itibaren başlayacağı yönetmeliğin 3. maddesinde açıklıkla belirtilmiş olup, ruhsatın iptal edildiği konusunda ilgilisine tebligat yapma zorunluluğunun bulunmadığı açıktır. Uygulamada kolluk makamları tarafından ruhsatın iptal edildiği hususunda ilgilisine tebligat yapılması, yasa ve yönetmelikte öngörülmeyen bir fiili durum olup, bu tebligatın yapılmamış olması kişiye silah taşımayı sürdürebilme hak ve yetkisi vermeyecektir. Zira, yukarıda da açıklandığı üzere, taşıma ruhsatı yasa ve yönetmelik hükümleri gereği süresi sonunda başkaca hiçbir işleme ve ilgilisine duyuruda bulunulmasına gerek olmadan bulundurma ruhsatına dönüşeceği için, yasa koyucu tarafından öngörülmeyen bir hak ve yetkinin idari işlemle verilmesi ve ne zaman gerçekleşeceği belirsiz tebligata bağlanarak toplum düzeninin zafiyete uğratılmasına göz yumulması olanaksızdır. Nitekim yerleşmiş yargısal kararlarda da bu husus vurgulanmış, örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.05.1977 gün ve 171-194 sayılı; 28.05.1979 gün ve 177-253 sayılı; 18.11.2003 gün ve 269-276 sayılı kararlarında da taşıma ruhsatı süresinin sonunda ruhsatın bulundurma ruhsatına dönüşeceği ve olaysal değerlendirmelerin bu statü kapsamında yapılması gerekeceği kabul edilmiştir. Yargıtay CGK – Karar : 2005/61
- Sanıkta ele geçen bıçağın 03.01.2010 tarihli ekspertiz raporuyla 6136 sayılı Yasanın 4 üncü maddesi kapsamında yasak nitelikte olmadığının belirlenmesi karşısında, oluşa göre de sanığın söz konusu bıçağı sırf saldırı amacıyla taşıdığının kanıtlanamaması dikkate alınarak atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/29632
- Sanığın suça konu ekmek bıçağını adam öldürmek suçunda kullandığı bu nedenle, 6136 sayılı Yasanın 15/4. maddesinde tanımlanan suçun oluştuğu gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2013/8920
- Sanığın trafik uygulaması sırasında polis ekiplerinden kaçması üzerine durdurulduğu ve kendisine ait araçta yapılan aramada olay tutanağına göre, torpido gözü alt kısmında gizlenmiş olarak bulunan mermilerden haberinin olmadığı yönündeki savunmasının dosyadaki delillerle örtüşmediği nazara alınmadan…Y.8.CD.12.1.2017;8646/237
- Olay tarihinde farklı siyasal görüşlere sahip öğrenciler arasında çıkan toplumsal bir olaya müdahale eden Polis Memurunun sanığın üzerinde bir gazete kağıdına sarılı halde şüpheli bir cisim bulunduğunu fark etmesi üzerine sanığın bıçağı polise vermemek için direndiği, suça konu bıçağın sanıktan ele geçirildiği, bıçağın 6136 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereği yasak nitelikteki bıçaklar cümlesinden olmadığı anlaşılmakla birlikte, sanığın bıçağı bir gazete kağıdına sarıp imal ediliş amacının dışına çıkarak üzerinde taşıdığı ve bıçakla toplumsal bir olaya karıştığı da göz önüne alındığında salt saldırı amacıyla taşıma eylemi 6136 sayılı Yasanın 15/4. madde ve fıkrasına göre cezalandırılmalıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/6498
- 6136 Sayılı Kanunun 15/4. madde ve fıkrasına muhalefet suçunun ön ödemeye tabi olması nedeniyle, yöntemince ön ödeme önerisinde bulunulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2015/17365
- 1- Suça konu 56 adet bıçaktan sadece 1 adedinin Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesine 6136 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmek üzere gönderilmesi karşısında, emanetteki tüm bıçakların Kriminal Laboratuvar veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek 6136 sayılı Yasa kapsamında bulundurulması, taşınması izne tabi bıçaklardan olup olmadığına dair rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması, 2- Sanığın yasak bıçak satma eyleminin 6136 sayılı Yasanın 15/1 inci maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden 6136 s. Kanunun 14/1 inci maddesiyle hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/29826
- Oluşa, tüm dosya kapsamına göre; aşamalardaki tutarlı savunmasında tabancanın dedesinden kaldığını ve 30 yıldır evinde hatıra olarak sakladığını belirten sanığın gerçekleşen eyleminin, 6136 Sayılı Kanunun 13/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden, 6136 Sayılı Kanunun 13/1. madde ve fıkrası kapsamında kaldığından bahisle yazılı biçimde uygulama yapılması hukuka aykırıdır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2012/30293
- Namlusu sonradan değiştirilmek suretiyle antika vasfını yitiren vahim nitelikli tüfek dolayısıyla sanığın 6136 sy Kanun md 13/2 madde ve fıkrası gereğince cezalandırılması gerektiği …Y.8.CD.24.06.2010; 2525/9165
- Ses ve gaz fişeği atabilen silahların, 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve aynı kanun hükümlerine tabi silahlardan açıkça ayırt edilmesini sağlayan rengi ve şekli belirtilen bir işaret taşıyacak şekilde üretilmeleri zorunludur. Bu tip silahları 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar 5729 sayılı Kanunun 4/1, ticaret kastı taşımadan teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştürenler ise 6136 sayılı Kanunun 13/5. maddesi delaletiyle 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılacaktır. Usulüne uygun imal edilmemesi ya da sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapılması nedeniyle yalnızca ses ve gaz fişeği değil, ayrıca mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki cisimleri de atabilen silahlar yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olup memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaktır. Bu nedenle, ses ve gaz fişeği atabilen bir silahın teknik özelliklerinde bir değişiklik olmamasına karşın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah olduğu iddiasıyla bir kamu davası açılması durumunda öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup, doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfında mı üretildiği, yoksa anılan kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilip bilahare de bu imkandan yararlanılarak teknik özelliklerinde değişiklik yapılması sonucunda bu kanun hükümlerine tabi silah vasfına mı dönüştürüldüğü tereddüte yer bırakmayacak biçimde tespit edilmeli, daha sonra da suça konu silahın üretim tarihi, bu tarih itibariyle üretim ve ithalinin tabi olduğu usul ve esaslar, mekanik yapısı, görünümü, silahla birlikte çapına uygun ateşli silah fişeği ele geçip geçmediği gibi hususlar üzerinde durularak, niteliğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun bilinip bilmediği belirlenmeli, sonucuna göre de sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmelidir. Yargıtay CGK – Karar: 2014/362
- Olay tarihinde yanında taşıdığı 6136 kapsamında yasak olmayan çakı bıçağı ile müştekiye ait aracın lastiğini kesen hükümlünün, olayda kullandığı aleti sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıdığına dair delil bulunmadığı gözetilmeden….Y.8.CD.19.04.2018;15685/4499
- Sanık ile katılanlar arasında, katılanların evinin yakınına sondaj yapılması ve krom maden arıtma tesisi açılması meselesinden kaynaklanan husumet bulunduğu, olay günü gece saatlerinde katılanların oturdukları sırada evlerine doğru silahla ateş edildiğini ve bu eylemle ilgili olarak sanıktan şüphelendiklerini aşamalarda ısrarla iddia etmeleri, sanığın ise olay günü ve yaklaşık bir yıl öncesine kadar herhangi bir silahla ateş etmediğini beyan etmesi karşısında, iddialarının samimi görülüp görülmediği açıklanmadan ve olay yerine gelen jandarma ekibi tarafından katılanın evinin önünde 7 adet 9 mm çaplı boş kovanın ve evin kapısı ve duvarlarında mermi çarpma izleri ile parçalanmış mermi çekirdeğinin ele geçirildiğine dair tutanak ile olayın ertesi günü sanıktan alınan el svaplarında sağ el iç kısmında atış artığına rastlandığına ilişkin jandarma kriminal laboratuvar raporu yöntemince tartışılıp reddedilmeden, yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2014/19630
- Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı 23.01.2014 tarihli ekspertiz raporuna göre, 24.11.2013 tarihinde meydana gelen yaralama olayında elde edilen “2” adet kovanın 31.12.2013 tarihinde sanıktan elde edilen tabancadan atıldığının belirtilmesi ve 24.11.2013 tarihli olayla ilgili sanık hakkında, 31.10.2014 tarihli iddianame ile Adıyaman 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1183 esas numarası ile dava açıldığı, mahkumiyet kararı verildiği ve hükmün temyiz edildiği anlaşılmakla; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun kesintisiz suçlardan olduğu ve hukuki kesintiyi oluşturan iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı, gözetilerek dosyaların birleştirilmesi, birleştirme mümkün olmadığı takdirde, bahse konu dava dosyasının onaylı suretleri dosya arasına konularak incelendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması bozma nedenidir. Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2018/294
- Sanığın cezaevinden aldığı permatikten çıkararak mağduru yaralamakta kullandığı jiletin 6136 sy kanunun 15/3 maddesi kapsamında amacı dışında kullanılması yasak silah kapsamında kalmadığı gözetilmeden TCK nın 297/1 maddesinin son cümlesi uygulanarak sanık hakkında fazla ceza tayini….Y.9.CD.26.03.2014; 939/3512
- Sanık hakkında Kanuni marka silahtan dolayı 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca kurulan mahkumiyet hükmü yönünden ise; taşıma süresi dolduğu anlaşılan Brovning marka silahın da 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi kapsamında kaldığı, kesintisiz suçlardan olan 6136 sayılı yasaya aykırılık eyleminden dolayı her iki silahla ilgili TCK 61. maddedeki koşullar uyarınca değerlendirme yapılarak sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca bir kez mahkumiyet hükmü kurulacağının gözetilmemesi, bozma nedenidir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2018/13511
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/24272
Karar : 2025/277
Tarih : 09.01.2025
Sanığa yüklenen iki ayrı silah ticareti yapma eylemi arasında hukuki veya fiili kesinti olmadığı durumda eylemin tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak iddianamenin düzenlenmesi ile hukuki kesintinin ya da suç işleme kararının yenilendiği kabul edilen yakalanma, tutuklanma gibi hallerde fiili kesintinin oluştuğu kabul edilerek sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği belirlenerek yapılan incelemede….
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/24473
Karar : 2024/8988
Tarih : 25.11.2024
Olay tarihinde sürücülüğünü temyiz dışı …’ın yaptığı araçta yapılan adli arama sonucunda suça konu 4 adet silah ile 50 adet fişeğin ele geçtiği, alınan uzmanlık raporunda söz konusu silahların yarı ve tam otomatik oldukları, 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikte bulunduğu ve vehamet arz ettiklerinin belirtildiği, …’ın alınan ifadesinde suça konu silahları sanık …’ın aracılığıyla sanık …’tan aldığını beyan ettiği, sanık …’ın da , ikrar içeren savunmasında …’ın silah aradığını bildiği için kardeşi …’un sosyal medya platformunda paylaştığını gördüğü silah resimlerini …’a gönderdiğini, başkaca eyleminin bulunmadığını, taraflarının buluşarak silah alım satımında bulunduklarından bile haberdar olmadığını beyan ettiği, temyiz dışı sanık … tarafından dosyaya sunulan ve sanık … ile telefon görüşmelerini içeren ekran görüntülerinin sanık …’ın beyanını doğruladığı göz önüne alındığında, sanık …’ın eyleminin temyiz dışı sanık …’ın vahim nitelikteki silahları bulundurma suçuna yardım eden niteliğinde olduğunu kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamış, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/21617
Karar : 2024/8673
Tarih : 13.11.2024
Sanık …’in, 28 adet ruhsatsız silahı sanık …’ten alıp sanık …’e vermek üzere İstanbul ilinden Afyonkarahisar iline yönetimindeki aracı ile yola çıktığı, yol güvenliği almak amacıyla da sanık …’ün sevk ve idaresinde olup içerisinde sanık … ve sanık …’in de bulunduğu aracı öncü olarak kullandığı, ruhsatsız silahların sahibin sanık … olup, sanık …’in sanık …’i ruhsatsız silah sevkiyatında kurye olarak kullandığı olayda birlikte hareket eden sanıklar ..., … …, … ve …’ün üzerine atılı ” silah ticareti ” suçu sabit görülmüş ve eylemlerine uyan 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına, silahların miktar bakımından vahim nitelikte olması nedeniyle aynı Kanun’un 12 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince cezalarında ayrı ayrı yarı oranında artırım yapılmasına, sanık …’in bireysel kabul edilen eylemi teşebbüs aşamasında kaldığından hakkında 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası ile 5237 sayılı Kanun’un 35 nci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/21648
Karar : 2024/8076
Tarih : 30.10.2024
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular konusunda, Bölge Adliye Mahkemesince isabetsizlik bulunmadığı ancak; bir tek silahın değil, birçok silahın kazanç amacıyla satılması, satışa arzedilmesi yada bu amaçla muhafaza edilmesi halinde silah ticaretinin oluşacağı, silahların değişik kişilere satılması yada aynı kişiye birden çok silah satılması fiillerinin ticaretin gereği ve suçun yasal unsuru olan birden çok satışa dahil olduğundan sanıklara yüklenen tüm eylemlerin kül halinde tek bir 6136 sayılı Kanun’un 12/1-4 maddesi uyarınca silah ticareti yapma suçuna uyacağı ve kesintisiz suçlardan olup birden çok alışveriş suçun unsurları içinde kabul edilmesi gerektiğinden zincirleme suç hükmüne dair 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezanın artırılamayacağından anılan madde uygulamasının hükümlerden çıkartılması suretiyle hükümlerin düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/22621
Karar : 2024/7890
Tarih : 22.10.2024
Tüm dosya kapsamı birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; alınan arama ve el koyma kararları sonrası hurdacı dükkanı ve müştemiletlarında, sanık …’a ait araç ve ikamette arama yapıldığı, hurdacı dükkanı ve müştemilatlarında yapılan arama sonucu 20 adet üzerinde ibare bulunmayan, seri numaralı kazınmış silah (tabanca) ve 57 adet farklı markalarda fişek ele geçirildiği, yaptırılan kriminal inceleme sonucu … Jandarma Kriminal Laboratuvar Müdürlüğünden alınan 29.11.2023 tarihli uzmanlık raporunda; ele geçirilen tabancaların ses tabancası iken tadil edilmek suretiyle 9×19 mm çapında fişek istimal eder hale getirilmiş oldukları, emniyet ve ateşleme sistemleri ile şarjörlerinin sağlam ve işler durumda olduğu, atışlarına mani mekanik herhangi bir arızalarının bulunmadığı, yapılan deneme ve mukayese atışlarında rastgele alınan kırk adedini patlattıkları, tabancaların; 6136 Sayılı Kanun kapsamındaki, vahim nitelikte olmayan ateşli silahlardan olduğu, Sanık …’a ait 1 Adet cep telefonu üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporunda; cep telefonu içerisinde mesaj görüşmelerinde silah ticaretine ilişkin mesajlaşmaların bulunduğu (Kara isimli kişinin sanık …’a “abi bunlar sıkıntı namlu biliyorsun mermi atınca namlu çıkıyor” “fiyat ne olacak bana abi” şeklinde yazışma kayıtlarının bulunduğu), ayrıca fotoğraflarda çok sayıda çeşitli marka ve modellerde tabancaların resimlerinin bulunduğu, 6136 sayılı kanunun 12. Maddesinde düzenlenen silah ticareti suçunun seçimlik hareketli suçlardan olduğu, ticari amaçla silahın bulundurulması eyleminin de bu seçimlik hareketlerden biri olduğu, silahların sayısı ve çeşitliliği, telefonunda yapılan incelemede ticarete ilişkin yazışmaların bulunması hususları birlikte ele alındığında sanığın ticari maksatla bulundurmadığı yönündeki kendisini suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilen soyut savunmalarına itibar edilmediği, suçun işleniş şekli ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren bir miktar alt sınırdan uzaklaşıldığı, bu haliyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/4054
Karar : 2024/1153
Tarih : 12.02.2024
Sanığın savunmaları, 15.02.2022 tarihli uzmanlık raporu, tutulan tutanaklar birlikte değerlendirildiğinde sanığın 18.01.2022 tarihinde İzmir ili Bornova ilçesi Hükümet Konağı karşısında durumundan şüphelenilmesi nedeniyle sanığın kaba üst aramasında herhangi bir suç unsuru ele geçirilmediği ancak yanındaki beyaz renkli çuval içerisinde ne olduğu sorulduğunda kendisine ait akrep tabir edilen uzun namlulu silah olduğunu ve rızasıyla teslim edebileceğini söylemesi üzerine suç konusu uzun namlulu silahın ele geçirildiği yapılan balistik kriminal incelemesinde sanıktan ele geçen uzun namlulu, seri atış yapılabilen vahim nitelikli ateşli silahlı olduğu tespit edildiği , her ne kadar sanık hakkında 6136 sayılı Kanunun 12/1-4 uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 13/2 kapsamında kaldığı, tüm aşamalarda samimi beyanı, sanığın eyleminin 6136 sayılı Kanunun 12/4 maddesi kapsamında kalan silahı satmak amacıyla taşırken yakalandığı iddiasıyla silah ticareti suçundan her ne kadar kamu davası açılmış ise de alınan uzmanlık raporundan, dava konusu silahın 6136 sayılı Kanunun kanun kapsamında vahim nitelikte olmayan silahlardan olduğu anlaşılmış, tek silah satışının sabit olması halinde dahi 6136 sayılı Kanunun 12/1 maddesinde öngörülen silah ticareti suçunun yayma ve tehlikeyi genişleterek çoğaltma şeklinde ifade edilen unsurların oluşmadığı eylemin kişisel gelişimine dayalı, bireysel satış niteliğinde olduğu ve bu haliyle eylemin 6136 sayılı Kanunun 13/2 maddesine göre değerlendirilmesi gerekeceğinden sanığın eylemine uyan 6136 sayılı Kanunun 13/2 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/12181
Karar : 2021/18985
Tarih : 13.10.2021
6136 sayılı Yasanın 13. maddesinde ruhsatsız silah, bıçak veya mermi bulundurma, satın alma veya taşıma suçu düzenlenmiş olup, kanun maddesine göre suç teşkil eden eylemler; ruhsatsız silah veya mermi bulundurma, ruhsatsız silah veya mermi taşıma, ruhsatsız silah veya mermi satın alma, bulundurma, ruhsatlı silah veya diğer aletleri taşıma, bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satmak, satmaya aracılık etmek, satın almaktır. Ruhsatsız silah satın alma suçu, bireysel ihtiyacını karşılamak amacı ile bulundurma veya taşıma ruhsatı olmayan bir silahın satın alınması ile oluşur. Silahın ticari bir amaçla satın alınması halinde ” silah ticareti” suçu oluşur. Sanık …’ın tapelerde geçen “Onu göndereyim. Bir de ikincisi sen bir ara benden bir tane araba istiyordun ya diyordun babam şey yapsın bi yerlere koysun zamanı gelir lazım olur büyük” dediği, sanık …’in “He he he he” dediği, sanık …’ ın “Sana, denemesini yaparken videosunu da çektim sana atayım bir bak” dediği, sanık …’ in “Tamam abi” dediği, sanık …’ın “Şey sabit değil küçülüyor biliyor musun” diyerek seyyar dipçikli olduğunu belirttiği, sanık …’in “Bi at abi bakayım.” dediği, sanık …’ın “Tamam görüşürüz sağolasın” dediği bu haliyle sanık …’ın elinde bulunan ve … köyünde muhafaza ettiği Kaleşnikov marka silahı, sanık …’e satmak istediği, sanık …’e silahın denenmesi aşamasında çekilen videosunu gönderebileceğini söylediği, sanık …’in de silah denemesine ait görüntüyü göndermesini istediği, sanık …’ın bahse konu Kaleşnikov marka silahın seyyar dipçikli olduğunu üstü kapalı bir şekilde belirttiği ve …’in paramız yoksa da bulacağız şeklindeki sözleri değerlendirildiğinde, somut olayda; sanık …’in aşamalarda değişmeyen suça konu malzemelerin diğer sanık … tarafından aracın bagajına bırakıldığına ve çanta içeriğini bilmediğine ilişkin savunmaları, çanta üzerinde parmak izi incelemesi yapılmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanık … ile telefon görüşmeleri ve olayın oluş şekline göre sanık …’in kaleşnikof silah satın alacağı belirlenmiş ise de çanta içerisinde bulunan ek 5 madde kapsamındaki iki adet fişeğin varlığından haberdar olup olmadığına dair delil bulunmadığı anlaşılmakla dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile sanığın cezasında 6136 sayılı Yasaya 2478 sayılı Kanun ile eklenen ek 5. maddesi gereğince artırım yapılması suretiyle cezanın fazla tayini.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2019/13096
Karar : 2019/14986
Tarih : 16.12.2019
Oluşa, iletişim tespit tutanaklarına, sanıkların savunmalarına, suça konu silahlar ile mermilerin ele geçiş biçimine ve tüm dosya kapsamına göre; 10.11.2012 tarihli üçüncü eylemde sanık …’ın dava dışı sanık … adlı şahsa satmak üzere sanık …’e teslim etmesi; 14.11.2012 tarihli dördüncü eylemde ise sanık …’ın daha evvel sanık … tarafından temin edilip sanık … tarafından satılan silahın arızalı çıkması üzerine, sanık … ile birlikte silahı değiştirmek için sanık …’ın ikametine gitmeleri, bir süre sonra ayrılmaları, yolda sanık …’in araçtan inmesi, daha sonra yol aramasında sanık …’nin silahla birlikte yakalanması, 01.01.2013 tarihli yedinci eylemde sanık …’ın aracında yapılan aramada 1 adet silah ele geçmesi, 18.01.2013 tarihli dokuzuncu eylemde sanık … ile Hikmet’in görüşmelerinden sonra yola çıkan sanık …’ın aracında yapılan aramada 1 adet silah ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin; sanıklar Murat ve Hikmet’in ayrı ayrı bireysel silah ticaretini oluşturduğu, sanıkların kendi nam ve hesaplarına hareket ettikleri, kâr paylaşımında bulunmadıkları anlaşılmakla; sanıkların 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalandırılmaları suretiyle fazla ceza tayini…
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/18947
Karar : 2024/8409
Tarih : 06.11.2024
Soruşturma aşamasında birlikte hareket ederek satın aldıkları silahları Sivas İli’nde satmayı planladıklarını ekonomik yönden rahatlamak için bu şekilde hareket ettiklerini beyan ederek ikrarda bulunan sanıkların fikir ve … birliği içinde hareket ederek İstanbul İli’nden temin ettikleri 4 adat tabancayı Sivas İli’nde satmak amacıyla naklederken yakalanmak suretiyle 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen toplu silah ticareti suçunu işledikleri sabit görülerek atılı suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/375
Karar : 2024/6933
Tarih : 23.09.2024
5271 sayılı Kanun’un “Başvuru” başlıklı 256 ncı maddesinin birinci fıkrası; “(1) Müsadere kararı verilmesi gereken hâllerde, kamu davası açılmamış veya kamu davası açılmış olup da esasla beraber bir karar verilmemişse; karar verilmesi için, Cumhuriyet savcısı veya katılan, davayı görmeye yetkili mahkemeye başvurabilir.” Aynı Kanun’un ” Suç konusu olmayan eşyanın müsaderesi” başlıklı 259 uncu maddesi; “Suç konusu olmayıp sadece müsadereye tâbi bulunan eşyanın müsaderesine sulh ceza hâkimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilir.” Şeklinde düzenlenmiş olup bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 22.02.2022 tarihli raporunda mevcut durumu ile 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olmadığı ancak arızasının bir silah ustasının esaslı ve aletli müdahalesi ile giderilmesi halinde 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silah vasfını kazanacağının belirtilmesi karşısında, 5095 sayılı Kanun ile onaylanan ve Bakanlar Kurulu’nun 30 Mart 2004 gün ve 709 sayılı kararı ile 26.04.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Ateşli Silahlar, Parçaları ve Aksamları ile Mühimmatının Yasadışı Üretimine ve Kaçakçılığına Karşı Protokolün 6 ve 9 uncu maddeleri gözetilerek itirazın kabulü ile adli emanete kayıtlı silah ve şarjörünün müsaderesine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/17217
Karar : 2024/3444
Tarih : 24.04.2024
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2024 tarihli kararıyla, sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan 6136 sayılı Kanun’un 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası, EK-5 inci maddesi, 3713 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 21 ay hapis ve 35.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, olay günü sanık …’nın, sanık … ve BTÖ mensubu başka bir şahıstan aldığı yasak niteliği haiz silahları temyiz dışı sanık Ali İhsan Şanli’nın işyerinde saklamak için aracıyla getirdiği sırada yakalandıkları, Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nden alınan 14.06.2018 tarihli uzmanlık raporuna göre, suça konu 1979 SG 24662 ve1974 NX 2655 numaralı silahların 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen vahim silahlardan olduklarının, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü’nden alınan 14.08.2018 tarihli ekspertiz raporuna göre, patlamamış bir adet PG-7 roket mühimmatı ve mühimmata ait 1 adet sevk motorunun askeri amaçla fabrikasyon olarak imal edilmiş mühimmat olduğu, bu itibarla bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanılan PG-7 anti tank roketatar mühimmatının canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliklere sahip ve 6136 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesi kapsamında olduğunun tespit edildiği, böylece sanıkların yasak niteliği haiz silahları terör örgütü faaliyeti çerçevesinde bulundurdukları anlaşılmakla, Mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/4738
Karar : 2025/1725
Tarih : 05.03.2025
6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçu temadi eden suçlardan olup sanığa yüklenen iki eylem arasında hukuki veya fiili kesinti olmadığı durumda eylemin tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak iddianamenin düzenlenmesi ile hukuki kesintinin ya da suç işleme kararının yenilendiği kabul edilen yakalanma, tutuklanma gibi hallerde fiili kesintinin oluştuğu kabul edilerek sanığın her bir eylemi için ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği hususu Dairemizin yerleşik içtihatları ile kabul edilmektedir. 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçunun kesintisiz suçlardan olması ve hükümlünün yukarıda belirtilen her iki eylem arasında hukuki ve fiili kesintinin bulunmaması, bu suçun bünyesinde sürekliliği de kapsaması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin de uygulanamayacağı cihetle, İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesine 10.11.2015 tarihli sonraki iddianame ile açılan davanın 5271 sayılı Kanun’un 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/3720
Karar : 2025/551
Tarih : 20.01.2025
6136 sayılı Kanun’un 15. maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.” Şeklindeki hüküm uyarınca 6136 sayılı Kanun’un 4. maddesinde belirtilen yasak niteliği haiz bıçak taşıma eyleminin, aynı Kanun’un 15/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, inceleme konusu dava dosyasında hükümlünün eyleminin, bir adet bıçak ve bir adet silah taşıma şeklinde olduğu gözetildiğinde eylemin 6136 sayılı Kanun’un 15/1 ve 13/1. maddelerinde düzenlenen suçlara temas ettiği, buna göre 5237 sayılı Kanun’un 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, hükümlü hakkında en ağır cezayı gerektiren suç olan sadece 6136 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayini gerekirken, ayrıca uygulama yeri bulunmayan aynı Kanun’un 14/1. maddesi uyarınca da mahkumiyet kararı verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/1732
Karar : 2024/8408
Tarih : 06.11.2024
İnceleme konusu hükümde; 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında tanımlanan suçun tehlike suçu olması ve “taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması halinde oluşacağının” belirtilmesi, hükümlüden ele geçirilen ve 6136 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan suça konu ekmek bıçağının kasten yaralama suçunun işlenmesi esnasında kullanıldığı ve hükümlünün kasten yaralama suçundan da mahkum olduğunun anlaşılması karşısında “sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma” suçunun unsurunun oluşmadığı bu nedenle ayrıca 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılamayacağı gözetilmeden bu suçtan mahkumiyetine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/1861
Karar : 2024/4420
Tarih : 22.05.2024
6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tanımlanan suçun tehlike suçu olması ve “taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması halinde oluşacağının” belirtilmesi karşısında, suçta kullanılan bıçağın anılan Kanun’un dördüncü maddesi kapsamında yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının uzmanlık raporuyla tespit olunduğu ve hükümlünün kovuşturma evresinde alınan savunmasında hasımları olduğu için suça konu silahı bulundurduğunu beyan ettiği bu nedenle eyleminin 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında kaldığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/602
Karar : 2024/3227
Tarih : 17.04.2024
6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tanımlanan suçun tehlike suçu olması ve “taşınması ve bulundurulması yasak olmayan bıçak ve diğer aletlerin bir suçta kullanılmaksızın sırf saldırı amacıyla taşınması halinde oluşacağının” belirtilmesi karşısında, suçta kullanılan bıçağın anılan Kanun’un dördüncü maddesi kapsamında yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının uzmanlık raporuyla tespit olunması halinde, suça konu bıçağın tehdit ve yaralama suçunda kullanıldığı ve hükümlünün yaralama ve tehdit suçlarından mahkum olduğu hususları nazara alınarak “sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıma” unsurunun oluşmayacağı bu nedenle sanığın ayrıca 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılamayacağının gözetilmemesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas : 2014/708
Karar : 2016/225
Tarih : 03.05.2016
Sanık hakkında silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan kamu davası açıldığı, asliye ceza mahkemesince yargılama aşamasında suça konu bıçağın bilirkişiye incelettirildiği, duruşma tutanağında, bilirkişi listesinde adı yazılı olup, polis noktasında görevli bulunduğu belirtilen, ancak uzmanlığı konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmeyen polis memuru bilirkişinin, söz konusu bıçağın yasak kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdiği, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ise sanıkta ele geçirilen ve namlu sabitleme sistemi olan bıçağın sustalı çakı benzeri olarak mütalaa edildiği, yasak kapsamda bulunduğuna ilişkin açık bir tespit yapılmadan, yasak kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağının ifade edildiği, bu durum karşısında suça konu olan bıçağın taşınması veya bulundurulmasının suç teşkil edip etmeyeceği hususunda tereddüt oluştuğu ve bu şartlar altında sanığın yasak niteliği haiz bıçak taşımak suçundan mahkûmiyetine karar verilmesinin mümkün olmadığı, bu durum karşısında suça konu bıçağın yasak kapsamda bulunup bulunmadığına ilişkin tereddütlerin giderilmesi amacıyla polis ya da jandarma kriminal laboratuvarı veya başka bir kurum ya da bilirkişiden rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekmektedir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/6849
Karar : 2024/637
Tarih : 23.01.2024
Dosyadaki mevcut tape kayıtları, sanık savunması ve dava dosyası kapsamındaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, 30.11.2012 tarihli …’e silah satılması olayında sanığın diğer sanıklar … ve … ile kimliği tespit edilemeyen şahıstan silah satın alıp sanık … aracılığıyla …’e silahı sattığı olayda sanık …’in 1 adet silah satılması olayına aracılık etmesi eyleminin 6136 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi birinci fıkrasında öngörülen silah ticareti suçunun, yayma ve tehlikeyi genişleterek çoğaltma şeklinde ifade edilen unsurlarının oluşmadığı, eylemin bireysel satış niteliğinde olduğu ve 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı Kanun’un 12 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/16179
Karar : 2024/3484
Tarih : 25.04.2024
Oluşa, sanıkların ve diğer suça sürüklenen çocuğun savunmalarına, müştekinin beyanlarına, olay yeri görgü ve tespit tutanağına, uzmanlık raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; müşteki …’ın, Silopi ilçesi Görümlü Beldesi Boğaz Mahallesi muhtarı ve aynı zamanda köy korucusu olduğu, bu sıfatları sebebi ile kendisine suça konu ruhsatlı silahın verildiği, bu silahın evde oğlu olan diğer suça sürüklenen çocuk tarafından babası …’ın bilgi ve rızası dışında alınarak maddi ihtiyacı nedeniyle satması için sanık …’e verildiği, …’in ise silahı önce satılması, değişen sonraki beyanlara göre ise tamir edilmesi amacıyla diğer sanık …’a teslim ettiği, sanık … tarafından da bu silahın başka bir şahsa verildiği, ancak bu şahsın kesin biçimde tespit edilemediği, suça konu Kalashnikov marka tüfeğin uzmanlık raporuna göre ise, atışına mani herhangi bir arızasının bulunmayıp, 6136 sayılı Kanun kapsamına giren vahim nitelikteki ateşli silahlardan olduğu anlaşılmakla, sanıkların bir adet ruhsatlı vahim nitelikteki silahı kişisel ilişkiye dayalı bireysel olarak el değiştirmesi veya satışında aracı olmaları eylemlerinde, toplu silah ticareti ve yayma, tehlikeyi genişleterek çoğaltma amaçlarının olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan delillerin mevcut olmadığı, somut olayda sanıkların birlikte başkaca silah bulundurdukları ve sattıklarının da belirlenemediği, suça konu silahın muhtar ve aynı zamanda köy korucusu olan … adına ruhsatlı olduğu ve bu silahın sanık …’a, … tarafında da başka bir şahsa silah ticareti yapmak amacıyla satıldığı hususunda da dosyada yeterli delil bulunmadığı, suça konu silahı sanık …’ta alan şahsın da kesin biçimde saptanamadığı, sanıkların toplu veya bireysel silah ticareti ve yayma kastlarının olmadığı, 6136 sayılı Kanun’un 12. maddesinde öngörülen silah ticareti suçunun, yayma ve tehlikeyi genişleterek çoğaltma şeklinde ifade edilen unsurlarının oluşmadığı, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek toplu veya bireysel silah ticareti yaptıklarına dair mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı bir delilin olmaması, atılı suçta suç kastlarının da bulunmaması nedeniyle, sanıkların bir adet ruhsatlı silahı belirli sürelerle taşınmaları eylemlerinin ise, 6136 sayılı Kanun’un 13/2. maddesinde tanımlanan vahim nitelikte silah taşıma suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında sanıkların 6136 sayılı Kanun’un 13/2, Türk Ceza Kanunu’nun 62/1, 52/2-4,53 ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/427
Karar : 2024/6625
Tarih : 16.09.2024
Sanık …’in kurusıkı tabancaların namlu uçlarını değiştirerek gerçeğe dönüştürdüğü ihbarı üzerine alınan arama kararı çerçevesinde sanığın işyeri ve eklentilerinde yapılan aramada bir adet matkap makinesi sabit, bir adet tezgah üzerine monteli mengene, 1 adet elektrikli zımpara makinesi sabit, 2 adet seyyar sehpa, 4 adet tornavida, 2 adet eye, 1 adet demir çekiç, 1 adet tahtadan yapılmış namlu düzeltme aparatı ele geçirilmiş, 140 adet av tüfeği namlusu, 19 adet av tüfeği namlusu gövdesi, 350 adet tabanca namlusu, 85 adet tabanca kabzası, 579 adet plastik şarjör alt malzemesi, 150 adet tabanca horoz tertibatı, 100 adet tabanca horoz çeltiği, 11 adet tabanca mekanizması, 165 adet tabanca icra yayı, 426 adet şarjör mandalı, 1010 adet plastik tetik tertibatı, 100 adet metal tetik tertibatı, 152 adet kapak takımı sökme mandalı, 80 adet tabanca şarjörü, 26 adet gri renkli tabanca kapak takımı, 22 adet tabanca kapak takımı, 602 adet tabanca icra mili, saman balyaları arasına saklanmış 2 adet tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildiği, arama sırasında olay yerinde diğer sanık …’in de bulunduğu ve diğer sanığın silah fabrikasında geçmişte uzun yıllar çalışmış işçisi olduğu, Makine Kimya Enstitüsündan alınan bilirkişi raporunda, arama sonucunda ele geçirilen materyaller ile silah üretilebileceği, ele geçirilen ve 7,65 çapında fişek istismal edebilen tabanca ve henüz silah haline getirilmemiş parçaların tasarımına, üretim yöntemine gerekli hazırlıkları yapılan seri üretim alt yapısına bakıldığında nihai ölçülerin tespit edildiği, seri üretime yönelik kalıp yatırımlarının yapıldığı, bu sayede kısa sürede fazla sayıda silah imalatı için gerekli alt yapının hazırlanarak seri üretime geçildiğinin belirtildiği anlaşılmakla…
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/4754
Karar : 2025/1842
Tarih : 06.03.2025
Hükümlünün, olay günü ikametinde yapılan arama sırasında 1 adet şarjör, 1 adet 9 mm ve 6 adet 7,65 mm çapından fişeğin ele geçirildiği, suç eşyalarının kriminal rapordan anlaşılacağı üzere 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğu anlaşılmakla; Dairemizin süregelen uygulamalarına göre, evde veya işyerinde bulundurulan mermilerin 50 adet veya daha az olması halinde 6136 sayılı Kanun’un 13/4; 51-250 adet arasında olması durumunda 13/3. madde ve fıkrasına; 251 adet ve daha fazla olması halinde ise 13/1. maddesine uyan suçun oluşacağı cihetle, sanığın evinde yapılan aramada toplam 7 adet fişeğin ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, üzerine atılı suçun 6136 sayılı Kanun’un 13/4. maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde aynı Kanun’un 13/3. maddesi uyarınca fazla ceza tayini, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
Esas : 2021/292
Karar : 2024/82
Tarih : 21.02.2024
Ses ve gaz fişeği atabilen bir silaha ilişkin 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah olduğu iddiasıyla bir kamu davası açılması durumunda öncelikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfında mı üretildiği yoksa anılan Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilip bilahare de bu imkândan yararlanılarak teknik özelliklerinde değişiklik yapılması sonucunda bu Kanun hükümlerine tabi silah vasfına mı dönüştürüldüğünün tereddüte yer bırakmayacak biçimde tespit edilmesi gerekmekte ise de; somut olayda sanığın söz konusu silahı 4-5 yıl önce beyaz eşya satışı yaptığı bir kişinin borcuna karşılık kendisine verdiğine yönelik savunmasına göre bu silahın ses ve gaz fişeği atabilen silahlara ilişkin yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesinden önceki bir tarihte üretilmiş olması, o dönemde üretilen silahlara ilişkin ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında herhangi bir bilgi bulunmaması, ayrıca suça konu silahın gerek Jandarma Genel Komutanlığı Bursa Kriminal Laboratuvar Amirliği gerekse Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesi tarafından incelenip teknik özelliklerine ilişkin rapor düzenlenmesi hususları göz önüne alındığında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı doğrultusunda bahse konu silaha ilişkin yeni bir rapor alınmasının sonuca etkili olmayacağı, usul ekonomisine aykırı bu durumun yargılamanın uzaması sonucunu da doğuracağı değerlendirilmekle sanık hakkında eksik araştırma ile karar verilmediği, Dosya kapsamında yer alan 07.05.2010 ve 18.10.2012 tarihli bilirkişi raporlarında benzer şekilde suça konu silahın, ses ve gaz fişeğinin yanı sıra saçma veya metal tanesi ihtiva eden özel nitelikli fişekleri de istimal edebilecek nitelikte olması nedeniyle 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olduğu değerlendirilmiş ise de; anılan raporlarda bu silahın teknik özelliklerinde sonradan değişiklik yapıldığını gösteren herhangi bir bulgudan bahsedilmemesi, sanığın bu silahı hiç kullanmadığını, teknik özelliklerini bilmediğini ve tabancanın herhangi bir parçasını değiştirmediğini savunması, silahı hiç kullanmadığına yönelik savunmasını doğrular şekilde 07.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu silahın fişek yatağının paslı olması nedeniyle çap ve tipine uygun fişeklerin atım yatağına sürülemediğinin, ancak fişek yatağının laboratuvarda basit bir müdahale ile temizlenmesi sonucunda silahın çalışır hâle geldiğinin belirtilmesi ve sanıktan özel nitelikli fişek elde edilememiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, savunmasının aksine suça konu silahı, özel nitelikli fişekleri de atabilme özelliği nedeniyle 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah olduğunu bilerek taşıdığına veya bulundurduğuna, diğer bir ifade ile suç işleme kastı ile hareket ettiğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemeyen sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu, Kabul edilmelidir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/2367
Karar : 2024/9316
Tarih : 04.12.2024
6136 sayılı Kanuna dayalı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 3 ve 17 nci maddelerinde silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağı, yenileme işleminin nasıl yapılacağı, yenileme işlemi yapılmamasının doğuracağı sonuçlar ve izlenecek yöntem ayrıntılı bir biçimde açıklanmış ve ruhsatın yönetmelikte belirlenen süre içinde yenilenmemesi halinde iptaliyle birlikte silaha el konulacağı, üçüncü şahıslara devrinin sağlanamaması halinde ise kolluk makamlarınca ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere Adli Makamlara teslim olunacağı öngörülmüştür. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 18 inci maddesinde, taşıma yada bulundurma ruhsatı verilen kişilerin vefatı halinde, bu kişilere ait silahın mirasçılarının tümünün muvafakatı ile aralarından birine kanuni bir engel yok ise devrinin sağlanacağı, mirasçıların aralarında anlaşamamaları halinde ise valinin bu hususta verilecek yargı kararına kadar geçerli olmak üzere silahı mirasçılardan birinin adına geçici olarak ruhsata bağlayacağı şeklinde düzenleme mevcuttur . İnceleme konusu soruşturma dosyasında; şüpheli …’ın bulundurma ruhsatlı silahın ruhsat süresinin dolduğu halde yeniletmediğinden bahisle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucunda şüphelinin tebligata rağmen ruhsatın bitimine müteakip yeniletme talebinin olmadığı, valilik makamının 14.06.2018 tarihli oluruyla ruhsatın iptal edildiği, bahse konu silahın 27/08/2018 tarihinde geçici olarak emanete alındığı, 04.07.2018 tarihinde iptal kararının tebliğ edilerek silahın kendisinden teslim alındığı, geçen 6 aylık sürenin bitimine kadar da ruhsat sahibinin herhangi bir başvurusu olmadığı, işlem yapmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve silahın müsaderesi için Sulh Ceza Hakimliğine talepte bulunulduğu, Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğince müsadere talebinin kabulüne karar verildiği, itirazın da merci Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğince reddedildiği anlaşılmıştır. Ancak silah sahibi …’ın 03.05.2009 tarihinde vefat ettiği ve müsadereye konu tabancasının Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 21.12.2012 tarihli oluru ile kanuni mirasçısı olan oğlu …’a veraseten devredildiği ve adı geçene bulundurma ruhsatı verildiği, … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan Çerkes Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/60 esas sayılı dosyasında devam eden yargılamanın bulunması sebebiyle Ankara Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 12.06.2018 tarihli oluru ile …’ın silah ruhsat işleminin yargılama kesinleşinceye kadar durdurulmasına ve müsadereye konu tabancanın emanete alınmasına karar verildiği görülmektedir. Dolayısıyla müsadereye konu silahın ruhsat sahibinin 21.12.2012 tarihi itibariyle … …’ın mirasçısı olan … olduğu ve silah ruhsatının da 12.06.2018 tarihinden itibaren askıda olduğu anlaşıldığından merciince itirazın bu yönde kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş, açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/2484
Karar : 2024/9115
Hükümlü adına Ordu Valiliğinin 25.12.2014 tarihli oluru ile meskende bulundurma ruhsatlı silahının, ruhsat süresinin 26.08.2019 tarihinde sona erdiği, silahın ruhsat süresinin dolması üzerine hükümlü tarafından yenileme işlemi yapılmadığından Ordu Valiliğinin 04.03.2020 tarihli oluru ile silah ruhsatının iptal edildiği, iptal işlemini müteakip silahın 17.03.2020 tarihinde tutanak karşılığında kolluk personeli tarafından zapdedildiği ve 6 aylık süre içerisinde silahı devretmesi veya 6136 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde düzenlenen idari para cezasını ödemek suretiyle kendi adına ruhsat talebinde bulunabileceği hususunun hükümlüye tebliğ edildiği belirlenmiştir. Hükümlü hakkında Gölköy Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2021 tarihli talepnamesi ile 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.600,00 TL ve 300,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılması talebine ilişkin Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli kararı ile talebin kabulü ile talepnamede belirtilen şekilde hükümlünün cezalandırılmasına karar verilmiş, bu kararın itiraz edilmeksizin usulüne uygun şekilde 09.03.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. a) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Ruhsatlar” başlıklı 3 üncü maddesi; “Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, gerekli şartların varlığı halinde her beş yılda bir yenilenir. Ruhsatlar verilirken ruhsatın geçerlilik süresi ve süre bitiminden itibaren en geç altı ay içinde ruhsatın yenilenmesi gerektiği kişiye tebliğ edilir. Beş yıllık geçerlilik süresini müteakip altı ay içinde ruhsatın yenilenmemesi halinde o silaha ait ruhsat başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, ancak Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirlenen idari para cezasının ödenmesi kaydıyla aynı şahıs adına tekrar ruhsata bağlanabilir.” b) Aynı Yönetmelik’in “Taşıma veya bulundurma hakkının kaybı” başlıklı 17 nci maddesi; “Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16 ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir. Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” c) 5271 sayılı Kanun’un “Seri muhakeme usulü” başlıklı 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası; “(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir.” şeklinde düzenlenmiştir. a) Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; yukarıda anılan Yönetmelik’in 3 üncü ve 17 nci maddelerinde öngörülen, yeniletilmeyen ruhsatın iptali ile silaha el konulup başkasına devrinin sağlanacağına ilişkin hüküm karşısında; 04.03.2020 tarihinde bulundurma ruhsatının iptaline karar verildiği, suç tarihinde devir tebligatı ile birlikte silahın zaptedildiği de dikkate alındığında, suç kastının bulunmaması nedeniyle eyleminde atılı suçun unsurları oluşmadığından hükümlünün beraatine ve silahın devir işlemlerinin yapılması için idareye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca talepnamenin reddine ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet ve müsadere kararı verilmesi,
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/5480
Karar : 2025/1535
Tarih : 26.02.2025
Dosya kapsamına göre; kolluk güçlerince baba oğul olan sanıklar … ve …’in silah imalatı yaptıklarına dair edinilen istihbari bilgiler üzerine başlatılan soruşturmada, sanıkların birlikte ikamet ettikleri sanık …’a ait evde arama işlemine başlanacağı sırada kolluk görevlilerini fark eden sanık …’ın evin odunluk girişindeki kapıdan seslenerek oğlu olan sanık … uyardığı, akabinde kolluk ekiplerinin odunluğa girdiği, bu sırada sanık …’ın odunluk içerisinde bulunan atölyede tezgah başında silah imalatı ile uğraştığının tespit edilerek video ile kayıt altına alındığı, usulüne uygun olarak icra edilen aramada 1 adet fırın ile fırın içerisinde 1 adet tabanca gövdesi 1 adet tabanca namlusu, 1 adet tabanca üst kapağının bulunduğu, yine arama sırasında ikametin farklı yerlerinde toplamda 10 adet tabanca gövdesi, 23 adet tabanca namlusu, 28 adet tabanca üst kapağı, 3 adet şarjör, 4 adet plastik kabza, 188 adet icra yayı, 14 adet mil, 12 adet tetik tertibatı 8 adet horoz, 388 adet küçük yay, 73 adet mil yayı, 1 adet kuru sıkı tabanca ile 30 adet merminin ele geçirildiği, Makine ve Kimya Endüstrisi’nden alınan bilirkişi raporunda, ikamette ele geçen parçaların tabanca imalinde kullanılan parçalardan olduğu, bu parçaların ancak torna, freze tezgahlarında üretilebileceği ve atölye içerisindeki matkap tezgahı, alet ve edevat ile yapılamayacağı için mevcut haliyle dışarıdan temin edildiği, şahısların ateşli silah veya ateşli silah parçası üretiminde olmasa olmazlardan, namlu ve silindirik parçaların üretimi için torna tezgahı, yüzeysel kısımlarının işlenebilmesi, kanalların açılması ve zor işçilik gerektiren boşaltma işlemleri için freze tezgahı olmadan da mevcut haliyle dışarıdan temin edilen bu parçaların üzerinde atölye içerisindeki mevcut matkap tezgahı, alet ve edevat kullanılarak kişinin ustalık ve kabiliyeti dahilinde ateşli silah (tabanca) ve ateşli silah parçası imalinin yapılacağı belirtildiği, Kolluk güçlerince alınan ihbar üzerine yapılan aramada silah imali için kullanılan suç eşyalarının sanık …’ın ikameti ve ikametin atölye olarak kullanılan odunlukta ele geçirilmesi, kolluk ekiplerinin odunluğa girdiği sırada babası sanık … tarafından uyarılan sanık … bu atölyede silah imalatı ile uğraşırken yakalanması karşısında, sanık …’ın kendi evinde bulunan suça konu malzemelerin kime ait olduğunu bilmediğine ve oğlu …’ın evinin altında bulunan atölyede çay makası ve balta tamiri yaptığı yönündeki beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olması nazara alındığında; her iki sanığın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde üzerlerine atılı suçu işledikleri ve 6136 sayılı Kanun’un 12/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması..
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2025/1235
Karar : 2025/971
Tarih : 10.02.2025
” Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre, 6136 sayılı Kanun’un 12/4. maddesinin uygulamasında 20 adetten fazla tabancanın sayısal bakımdan vahim sayılacağı, yine ele geçirilen mermi sayısının 20.001 ve üzeri olması halinde 6136 sayılı Kanun’un 12/4. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilerek kamyondan ele geçirilen suça konu tabancalardan en az “21 adedinin” incelenerek ve toplam ”195.000” adet mermiden en az “20.001” adedinin patlatılarak atışa elverişli ve 6136 sayılı Kanun kapsamında olup olmadıklarının saptanması sonucuna göre sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanun’un 12/4. maddesinin uygulanması gerekirken numune olarak seçilen iki adet tabanca ve altı adet merminin incelenmesi suretiyle düzenlenen rapor ile yetinilerek yazılı biçimde hükümler kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur” şeklinde düzeltilmesine , ilamdaki diğer hususların aynen korunmasına…
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/25497
Karar : 2025/1331
Tarih : 19.02.2025
Olay tarihinde Bolu İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünce yapılan istihbari çalışmalar neticesinde sanığın kullanmış olduğu… plakalı kurtarıcı-çekici araç içerisinde ruhsatsız silah getireceği bilgisi alınması üzerine başlatılan soruşturmada, belirtilen araçta yapılan aramada kasada bulunan gizli bölmede 12 adet vahim nitelikte, 5 adet ise vahim nitelikte olmayan toplamda 17 adet tabancanın ele geçirilmesi iddiasına ilişkin olarak; Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanaatin dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, kollukça edinilen istihbari bilgi ile uyumlu şekilde sanığın aracında yapılan aramada ele geçen tabancaların sayısı, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunmaları, uzmanlık raporu ve tüm dava dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın bir kısmı vahim nitelikte olan suça konu silahları ticari amaçla bulundurup nakletmek suretiyle üzerine atılı silah ticareti suçunu işlediğine dair kabulün isabetli olduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/602
Karar : 2024/3227
Tarih : 17.04.2024
Hükümlüden ele geçirilen silahın sap kısmı 12 cm kesici kısmı 10 cm olan, mevcut açılır kapanır sabitleştirme aparatı bulunan sustalı tabir edilen bıçaklardan olduğuna ilişkin dosya kapsamında tutanak mevcut olduğu anlaşılmıştır. Ancak, Adli Tıp Kurumu ya da kriminal labaratuvardan alınacak rapor ile bıçağın susta tertibatının bulunup bulunmadığı ve bıçağın namlusunun otomatik olarak açılmasını temin eden susta mandalı ile açılan namlunun sapa sabitlenmesini sağlayan susta kilidinin sağlam ve işler durumda olup olmadığı, 6136 sayılı Kanun’un dördüncü maddesi uyarınca yasak bıçaklardan bulunup bulunmadığı kesin biçimde saptanıp sonucuna göre hükümlünün 6136 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılıp cezalandırılamayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, yazılı biçimde eksik incelemeyle hüküm kurulması…
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/4671
Karar : 2023/2070
Tarih : 05.04.2023
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 14.12.2015 tarihli BLS-15-15323 sayılı raporunda, suça konu tabancanın ateşleme iğnesinin ön bölümünün deforme olması ve çap ve tipine uygun fişekleri patlamaması nedeniyle 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak nitelikte olmadığı, ancak deforme olan ateşleme iğnesinin bir silah ustasının esaslı ve aletli uğraşı neticesinde yenisinin yapılarak mezkur tabancaya takılması halinde, bahse konu tabancanın ateş edebilecek duruma geleceği ve 6136 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliği haiz ateşli silah vasfı kazanacağı, iki adet fişeğin ise 6136 sayılı Yasa’da belirtilen yasak niteliği haiz olduğu belirtilmiştir. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 14.12.2015 tarihli BLS-15-15323 sayılı raporuna göre, ateşleme iğnesinin ön bölümünün deforme olması nedeniyle çap ve tipine uygun fişekleri patlamayan dava konusu ruhsatsız silahın, bir silah ustasının aletli müdahalesi ile arızasının giderilerek çalışır duruma gelmesi halinde, 6136 sayılı Yasa’ya göre silah vasfını kazanabileceğinin belirtilmesi, bunun yanında sanıktan elde edilen iki adet 9 mm fişeğin patlatılıp mermilerin sağlam olduğunun anlaşılması karşısında; eyleminin, 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki suçu oluşturduğu gözetilmeksizin, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/24473
Karar : 2024/8988
Tarih : 25.11.2024
Olay tarihinde sürücülüğünü temyiz dışı …’ın yaptığı araçta yapılan adli arama sonucunda suça konu 4 adet silah ile 50 adet fişeğin ele geçtiği, alınan uzmanlık raporunda söz konusu silahların yarı ve tam otomatik oldukları, 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikte bulunduğu ve vehamet arz ettiklerinin belirtildiği, …’ın alınan ifadesinde suça konu silahları sanık …’ın aracılığıyla sanık …’tan aldığını beyan ettiği, sanık …’ın da , ikrar içeren savunmasında …’ın silah aradığını bildiği için kardeşi …’un sosyal medya platformunda paylaştığını gördüğü silah resimlerini …’a gönderdiğini, başkaca eyleminin bulunmadığını, taraflarının buluşarak silah alım satımında bulunduklarından bile haberdar olmadığını beyan ettiği, temyiz dışı sanık … tarafından dosyaya sunulan ve sanık … ile telefon görüşmelerini içeren ekran görüntülerinin sanık …’ın beyanını doğruladığı göz önüne alındığında, sanık …’ın eyleminin temyiz dışı sanık …’ın vahim nitelikteki silahları bulundurma suçuna yardım eden niteliğinde olduğunu kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamış, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/22621
Karar : 2024/7890
Tarih : 22.10.2024
Tüm dosya kapsamı birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; alınan arama ve el koyma kararları sonrası hurdacı dükkanı ve müştemiletlarında, sanık …’a ait araç ve ikamette arama yapıldığı, hurdacı dükkanı ve müştemilatlarında yapılan arama sonucu 20 adet üzerinde ibare bulunmayan, seri numaralı kazınmış silah (tabanca) ve 57 adet farklı markalarda fişek ele geçirildiği, yaptırılan kriminal inceleme sonucu … Jandarma Kriminal Laboratuvar Müdürlüğünden alınan 29.11.2023 tarihli uzmanlık raporunda; ele geçirilen tabancaların ses tabancası iken tadil edilmek suretiyle 9×19 mm çapında fişek istimal eder hale getirilmiş oldukları, emniyet ve ateşleme sistemleri ile şarjörlerinin sağlam ve işler durumda olduğu, atışlarına mani mekanik herhangi bir arızalarının bulunmadığı, yapılan deneme ve mukayese atışlarında rastgele alınan kırk adedini patlattıkları, tabancaların; 6136 Sayılı Kanun kapsamındaki, vahim nitelikte olmayan ateşli silahlardan olduğu, Sanık …’a ait 1 Adet cep telefonu üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporunda; cep telefonu içerisinde mesaj görüşmelerinde silah ticaretine ilişkin mesajlaşmaların bulunduğu (… Kara isimli kişinin sanık …’a “abi bunlar sıkıntı namlu biliyorsun mermi atınca namlu çıkıyor” “fiyat ne olacak bana abi” şeklinde yazışma kayıtlarının bulunduğu), ayrıca fotoğraflarda çok sayıda çeşitli marka ve modellerde tabancaların resimlerinin bulunduğu, 6136 sayılı kanunun 12. Maddesinde düzenlenen silah ticareti suçunun seçimlik hareketli suçlardan olduğu, ticari amaçla silahın bulundurulması eyleminin de bu seçimlik hareketlerden biri olduğu, silahların sayısı ve çeşitliliği, telefonunda yapılan incelemede ticarete ilişkin yazışmaların bulunması hususları birlikte ele alındığında sanığın ticari maksatla bulundurmadığı yönündeki kendisini suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilen soyut savunmalarına itibar edilmediği, suçun işleniş şekli ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren bir miktar alt sınırdan uzaklaşıldığı, bu haliyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2024/22670
Karar : 2024/7789
Tarih : 17.10.2024
Suç tarihinde; sanığın içerisinde bulunduğu kamyonetin arka kasasından toplam 26 adet Glock marka tabanca, tabancalara ait 26 adet şarjör ve 7 adet tabanca fişeğinin ele geçirildiği, sanığın cep telefonun incelenmesinde telefonunda bir çok ateşli silah resminin ve çeşitli mesajlaşma uygulamaları üzerinden üçüncü kişilerle silah satışı yönünde konuşmalarının bulunduğu, suç eşyalarına ilişkin raporların alındığı olayda; İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen teknik inceleme raporu, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvar Müdürlüğü tarafından tanzim edilen 27.07.2023 tarihli uzmanlık raporu, 20.06.2023 tarihli ihbar ve araştırma tutanağı, 20.06.2023 tarihli arama ve el koyma tutanağı, 20.06.2023 tarihli telefon ön inceleme tutanağı, İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen teknik inceleme raporunda göründüğü üzere tüm sanıkların sosyal medya hesapları üzerinden silah fotoğrafı paylaşması, silah fiyatı hususunda pazarlık yapması, ilgili paylaşım ve mesajlaşmalarda da görüldüğü üzere sanığın ve temyiz dışı sanıkların silah satımı hakkında icrai hareketlerinin bulunduğu da nazara alındığında sanığın temyiz dışı sanıklarla fikir ve … birliği içinde iştirak halinde silah ticareti yapma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2022/4105
Karar : 2024/6346
Tarih : 09.09.2024
Kolluk birimleri tarafından sanık …’ın silah ticareti yapacağı yönünde istihbari bilgi bulunduğu, olay tarihinde sanık …’ın araç içerisinde görülmesi ve şüpheli hareket sergilemesi üzerine kolluk görevlileri tarafından usulüne uygun durdurulduğu, yapılan aramada kargo paketinin içerisinde 3 adet kuru sıkı tabanca olduğunun tespit edildiği, alınan kriminal rapora göre tabancaların 6136 sayılı kanuna göre yasak niteliğe haiz ateşli silahlardan olduklarının bildirildiği, whatsapp mesajlarında sanık …’ın yazışmış olduğu kişilerden tanık olarak beyanı alınan … beyanında infaz koruma memuru olarak görev yaptığını, can güvenliğini sağlamak amacıyla daha önceden Kozan Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda silah ticaretinden hükümlü olarak hatırladığı şahsın numarasını facebooktan bulduğunu, şahsın bu işi yaptığını düşündüğü için 2 tane silah istediğini, sanığın kendisine resimlerini attığı, özelliklerini söylediği, fiyatını belirttiği, ancak kendisinin sonradan silahların ruhsatsız olduğunu düşünerek satın almaktan vazgeçtiğini beyan ettiği, dosya içerisinde yer alan 24/10/2019 tarihli ses çözümleme tutanağında ise … isimli şahsa göndermiş olduğu sesli mesaj içeriğinde de “….500 milyon abi ya, yakışıyor mu sana ya, söz verdik diyo abi sana ya, gelek alak biz silahımızı ver bize ya …” şeklinde konuşma olduğu, her ne kadar sanık … aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamaları kabul etmemiş ve ele geçen silahları ailesinin hasımları olduğu için satın aldığını, yakınlarına da bu silahları vermek için sayıca fazla silah aldığını savunmuş ise de alınan tanık beyanları, mesaj içerikleri ve ele geçen silah adedi göz önünde bulundurulduğunda sanığın savunmalarına itibar edilmemiş ve silah ticareti yapma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2021/18105
Karar : 2024/3053
Tarih : 04.04.2024
Sanık …’ın savunmasında, sanık …’nün kullandığı tırın şanzımanın bozuk olduğunu, Afyon’dan ikinci el şanzıman bakacağını söylediğini, kendisinin kullandığı araçla Afyon’a gittikleri, dönüşte kendisine ait araçta yapılan aramada silahların çıktığını, kendisinin bu silahlardan haberinin olmadığını, cep telefonunda ele geçirilen silah görüntülerinin internetten indirdiği görüntüler olduğunu savunmuş ise de; olayın oluş şekli, sanıkların telefonlarında ele geçen görüntü ve mesajlar ile sanık …’nün duruşma aşamasındaki beyanı karşısında itibar edilmediği, sanık …’nün duruşmada silahların kendisine ait olmadığı, …’a ait olduğu şeklinde beyanlarda bulunduğu, olayın oluş şekli, sanıkların telefonlarında ele geçen görüntü ve mesajlar dikkate alınarak bu savunmaya itibar edilmediği, soruşturma aşamasındaki savunmasının sanık …’ı, kovuşturma aşamasındaki savunmasının ise kendisini suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik çabalar olarak değerlendirildiği, sanıkların cep telefonlarında silah ticareti yaptıklarını gösterir materyallerin ve görüşmelerin bulunması nedeniyle ele geçirilen silahların sayısı, ele geçiriliş şekli, bu silahlara ilişkin cep telefonu görüntüleri, silah satışına dair mesaj içerikleri, kriminal rapor, dijital inceleme raporu, tutanaklar ve dosya kapsamından sanıkların eyleminin fikir ve eylem birliği içinde iki veya daha çok kişinin birlikte silah ticareti suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanıkların mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/3316
Karar : 2023/7019
Tarih : 04.10.2023
Dosya kapsamında yer alan, 19.08.2020 tarihli olay, yakalama ve rızaen muhafaza altına alma tutanağı, Rize Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan arama kararı, iletişimin tespiti, kayda alınmasına ilişkin Rize Sulh Ceza Hakimliğinden alınan 01.09.2020 tarihli karar, 04.09.2020 tarihli fotoğraf teşhis tutanağı, iletişimin dinlenilmesi ve kayda alınmasına ilişkin 06.10.2020, 07.10.2020, 05.11.2020, 04.11.2020, 06.09.2020 tarihli tutanaklar, 03.09.2020 tarihli olay, yakalama, araç arama ve el koyma tutanağı, 01.12.2020 tarihli ev arama, yakalama ve el koyma tutanakları, 01.12.2020 tarihli teşhis tutanağı, 07.10.2020, 05.10.2020, 01.02.2021 ve 29.12.2020 tarihli Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden alınan Uzmanlık Raporları, tanık İ.K.’nin alınan beyanı, temyiz dışı sanık …’in alınan savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanık …’ın “Ali Usta” ismiyle kullanmakta olduğu … adlı sosyal medya hesabı üzerinden, ruhsatsız silah ve tabanca resimlerini paylaştığı, müşterilerin silah satın almak için sanığa ulaştıkları, sanığın ise silah satın almak isteyenleri sanık …’ya yönlendirdiği, sanık …’ın silahların parasını peşin aldığı ancak çoğunlukla silahları teslim etmediği, bu yüzden “Ali Usta” lakabıyla sanık hakkında çokça şikayetin bulunduğu, yapılan açık adres araştırmasında “Ali Usta” isimli şahsın sanık … olduğu tespit edilememiş ise de, temyiz dışı sanık …’in 19.08.2020 tarihinde yakalandığında, suça konu ruhsatsız silahları “Ali Usta” diye birinden satın aldığını beyan etmesi üzerine silahları teslim eden kişinin sanık … olduğu anlaşılmakla sanık …’nın teknik takibe alındığı, teknik takip üzerine sanıklar … ile …’ın sürekli birbirleri ile iletişim halinde olduklarının tespit edildiği, yapılan teknik takipler üzerine tanık İ.K.’nin aracında da suça konu silahların yakalandığı böylece sanıkların üzerine atılı suçu işledikleri anlaşıldığından, Mahkemece verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
T.C.
YARGITAY
SEKİZİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2023/2484
Karar : 2024/9115
Tarih : 28.11.2024
Hükümlü adına Ordu Valiliğinin 25.12.2014 tarihli oluru ile meskende bulundurma ruhsatlı silahının, ruhsat süresinin 26.08.2019 tarihinde sona erdiği, silahın ruhsat süresinin dolması üzerine hükümlü tarafından yenileme işlemi yapılmadığından Ordu Valiliğinin 04.03.2020 tarihli oluru ile silah ruhsatının iptal edildiği, iptal işlemini müteakip silahın 17.03.2020 tarihinde tutanak karşılığında kolluk personeli tarafından zapdedildiği ve 6 aylık süre içerisinde silahı devretmesi veya 6136 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde düzenlenen idari para cezasını ödemek suretiyle kendi adına ruhsat talebinde bulunabileceği hususunun hükümlüye tebliğ edildiği belirlenmiştir. Hükümlü hakkında Gölköy Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2021 tarihli talepnamesi ile 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.600,00 TL ve 300,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılması talebine ilişkin Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli kararı ile talebin kabulü ile talepnamede belirtilen şekilde hükümlünün cezalandırılmasına karar verilmiş, bu kararın itiraz edilmeksizin usulüne uygun şekilde 09.03.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
- a) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in “Ruhsatlar” başlıklı 3 üncü maddesi; “Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, gerekli şartların varlığı halinde her beş yılda bir yenilenir. Ruhsatlar verilirken ruhsatın geçerlilik süresi ve süre bitiminden itibaren en geç altı ay içinde ruhsatın yenilenmesi gerektiği kişiye tebliğ edilir. Beş yıllık geçerlilik süresini müteakip altı ay içinde ruhsatın yenilenmemesi halinde o silaha ait ruhsat başka bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilerek bu Yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, ancak Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirlenen idari para cezasının ödenmesi kaydıyla aynı şahıs adına tekrar ruhsata bağlanabilir.“
- b) Aynı Yönetmelik’in “Taşıma veya bulundurma hakkının kaybı” başlıklı 17 nci maddesi; “Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16 ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir. Bu Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”
- c) 5271 sayılı Kanun’un “Seri muhakeme usulü” başlıklı 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası; “(9) Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; yukarıda anılan Yönetmelik’in 3 üncü ve 17 nci maddelerinde öngörülen, yeniletilmeyen ruhsatın iptali ile silaha el konulup başkasına devrinin sağlanacağına ilişkin hüküm karşısında; 04.03.2020 tarihinde bulundurma ruhsatının iptaline karar verildiği, suç tarihinde devir tebligatı ile birlikte silahın zaptedildiği de dikkate alındığında, suç kastının bulunmaması nedeniyle eyleminde atılı suçun unsurları oluşmadığından hükümlünün beraatine ve silahın devir işlemlerinin yapılması için idareye teslimine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca talepnamenin reddine ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet ve müsadere kararı verilmesi…
- Konunun sırf biçim ve şekil süreci üzerinde durulduğu, cürüm niteliğindeki suçlarda öncelikle manevi unsur olan kusurlu iradi hareketin saptanması gerektiği. (Y. 8. C.D.16.10.1997/12358 1997/13688)
- Tamir için bırakılan silahı ruhsatını sormayarak bulunduran sanığın eyleminde kast yoktur. (Y.8.C.D.11.02.1998 1998/596 1998/1498)
- Sanığın ruh hastası yeğenine ait tabancayı bir olay olmasından endişe ederek evinde birkaç gün bulundurması eyleminde kast unsuru oluşmaz. (Y.8.C.D. 03.03.1992 1992/227-2917)
- Değişik Yargıtay kararlarında işyerinde yaralanan işçiyi hastaneye götüren kişinin farkında olmadan silahı da götürmesi, tarlada çalışan eşinden silahı kısa bir süre için muhafaza amacıyla alan ve bulunduran sanığın eyleminde kast bulunmamıştır. Sanık bulundurma ruhsatlı tabancasını, yerel kolluktan aldığı izne dayalı olarak, bir evinden diğerine taşırken, yolda yakalanmıştır. Bu durumda sanıkta suç işleme kastı olmadığının kabulü gerekir. (YCGK. 16.04.1996 1996/8-70-81)
- Sanığın işyerinde bulundurmak üzere ruhsata bağlattığı silahını, işyerini naklederken eşyaları ile birlikte getirip yeni işyerinde bulundurması eyleminin sadece nakil aşamasında yetkili mercilerden izin almamasından dolayı idari işlem eksikliği olarak değerlendirilmesi gerekir. (Y.8.C.D. 27.05.2002 2001/25564 2002/6300)
- Hakkındaki mahkumiyet hükmünü temyiz etmeyen sanık H.’yi düğün evine kadar aracıyla götüren sanığın, aracının torpido gözüne H. tarafından habersiz olarak bırakılan ruhsatsız tabancayı alıp kısa bir süre taşıması, diğer sanığın da oluşu bu şekilde anlatması nedeniyle eyleminde 6136 sayılı Yasada amaçlanan biçimde tabancayı taşımak kastının bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması hatalıdır. (Y.8.C.D. 17.06.2002 2001/8242, 2002/7014)
- Sanığın babasına ait tabancayı onun bilgisi dışında arkadaşlarına hava atmak için kısa sürede bulundurmaktan ibaret eyleminde kast yoktur. (Y.8.C.D. 29.09.1994, 1994/9811-10319)
- Sanığın arkadaşına ait tabancayı çok kısa bir süre aldığı ve ateş ettiği suç kastının bulunmadığı. (Y.8.C.D. 12.05.1992, 1992/4680-6275)
- Kavga edenleri gören sanığın evinde bulunan tabancayı alıp kavgada teşhir etmesinde taşıma kastı oluşmamıştır. (Y.8.C.D. 19.9.1994, 1994/8790-9771)
- Sanığın evinde bulundurma ruhsatlı tabancasını, evinin önünde park halinde bulunan araca koymasında silahın güvenlik alanı dışına çıkarılması söz konusu olmadığından kast unsuru oluşmamıştır. (Y.8.C.D. 25.05.1995, 1995/6200-7552)
- Sanığın, alkollü vaziyette kahvehaneye gelen kardeşinin üzerinden olay çıkmasını önlemek için tabancayı alıp, dışarı çıkarken yakalanmasından ibaret kısa süreli taşıma eyleminde suçun kast unsuru oluşmaz. (Y.8.C.D. 27.11.1998. 1996/15380, 1996/15882)
- Sanığın silahını düğün yerine getirdiği bir müddet sonra düğün yerinden başka bir yere gitmesi gerektiği ve silahı arkadaşına bıraktığı bu sanığın da silahı yarım saatlik kısa bir süre taşıdığı düğünde arama yapan polisler tarafından yakalandığı anlaşıldığından suçun kast unsuru oluşmaz. (Y.8.C.D. 27.11.1996, 1996/13850, 1996/15084)
- Sanığın dayısı olan diğer sanığın talimatı ile ruhsatsız tabancayı dükkandan alıp eve getirdiği, ancak tabancayı başkasına göstermek için yakındaki akaryakıt istasyonuna götürdüğü kollukça yapılan aramada ele geçirildiği suç kastının bulunmadığı. (Y.8.C.D. 24.11.1997, 1997/15190, 1997/16305)